Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/703 E. 2022/382 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/703 Esas
KARAR NO: 2022/382
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 10/09/2020
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan —-tarihinde alınan karar ile —- tarihinde noter tasdiki yapılmak suretiyle —- satın aldığını —- tarihinde —– ilan edildiğini, şirketin tek yetkilisi ve sahibi olduğunu, daha önce şirket adına hesap açılan tüm bankalara kimliği ve imza sirküleri ile müracaat ederek hesapların tek yetkilisi ve sorumlusu olduğunu bildirdiğini, — tarihinde şirketin unvanını —– değiştirdiğini ve sicil gazetesi ile imza sirkülerlerini bankalara teslim ettiğini, müvekkilinin banka hesapları üzerinde işlem yapmak, para alıp vermek üzere hiç kimseye yetki belgesi ve vekaletname adı altında bir evrak vermediğini,—- arasında banka şubelerinden şirket hesap hareketlerini istediğinde kendisine verilmediğini, şubede işlem yapan personel ve kendi muhasebesi tarafından oyalandığını ve kandırıldığını, — hesaplardaki paraları kendisine, annesi—-adına olan şirketlerin hesaplarına düzenli olarak ve çeşitli rakamlarda —— yapmak suretiyle şirketin içini boşalttığını, bu hususlarda —–Sayılı dosyasının derdest olduğunu, —- yılında savcılığa suç duyurusundan sonra gelen bilirkişi raporu ile bankalarında bu dolandırıcılık işine taraf olduğunu öğrendiğini, davalı bankanın müvekkilinden habersiz—- yaptığını, vadeli ve döviz hesapların açılıp kapatıldığını, unvan değişikliği sonrasında eski şirket hesaplarına para gönderildiğini, davalı banka tarafından savcılık dosyasına sunulan hesap hareketleri incelendiğinde toplam —– yapıldığını, vadeli hesap açılıp kapatıldığını, vadesiz hesaptan —–nakit çekim işleminin talimat olmaksızın yapıldığını, çek karnesi verildiğini, çeklerde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, bankanın gereken dikkat ve özeni göstermediğini, Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu açısından banka şube müdürlerinin ticari mümessil olarak kabul edildiğini bu nedenle şube müdürlerinin bu usulsüzlüklerden sorumlu olacağını, ayrıca işlemleri yapan personelin de sorumlu olacağını, müvekkilinin uğradığı zararın bankanın tazmin yükümlülüğünün olduğunu tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız eylemleri ile 3. Şahısların haksız kazanç elde etmesine neden olan davalı tarafından şimdilik — bedelin davacıya ödenmesine, hükmedilecek bedele son işlem tarihi olan ——– tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, zarara sebebiyet verilen alacak miktarı kadar maddi tazminatın tarafımıza ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkili mahkemede açılmadığını, zamanaşımına ilişkin itirazlarının olduğunu, davacının zarara uğradığını iddia ettiği tutarları öncelikle eski ortaklarından talep etmesi gerektiğini, husumet yönünden itiraz ettiklerini, davacı firma ortaklık yapısının değiştiğini gösterir herhangi bir belge sunmadığı gibi önceki imza yetkililerinin değiştiğine dair bildirimde bulunmadığını, müvekkili olan bankanın tüm işlemleri kendisine bildirilen davacıya ait olan imza ve şirkete ait kaşelere istinaden gerçekleştirdiğini, davacıya hesap hareketlerinin verildiğini, günlük olarak mail adresine hesap ekstrelerinin gönderildiğini, imza sirkülerine uygun talimatlar ile işlemlerin yapıldığını, davacının aynı tarihte yapılan başka işlemlere itiraz etmediğini, kısa süre içerisinde yapılan bu işlemlerden de haberdar olmasının gerektiğinin açık olduğunu, bahse konu davada davacının zararı varsa zararın doğumuna kendisinin ağır kusurunun sebebiyet verdiğini, davacı tarafın özenli davranmayarak istediği her an denetim yapabileceğini, hesabını denetlemeyerek yasanın kendisinden beklediği özeni göstermemiş olduğunu, müvekkili olan banka ile gerçek ya da tüzel kişiler adına hesap açılması ve hesaba ilişkin tüm koşulların belirlenmesi amacıyla hesap açtırılan şahıslar ve firmalar arasında —- sözleşmesi imzalandığını, müvekkili banka ile davacının imzalamış oldukları ticari hizmet sözleşmesinin —— bendine göre müvekkili olan bankaya gönderilen talimatlarında; “banka, faks talimatlarındaki imzaları bankadaki örnek imzalarla karşılaştırılacak, ilk bakışta fark edilmeyecek sahte imzalardan sorumlu olmayacaktır.” hükmünün yer aldığını, davacının hesabından usulsüz talimatla işlem yapılmasının söz konusu olmadığını, davacının bilgisi ve açık talimatları ile işlemler yapıldığından iş bu davanın reddini ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış—- sayılı dosyası ve—- dosyasında alınan bilirkişi raporlar—celp edilmiş, —–yıllarını kapsayan hesap hareketleri dökümü celp edilerek incelenmiş, dosya bankacı ve mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek, tarafların tüm iddia ve savunmaları dikkate alınarak ön incelemede belirlenen uyuşmazlık konusunda bilirkişiden rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiş ve taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda da hüküm kurmaya ve denetime elverişli ek rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili ——tarihinde bilirkişi raporu doğrultusunda talebini ıslah ederek harcı tamamlamıştır.
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıkları mevduatı ve katılım fonlarını sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan kuruluşlardır. Bankalar sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumundadırlar. Bu durum, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirir —–O hâlde, bankalar, ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Ayrıca, bu sorumluluğu kaldırmaya yönelik sözleşmeler de geçerli değildir.——
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2’nci maddesi gereğince; tacir, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. Nitekim bankaların, tacir olarak bütün işlemlerinde basiretli davranma yükümlülüğü herhangi bir tacirden farklıdır. Bu sebeple bankalardan beklenen basiret ölçüsü ve özen yükümlüğü şüphesiz daha ağırdır. Özellikle birer itimat kurumu olan bankaların, aldıkları mevduatları ve açtıkları çek hesapları ile çek hamillerini sahtecilere karşı özenle koruma yükümlülüğünün daha da arttığının kabul edilmesi gerekmektedir ——Birer itimat kurumu olan bankaların aldıkları mevduatları ve kullandırdıkları kredileri sahtecilere karşı özenle korumak zorundadırlar.
Tüm dosya kapsamı, toplanan ve değerlendirilen tüm deliller ile hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; davacının, davalı banka nezdinde bulunan mevduat hesapları üzerinde şirket yetkilisinin rızası dışında yapılan işlemler neticesinde zarara uğradığı iddiasıyla işbu davayı açtığı, davacı —- firma ortaklığından ayrıldığı, Daha sonra tek ortak — firma ortaklığını — devrederek firma ortaklığından ve müdürlüğünden ayrıldığı, davacı şirketin ortaklık yapısı ve şirketin temsil ve ilzam yetkilerinin —tarihinde değiştiği, vaki değişikliğin —-tarihinde —- yayınlandığı ve davacı şirketin ortaklık, temsil ilzam yetkilerinin davalı bankaya —– tarihinde bildirildiği, bu hususun bankanın kendi teftiş kurulu raporu ile de tespit edildiği, dolayısıyla artık davalı bankanın yapılan usulsüz işlemden tamamen sorumlu olması gerektiği, İmza sirkülerinin tamamının çok sayfalı olması, ilk sayfasının faks marifeti ile bankaya ulaşmış olmasının banka lehine değerlendirilemeyeceği, zira ilk sayfada bile vaki değişikliklerin yer aldığı, objektif özen yükümlülüğü kapsamında bu aşamada artık bankanın gerek herkese açık olan sicil kayıtlarından, gerekse davalı şirketten değişen yetki belgelerinin talep edilmesi gerektiği, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunda dava konusu bankacılık işlemleri tek tek irdelenmek suretiyle davalı bankanın sorumluluğuna gidilebilecek kalemlerin belirlendiği, hükme esas alınan, denetime elverişli bilirkişi raporunda detaylıca açıklandığı üzere dava konusu —- davalı bankanın toplam —- sorumluluğu bulunduğunun belirlendiği, objektif özen yükümlülüğü kapsamında bankanın en üst düzeyde tedbir alma yükümlülüğü altında bulunduğundan tüm işlemlerde, özellikle de yüksek tutarlı nakit çekim talimatında davalı şirket yetkilisinden mutlaka teyit alması ve talimat araması, ayrıca işlem —— uygulanması gerektiği sonuç ve kanaatiyle hükme esas alınan gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi kök ve ek raporu doğrultusunda davalı bankanın özen yükümlülüğüne aykırı davranışı nedeniyle davacının dava konusu —-tutarında maddi zarara uğradığı, basiretli bir tacirden beklenmesi gereken davranışa aykırı hareket eden davacının ise takdiren %40 oranında mütefarik kusurlu olduğunun kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile —–tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 35.462,73 TL nisbi harçtan başlangıçta alınan 1.707,75 TL peşin harç ile 13.069,00 TL ıslah harcı toplamı 14.776,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 20.685,98 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 1.769,95 TL dava açılış masrafı, 13.069,00 TL ıslah harcı ve 1.752,60 TL yargılama masrafından ibaret toplam 16.591,55 TL yargılama giderinden kabul ve redde göre hesap olunan 9.954,93 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen tazminat yönünden hesap edilen 43.007,20 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-)Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davalı vekili için tayin olunan 32.677,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—- bütçesinden ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinden kabul ve red oranına göre hesap olunan 1.142,12 TL’sinin davalıdan, arta kalanının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-)Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —- —-Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2022