Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/638 E. 2021/453 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/638 Esas
KARAR NO: 2021/453
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/08/2020
KARAR TARİHİ: 28/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin,—- markası ile ve özetle duvardan —- faaliyet gösteren—- ve —– önde gelen şirketlerinden olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yıllardır süregelen bir ticari ilişki mevcut olduğunu, müvekkili şirket tarafından ürünlerin tedarikine ve teslimine, bu kapsamda düzenlenen faturaların davalıya tebliğine, davalı tarafça faturalara hiçbir itirazda bulunulmamasına, TTK Md. 21/2 uyarınca faturaların ve içeriklerinin kabul edilmesine ve davalı adına tedarik edilen ürünlerin bir kısmının —- ile ihracına rağmen davalı tarafın müvekkiline olan borcunu ve fatura bedellerini, müvekkilinin tüm iyi niyetli tutumlarına rağmen ödemediğini,, davalı ile yapılan sözlü görüşmelerden hiçbir sonuç alınamaması üzerine, ödenmeyen fatura bedelleri ve cari hesap borcu toplamı olan — ödenmesi talebiyle davalıya—- Yevmiye nolu ihtarnamesi gönderildiğini,—- tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davalı anılan tarihte temerrüde düşmüş olduğunu, davalı tarafça—– nolu ihtarnamesi ile cevap verilmiş ve herhangi bir borcun olmadığının iddia edilmiş olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde bir anlaşma sağlanamadığını tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, müvekkili şirketin — tutarındaki alacağının davalı şirketin temerrüt tarihi olan——tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın iddia etmiş olduğu hususların gerçeğe tamamen aykırı olup buradaki tek amacın mahkemeyi yanıltmak olduğunu, davacının cari hesap tablosundaki —- farkı kayıtlarına ilişkin bir açıklama yapmadığını, —- cinsinden düzenlenen faturalara hukuka aykırı bir biçimde fahiş miktarlarda ——- farkı işletilerek açıkça haksız kazanç elde edilmeye çalışıldığını, davacı tarafından bedellerinin ödenmediği iddia edilen; ———– bedelli faturaların tamamının davacı şirkete verilen çekler aracılığı ile ödenmiş olduklarını, davacının müvekkili şirkete göndermiş olduğu —- yevmiye nolu ihtarnamesine cevaben; gönderilen —- nolu ihtarnamede de belirtildiği üzere müvekkili şirketin, davacı yana böyle bir borcu bulunmamakta olduğunu, davacı yanın, müvekkili şirketten davaya konu ettiği faturaların bedellerini çek ile tahsil etmiş olmasına karşın önce hukuka aykırı bir biçimde tuttuğu cari hesaba ilişkin alacak için arabuluculuk yoluna gitmiş olduğunu, müvekkili şirket arasında davacı arasında yıllardır süren iş ilişkisi olup taraflar arasında bu güne kadar her hangi bir anlaşmazlık olmadığını, buna rağmen davacı yanın kötü niyetli olarak hukuka ve gerçeğe aykırı muhasebe kayıtları tutarak gerçekte var olmayan borcu tahsil etmeye çalıştığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan kök raporda; tarafların —- yılı ticari defterlerinin noter açılış onamalarının ve yasa gereği yapılması zorunlu yevmiye defter noter kapanış onamalarının usul ve yasaya uygun olarak yasal sürelerinde yaptırılmış oldukları, tarafların —- formlarında beyanları arasında mutabakatsızlık bulunmadığı, davacı şirketin davalı şirkete — beyanına tabi –adet fatura düzenlendiği ve bu faturaların — olduğu,— taraf beyanlarının ticari defter kayıtlarına uygun yapıldığı ve birbirleriyle çelişmediği, davacı şirketin ticari defter kayıtları itibariyle, davacı şirketin davalı şirketten——– alacaklı durumda bulunduğu, davalı şirketin ticari defter kayıtları itibariyle davacı şirketin davalı şirketten —- yılı sonu itibariyle — asıl alacaklı durumda bulunduğu, tarafların ticari defter kayıtları arasında —- mutabakatsızlık tespit edildiği, davalı şirket ticari defterlerinde kendi aleyhine oluşmuş olan — mutabakatsızlığın davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirket lehine oluşmuş —— kayıtlarının davalı şirket ticari defter kayıtlarında kendi aleyhine olacak şekilde kayıtlı olmasından kaynaklandığı, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmiş tüm satış faturalarının davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı bulundukları, davacı şirketin davalı şirketten — asıl alacaklı olduğu, davacının davaya konu ettiği —- asıl alacak talebinde bir isabetsizlik bulunmadığını beyan ve rapor etmiştir.
Somut olayda davalı tarafın da ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu, tarafların kendi lehlerine delil niteliğine sahip olduğu, her iki şirketin — birbirleriyle ve her iki şirketin ticari defterleriyle uyumlu olduğu davacı şirketin davalı şirketten, talebe bağlılık ilkesi gereğince — alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi —–yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. —– Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği davaya konu fatura ve davalı tarafından vergi dairesine yapılan bildirim dikkate alındığında faturaya konu malların davalıya teslim edildiği kabul edilmiştir .———-Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu da hükme esas alınarak ve alacağın varlığına kanaat getirerek davanın kabulü yoluna gidilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 12.474,86 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.118,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.356,14 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 3.118,72 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.173,12 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 860,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 21.233,49 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin ve yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren —————- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/05/2021