Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/709 E. 2023/560 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/709 Esas
KARAR NO: 2023/560
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 19/07/2018
KARAR TARİHİ: 15/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Banka hesap açılırken kimlik bilgilerinin yanlış aldıklarını, aynı hesaba ait iki T.C olduğunu, hesabın kime ait olduğunun tespit edilmediğini, borçlunun kim olduğunun tespiti için İcra Müdürlüğünün ilgili bankadan nüfus suretinden istendiğini, verilen yazı cevabında kimlik fotokopisi bulunmadığından İcra Dairesine gönderilmediğinin bildirildiğini, borçlunun tespitinin görev yapılamadığını bu nedenle alacaklıyı 25.278,00 TL zarara soktuklarını, bankanın kusurlu olduğunu bunedenle borcu ödeme sorumluluğunun bankaya ait olduğunu, bu nedenler ile 25.278,00 TL çekin tazminine davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Takibe konu çekin kambiyo vasfını yitirdiğini, bankanın borçlu sıfatı ile takibe konu edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu takip üzerinden 16 yıl geçtiğini, ileri sürülen taleplerin icra takibi konusu ve dolayısıyla itirazın iptali davasını konusu oluşturmadığını, bu nedenler ile davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.Uyuşmazlığın ——— Esas sayılı dosyasına yapılan itiraz nedeni ile açılan itirazın iptali davası olduğu, uyuşmazlığın temelde davacının davalı bankanın eylem ve işlemlerinden dolayı zarara uğrayıp uğramadığı hususlarında toplandığı görülmüştür.——– sayılı dosyası görevsizlik kararı ile mahkememizin yukarıdaki esasında kaydedildiği anlaşılmıştır Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Davacı’nın çek fotokopisini icra dosyasına sunarak 1.678,00 TL çek tutarı ve faizler ile birlikte toplam 25.278,00 TL üzerinden 10.05.2017 tarihinde Banka aleyhine takibe geçtiği, banka’nın kambiyo vasfını yitirmiş çek nedeniyle, taraf olmadığı bir çek için takip yapılmasına itiraz ettiği, davacı’nın, Banka’nın çek keşidecisinin kimlik bilgilerini vermemesi nedeniyle çekin tahsil edilememesinden kaynaklı zararı bulunduğu gerekçesiyle Banka aleyhine yaptığı takip talebine itiraz etmesi nedeniyle işbu davayı ikame ettiği, 3167 Sayılı Kanun’un 3’ncü maddesine göre; “çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde hamilin talebi üzerine keşidecinin bankaca bilinen adresleri kendisine verilir” denmesine rağmen, Davacı’nın kimlik bilgilerini talep etmesi, Banka’nın ise kimlik bilgilerini değil adresin verilebileceği şeklinde bir itirazda bulunmadığı, Banka’nın ——— Şubesi tarafından yazıldığı anlaşılan kimlik bilgilerinin ise hatalı olduğunun görüldüğü, ———numaralı icra dosyasında icra müdürlüğünün müzekkeresine verilen, 4’ncü sayfaya kopyalanan, 06.05.2011 tarihli cevabında yanlış bildirilen kimlik numarası nedeniyle çek bedelinin tahsil edilememesinden Banka’nın sorumlu bulunup bulunmayacağının hukuki bir sorun olması nedeniyle mahkeme’nin kararına bağlı olduğu, davacı’nın çek keşidecisi aleyhine 11.12.2002 tarihinde ——— numaralı icra dosyasında takibe geçtiği, 06.05.2011 tarihinde ——— numarası ile dosyanın yenilendiği, kimlik numarasının yanlış oluşu nedeniyle 11.07.2017 tarihinde ——— numara ile tekrar yenilendiği, Davacı tarafından Banka’nın sorumlu bulunduğu gerekçesi ile icra müdürlüğünden Banka tarafından ödeme yapılmasının talep edildiği, ancak icra müdürlüğünün, çekin tarafı olmaması nedeniyle ret kararı verdiği, davacı’nın 10.05.2017 tarihinde Banka aleyhine ——— numaralı icra dosyasında geçtiği takip için itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiği, Banka’nın, 3167 Sayılı Kanun’un 3’ncü maddesi gereği, kimlik değil adres bilgilerini verebileceği hususunda bir itirazda bulunmadığı, dolayısıyla Davacının kimlik bilgilerini istemesi üzerine Banka’nın kimlik değil adres bilgilerini verebileceği hususunda bir itirazda bulunmaması nedeniyle hukuki bir sorun bulunduğu kanaatine varıldığı, müterafik kusur kabul edilebileceği, mahkeme’nin kararına bağlı olduğu, mahkeme Banka’nın adres bilgilerinin verilmemesi nedeniyle kusurlu bulunduğu ve Davacı Çek Hamiline faiz ödemesine karar verecek ise geçerli olduğu, bu durumda ——— Numaralı icra dosyasında da tahsil tarihine kadar yasal faiz oranından faiz hesaplanması gerektiği, Mahkeme müterafik kusuru % 50 – % 50 belirleyecek ise, Banka’nın 2.697,97 TL’den sorumlu bulunacağı hususlarını beyan ve rapor etmiştir Bilirkişi tarafından alınan ek raporda özetle; 3. ŞAHIS olarak icra dosyasına beyan veren ——— imzasının dış görünüş itibarı ile çek üzerindeki imza ile uyumlu olduğunun görüldüğü, çek keşidecisi ile takip yapılan kişinin aynı olduğu kanaatine varıldığı, gerekirse ——- incelemesinin taraf talepleri kapsamında Mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerektiği, bu hususun dava sürecini tamamen değiştirecek nitelikte olduğu kanaatine varıldığı, mahkeme Kök Rapora itirazların değerlendirmesi gerektiğine karar verecek ise, yapılan incelemede; Davacı itirazlarında avans faiz oranından hesaplama yapılmasını talep etmişse de, icra takip dosyalarında yasal faiz oranından hesaplama talep ettiğinden, yasal faiz oranından hesaplama yapılması gerektiği, Mahkeme avans faiz oranından hesaplama yapılması gerektiği yönünde karar verecek ise, davacı alacağının 7.591,17 TL olduğu, gerek davacının gerekse davalının diğer itiraz ve beyanlarının kök raporda belirtilen hususları değiştirecek itirazlar olmadığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir Davaya konu edilen icra dosyaları celp edilerek incelenmiştir.İş bu davanın, davalı bankanın çek keşidecisinin kimlik bilgilerini vermemesi nedeniyle çekin tahsil edilememesinden kaynaklı zararı bulunduğu gerekçesiyle davalı aleyhine yapılan takibe karşı yapılan itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali davasından ibaret olduğu anlaşılmakla davalı bankanın icra dosyasına keşideci kimlik bilgilerini ibraz etme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır. 3167 Sayılı Kanun’un 3’ncü maddesine göre; “çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde hamilin talebi üzerine keşidecinin bankaca bilinen adresleri kendisine verilir” hükmüne rağmen davacının icra dairesi kanalıyla kimlik bilgilerini talep etmesi, davalının ise bankanın ——– Şubesi tarafından yazıldığı anlaşılan kimlik bilgilerinin ise hatalı olduğunun görüldüğü, ilgili icra dosyasına sehven yanlış kişiye ait T.C kimlik numarası bildirildiği hususu ilgili icra müdürlüğünce fark edilerek yeniden kimlik bilgilerinin yeniden istendiği davalı bankanın yazı cevabında kimlik belgesinin yapılan araştırma neticesinde bulunamadığı bildirildiği görülmekle davalının zamanaşımı itirazının keşideci kimlik bilgilerinin icra dairesi kanalı ile istendiği tarih dikkate alınmakla yasal zamanaşımı süresinin dolmadığı gözetilerek zamanaşımı definin reddine karar vermek gerekmiştir. Somut olayda davalının çek bedelinin tahsil edilememesinden davalı bankanın kusur ve sorumluğunun bulunmadığı zira 3167 Sayılı Kanun’un 3’ncü maddesine göre; “çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde hamilin talebi üzerine keşidecinin bankaca bilinen adresleri kendisine verilir” hükmü uyanıca davacı tarafça davalıdan keşideci adres bilgilerin istendiğine yönelik hangi bir delilin dosyada bulunmadığı,davacı tarafça bu şekilde oluştuğu iddia edilen zarar yönünden davalı bankanın sorumluluğunun doğrudan doğduğunu ispatlar şekilde herhangi bir delilin de dosyada tespit edilmediği tüm bu bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.Diğer yandan davalı tarafça kötüniyet tazminatı talep edilmiş ise de davacının kötüniyetli olduğunun ispat edilememiş olması nedeniyle davalının tazminat talebinin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartlar oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Karar harcı 269,85 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 431,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 161,84 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekiline e duruşma vasıtası ile kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde——— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2023