Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/675 E. 2021/469 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/675 Esas
KARAR NO : 2021/469

DAVA : Menfi Tespit -İstirdat(Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2020
KARAR TARİHİ : 01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit-İstirdat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın — imalatı alanında faaliyet gösterdiği, davalı ile müvekkili firma arasında 20.12.2018 tarihli—- imzalandığını, sözleşme ile projede bulunan —- bedelle iş karşılığı anlaşıldığını, kalan bedel için ———verileceği, verilen çeklere istinaden yükleniciden Teminat senedi alınacağı yönünde anlaşma yapıldığını, verilen çeklere karşılık müvekkillerinin teminat senedini verdiğini, alınan çeklerin ödenmemesi üzerine teminat senedinin konusuz kaldığını, bahse konu çeklerin ödendiği hususunun davalının ticari defterlerinde sabit olduğunu, müvekkile verilmesi—— dairenin müvekkile verilmediğini, başka bir dairenin verileceğinin söylenmesine rağmen herhangi bir gayrimenkul tesliminin yapılmadığını, sözleşmede belirlenen ———- devam edildiğini, verilen— çekler için müvekkilince yapılan — olduğunu, müvekkillerinin davalıdan hiçbir mal almadığını, konusuz kalan senetler yönünden müvekkil yönünden İstanbul And. —. İcra Müd. — sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, müvekkillerinin sözleşme gereği işleri yaptığını ve davalı firmaya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla, İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyasından yapılan takibin iptaline karar verilmesini, takip nedeni ile en az %20 icra tazminatının ödenmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takiben konu edilen senedin iddia edildiğinin aksine teminat senedi olmadığını, hiçbir şekilde teminat ibaresinin yer almadığını ve delil olarak sözleşmede belirtilmemiş olduğunu, senedin hukuki ilişkinin teminatı olduğunu hususunun, karşılıklı edimleri içeren bir sözleşmenin teminatı için verildiği konusunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğini, teminat olarak verilmesi gereken miktar ile dava konusu senedin bedelinin birbiri ile örtüşmediğini, 20.12.2018 tarihli sözleşme ile verilecek — senede istinaden yükleniciden Teminat senedi alınacağının yazmakta olduğunu, davacı tarafından dava dilekçesinde bu çeklerin 150.000 TL.lik olduğunu belirttiği, takibe konu edilen senet bedelinin 100.000 TL olduğunu, miktar ve tarih yönünden birbirleri ile örtüşmediğini, davacının teminat senedini ispatlayacak herhangi bir belge ve delil sunmadığını, Davacının sözleşme gereği — uygun ve sağlıklı çalışır halde teslim etmediğini ve ruhsat almaya hazır etmediğini, yapılan ikazlara rağmen sözleşme ile yükümlü olduğu işleri tamamlamadığını beyanla, davanın reddine, davacı aleyhine %40 dan az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, borçlu olunmadığının tespitine yönelik olarak açılan menfi tespit davasının yargılama devam ederken istirdat talebine dönüşmesine ilişkindir..
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda, “davacı yanın 2018-2019 yıllarına ait ticari defter ve belgelerinin incelendiği, Defterlerin açılış, kapanışlarının usul ve yasaya uygun bir şekilde yaptırılmış olduğunu, davacı şirketin davalı şirketten aldığı ve davalı şirketten tahsil ettiğini beyan ettiği, toplam tutarı 150.000 TL olan 3 adet çeke ilişkin Ticari Defter ve kaydının bulunmadığı, davacı şirketçe davalı şirkete teminat olarak verildiği iddia olunan dava konusu 100.000 TL .lik senede ilişkin herhangi bir kaydı Ticari defterlerde yer almadığı, davacı şirketin kabulünde olduğu, davalı şirket adına düzenlenmiş herhangi bir hakediş faturasının da ticari defterler nezdinde yer almadığı,—- tamamen tamamlanmış ve kullanılır durumda kullanıldığının görüldüğünü, —-yapılmış ve kuru durumda olduğunun tespit edildiğini, —- —- ve genişlikleri aynı, sadece derinliklerinin çok küçük miktarda farklı olduğunun tespit edildiğini, yapılan işin muhasebesel gereklerinin davacı yanca ilgili mevzuata uygun olarak yerine getirilmesi hususu saklı kalarak, davalını da bu davada tartışılan — arasındaki ilişkiden kaynaklanan haklarına halel gelmemek, menfi tespit talebinin kabulü kabul edilebilir mahiyette mütala edildiğini, ” şeklinde rapor sunulmuştur.
İspat yüküne ilişkin genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Diğer bir değişle, alacaklı olduğunu iddia eden kişi borcunun dayandığı hukuki sebebi ve onun geçerli olduğunu ispat etmek zorundadır. Ancak alacaklı bonoya dayalı alacağını talep ettiğinde ispat soyutluğu karinesi nedeniyle sebep göstermek zorunda değildir. Alacağını bonoyu sunarak iddiasını ispatlamış kabul edilmektedir. Artık borcunun olmadığını ispatlamak zorunda olan borçludur. İspat yükü borçluya geçmiştir.—- olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir.Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır. Borçlu, bononun teminat bonosu olduğu yönündeki iddiasını yazılı delil ile ispatlamalıdır.Bu konuda tanık dinletilmesi de mümkün değildir. (Yargıtay —–.Hukuk Dairesi’nin — Karar sayılı—- Karar sayılı kararları)
Taraflar arasındaki sözleşmenin 4.2 maddesinde de 3 parça çek verileceği, verilen çeklere istinaden teminat senedi alınacağı kararlaştırılmışsa da; davaya ve takibe konu bononun sözleşme kapsamında verildiği ve teminat senedi olduğu sözleşmeden anlaşılamamaktadır. Dosya içerisindeki bono içeriğinden düzenlenen bononun teminat senedi olduğuna dair herhangi bir belirlemenin olmadığı —- sayılı kararlarında da belirtildiği üzere dayanak bononun hangi ilişkinin teminat olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği kanıtlanacak yazılı belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin vade ve tanzim tarihleri ile miktarlarının belirtilmesi gerektiği somut olayda söz konusu senedin teminat senedi olduğunu kanıtlar senedin vade ve tanzim tarihleriyle miktarını açıkça atıf yapan yazılı bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı, verilen çek bedelleri ile dava konusu bononun bedellerinin de uyuşmadığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf, dava konusu senedin teminat senedi olduğu ve senet nedeniyle borçlu olmadığı yönündeki iddiasını yazılı ve kesin delil ile ispatlayamamıştır. Tüm dosya kapsamındaki deliller uyarınca subut bulmayan davanın reddine, her ne kadar davalı tarafça icra inkar tazminatı talep edilmişse de icra takibin durdurulmaması ve bu nedenle koşullar oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.720,81TL harcın mahsubu ile artan 1.661,51-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —esaslara göre belirlenen 13.522,62-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile — Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.