Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/655 E. 2023/698 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/655 Esas
KARAR NO: 2023/698
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/08/2020
KARAR TARİHİ: 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde : 31.08. 2019 tarihinde davalının ——— faaliyetleri kapsamında müteahhitlik faaliyetlerini yürütmüş olduğu ——— Mah. ——– Sokak No:——- ——— palta ——— ada ———– parseldeki ——— Aparimanı yanında bulunan otoparkta park halinde bulunan davacıya ait ——— plaka sayılı aracın üzerine beton dökme işlemi esnasında beton harcının aracın üzerine dökülmesi neticesinde maddi hasarlı kaza meydana gelmiş olduğunu, söz konusu kaza kapsamında müvekkilinin aracının ciddi hasar görmüş olduğunu, ve aracın uzun süre kullanılamamış olduğunu, ve araç kiralamak zorunda kalmış olduklarını, bu kapsamda 5.015,00 TL araç kira bedeli ödenmiş olduğunu ayrıca müvekkilinin aracında oluşan hasar nedeniyle değer kaybının meydana gelmiş olduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde de bir sonuç alınamadığını beyanla; davanın kabulüne, müvekkilinin aracında meydana gelen hasar bedelinin, değer kaybının ve bu haksız eylem nedeni ile müvekkil tarafından kiralanmak zorunda kalınan aracın kiralama bedelinin, şimdilik 5.000,00 TL.nin davalı taraftan tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, Yargılama giderleri ile vekalet ücretini karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının bir ay araç kiralama gibi bir zaruretinin oluşmamış olduğunu, ayrıca davacının sigortasından yapılan zarar ödemesinin mahsup edilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkili tarafından———– Sigorta Poliçesi bulunduğundan davanın ———- Sigortaya ihbar edilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, inşaat yapımı sırasında meydana gelen kaza sebebi ile araçta oluşan hasar bedeli, değer kaybı ve mahrumiyet bedelinin tahsiline yönelik olarak açılan alacak davasıdır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 10.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” kusur durumundan; Söz konusu kazanın 6331 sayılı kanun kapsamında çalışanların ve işveren yükümlülükleri olarak belirtilen Maddelerin İhlal edilmesi nedeniyle meydana geldiği, İşverenin çalışanların eğitimlerinin yaptırılması ancak gözetim ve denetini sorumluluğu ile ve bu konuların çalışanlar tarafından uygulamalarının yerinde kontrol edilmesi görevinin ihmal edilmesi, İşveren sorumlulukları; ilgili kanun, yönetmelik ve tüzükler gereği, mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türlü tedbirin alınması, arganizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.” seklinde de özetlenen maddenin ihmal edilmesi, ayrıca işveren tarafından söz konusu kazanın meydana gelmemesi için İş Güvenliği tedbirlerinin yerinde kontrol edilmediği ve kazanın oluşmasını engelleyici yeterli kontrol tedbirlerinin alınmadığı, bu nedenle işçilerin beton dökümü yaparken dikkatsiz çalışmalarına müsaade edilmiş olması nedeni ile davalı şirketin asli kusurlu olduğu, söz konusu kazanın iş kazası olduğu, söz konusu olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza nileliğinde olduğu, söz konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğu, dava konusu araçta KDV ve işçilik dahil ( iskontosuz) 6.553.01 TL hasar meydana gelmiş olduğu, söz konusu kazalı aracın onarımının yetkili servis ve tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte basit işçilikler ile giderilebilecek hasar oluşmuş olduğu ve onarımının yaklaşık 5 (beş) iş günü sürecceği, Dava konusu aracın kaza tarihi itibariyle kazadan önceki kazalı araç 2. El piyasa rayiç Değerinin 140.000,00 TL civarında olduğu, söz konusu aracın ———– kayıtlarına göre değer kaybı hesaplamasını olumsuz etkileyecek 5 ( beş) adet geçmiş hasar kaydının bulunduğu, ———- sayılı iptal kararı kapsamında dava konusu aracın yapılan incelemede, kazadan önceki kazalı araç 2. FI piyasa rayiç değerinin kaza tarihi itibariyle 140.000,00 TL olması ve kazadan sonraki onarım gören parçaların ve hasar geçmişinin birlikte değerlendirilmesi ile kazalı olarak 2. El piyasa rayiç değerinin yaklaşık 136,000,00 TL civarında olduğu, bu kapsamda Değer Kaybının 140.000,00’TL – 136.000.00 TL =4.000.00 TL civarında olacağı, dava konusu kazalı aracın onarımda olduğu süre içerisinde kullamlamaması nedeni ile araçtan yoksun kalma” kazanç kaybı oluşacağı, bu kapsamda ikamc araç kullanılması durumunda davacının ikame kiralık araç bedeli onarım süresi olan beş iş günü x 2. El kiralık araç günlük rayiç bedeli 150.000 TL = 750,00 TL ikame kiralık araç bedeli alacağının bulunduğu, ” şeklinde rapor sunulmuştur. 18.04.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ” Kök Rapor görüş ve kanaatlerinin aynen devam ettiği ” şeklinde rapor sunulmuştur. Bilirkişi tarafından verilen raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmaması, kendi içerisinde çelişkiler içermesi, davacı aracının önceki kazalarına göre değerlendirmeler içermesi nedeni ile yeni bir bilirkişiden rapor tanzimi istenilmiştir. 05.02.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Araç Değer kaybı bedelinin 10.000,00 TL olduğu, Araç mahrumiyet bedelinin, 2.242,00 TL olduğu, davacının talep edebileceği tazminat miktarının toplamda 12.242,00 TL olduğu, faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinin Mahkeme’nin takdirine ait olduğu, ” şeklinde rapor sunulmuştur. 25.04.2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ” Kök raporu değiştirmeye gerek olmadığı, raporlar arası çelişki bulunmadığı, kök raporun aynen geçerli olduğu, İhbar olunan sigorta şirketin kaybından sorumlu olmadığı, Davalı ——— şirketinin 23.10.2019 tarihinde onarımı yapan ——— şirketine hasar bedeli olarak 12.277,97 TL ödemiş olduğu, Davacının talep edebileceği tazminat miktarının: Araç değer kaybı olarak 10.000,00 TL, Araç mahrumiyet kaybı olarak 2.242,00 TL olduğu” şeklinde rapor sunulmuştur.Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.Somut olayda davalının müteahhitlik faaliyetini yürüttüğü inşaatın beton işlerinin yapıldığı esnada davacıya ait ——— plakalı aracın üzerine beton döküldüğü, davacının aracının olay esnasında otoparkta park halinde olduğu, olayın meydana gelmesinde davacının kusurunun bulunmadığı, davalının %100 kusurlu olduğu, davacının aracında bu olay sebebiyle 12.277,97 TL’lik hasarın meydana geldiği, hasar bedelinin davalı tarafından hasarı gideren dava dışı ——— 23/10/2019 tarihinde ödendiği, davacının aracında meydana gelen değer kaybının 10.000 TL, aracın onarım süresinin 10 gün, araç mahrumiyet bedelinin ise 2.242,00 TL olduğu usul ve yasaya uygun 05/02/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Davalı tarafından meydana getirilen haksız eylemler nedeniyle davacının aracının hasarlandığı tüm dosya kapsamı ile sabit olduğundan zarardan, değer kaybından ve araç mahrumiyet bedelinden davalı sorumludur. Davalı tarafından hasar bedeli ödendiğinden davacının hasar bedeline yönelik talebi yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Davacı tarafından ıslah talebinde bulunulmadığı anlaşıldığından 16/12/2020 tarihli talep açıklama dilekçesi ile bağlı kalınarak 3000 TL değer kaybı ve 1000 TL araç mahrumiyeti bedeli yönünden de davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkememizce alınan ilk bilirkişi raporu eldeki kaza ile değerlendirmeleri içermeyip kendi içerisinde de çelişkillerle içerdiğinden ve denetime elverişli olmadığından hükme esas alınmamış ve 05/02/2023 tarihli talep açıklama dilekçesi ile bağlı kalınarak değerlendirme yapılmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile, 3.000,00 TL değer kaybı, 1.000,00 TL araç mahrumiyet bedelinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Karar harcı 273,24‬ TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 85,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 187,85‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 85,39 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 139,79‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 189,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.489,50 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.991,60 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.056,00 -TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 264,00 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne ihbar olunan sigorta vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2023