Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/624 E. 2023/623 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/624 Esas
KARAR NO: 2023/623
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ: 07/08/2020
KARAR TARİHİ: 28/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı ——– şirketi arasında akdedilen ———- ve Ticari Taşıt Kredisi ve Rehin Sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmeler gereği kredi kullandırıldığını, davalıların borçtan müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, kredinin geri ödenmediğini, kredilerin geri ödenmemesi üzerine davalı borçluya ———- Noterliği’nin 21.03.2019 tarihli ve ———– yevmiye nolu ihtarnamesi ile borcun ödenmesinin ihtar – edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine ———- Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipteki ———– 957,985,55 TL olduğunu, dava dışt ———şirketi hakkında ———– Esas sayılı dosyasından başlatılan Menkul Rehininin Paraya Çevrilmesi yolu ile yapılan takibe konu rehinli aracın satılarak bedelinin tahsil edildiğini, bu nedenle 07.08.2020 tarihi itibariyle huzurdaki davada alacak miktarmın 467.912,18 TL olarak ikame edildiğini, davalı borçluların itiraz dilekçesinde imzaladıkları ——— ve bu ——— deki kefalet sorumluluklarına bir itirazlarının olmadığını, borca itiraz ettiklerini ve davalıların tüm itirazlarının haksız, hukuka aykırı ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu bildirdiğinden bahisle, ———– Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibindeki davalıların yapmış olduğu tüm itirazların iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar tarafından eldeki davaya herhangi bir cevap verilmemiş HMK 128 madde hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.Davacı tarafından alacağın, ——— şirketine devredildiği, devir evrakları ile vekaletnamenin dosyaya sunulduğu görülmüştür.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ———- E. sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu ———- E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlular tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkememizce aldırılan 20/01/2021 tarihli bilirkişi raporu ile taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden davacı bankaca asıl borçlu firmaya kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla davacı bankaca davalılar aleyhine———-, Sayılı dosyası ile icra takibine geçildiği, davalmın itirazı nedeniyle işbu davanın açıldığı, davacı bankaca İcra takibinde “Masraf” adı altında talep edilen 5.836,91 TL için ispatlayıcı belge sunulmadığından alacak hesabına dahil edilmediği, davacı bankaca söz konusu tutara ilişkin ispatlayıcı nitelikte harcama belgesinin sunulması halinde söz konusu tutarın, “Asıl Alacak” başlığı haricinde tutularak bankanın toplam alacak tutarına dahil edilmesi gerekeceği, davalının, ———– Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 696.061,65 TL Asıl Alacak, 182.980,69 TL İşlemiş Faiz, ve 9.149,04 TL BSMV olmak üzere TOPLAM 888.191,38 TL üzerinden iptalinin gerekeceği, 08.10.2019 takip tarihinden sanra 08.01.2020 tarihinde yapılan 729.100.-TL’lik tahsilatın (Rehinli Araç satışından gelen bedel) İcra Müdürlüğünce dikkate alınması gerektiği, uyuşmazlık konuları kapsamında; takip sürecinde rehinli araç satışından sağlanan tahsilat harici tahsilatın olmadığı, yapılan ödemlerle kredi borcunun kapatılmadığı, davacı bankanın bakiye alacağının bulunduğu, davacı bankanın davalılardan alacaklı olduğu, davalı kefillerin borçtan sorumlu olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Mahkememizce aldırılan 11/06/2021 tarihli bilirkişi ek raporu ile taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden davacı bankaca asıl borçlu firmaya kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla davacı bankaca davalılar aleyhine———– Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiği, davalının itirazı nedeniyle işbu davanın açıldığı,———- E. Sayılı dosyası ile alacaklı banka tarafından borçlulardan 08.10.2019 icra takip tarihi itibarıyla 697.324,07 TL ana para, 242.690,07 TL faiz, 12.134,50 TL vergi ve 5.836,91 TL masraf olmak üzere toplam 957.985,55 TL’nin ödenmesinin talep edildiği, tarafımızca hesaplanan ve alacaklı bankanın talebiyle bağlılığı gereği talep edebileceği tutarların ise 696.061,65 TL ana para, 182.980,69 TL faiz, 9.149,04 TL vergi ve 5.836,91 TL masraf olmak üzere toplam 894.028,29 TL olduğu, borçlular hakkında ——- E sayılı dosya üzerinden Rehnin Paraya Çevrilmesi yoluyla yapılan takipte bankaya rehinli olan——— plakalı aracın 08.01.2020 tarihinde icradan yapılan satışta 729.100.- TL’ye satıldığı, ancak masraf, harç ve vergiler düşüldükten sonra alacaklı banka hesabına 29.01.2020 tarihinde 617.417,98 TL’nin gelmiş ve borçlu firma hesabına mahsup edilmiş olduğu, borçlu firma ve kefillerinden yapılan başka bir tahsilatın olmadığı, yapılan tahsilatın kredi borcuna mahsup edildiği, ancak borca yetmediği, davacı bankanın bakiye alacağının bulunduğu, itirazın iptali davası açılış tarihi itibariyle kalan alacak miktarının yukarıdaki hesaplamalarda yapılan alacak kadar olduğu, Davalı kefillerin borçtan sorumlu olduğu, alacaklı Banka vekili tarafından 07.08.2020 tarihinde 467.912,18 TL üzerinden iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, davacının icra inkâr tazminatı talebine ilişkin değerlendirmenin mahkeme taktirinde olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Mahkememizce aldırılan 05/01/2022 tarihli bilirkişi ikinci ek raporu ile davacı vekilinin dosyaya sunduğu 12.07.2021 tarihli alacak beyanına göre davanın açılış tarihindeki 467.912,18 TL’lik toplam alacağın 90.096,98 TL anapara, 358.824 TL temerrüt faizi, 17.991,20 TL ——– olarak belirtildiği, araç satışından gelen bedelin TBK 100. Md gereğince yapılan kısmi tahsilatların önce faiz ve masraflara mahsup edilmesi gerekirken ve bu hususun sayın davacı vekilince borçluya gönderilen 08.10.2019 tarihli takip talebinde de belirtilmesine rağmen gelen bedelin anaparadan düşüldüğü ve bu nedenle davacı vekili tarafından talep edilen anapara ve faiz kalemleri ile tarafımızca hesaplanan anapara ve faiz rakamlarında farklılık olduğu, TBK 100. madde ve talepte bağlılık gereği davacının dava tarihi itibariyle tabloda gösterildiği gibi alacaklı olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Mahkememizce aldırılan 20/10/2022 tarihli bilirkişi raporu ile masraf için dosyaya belge aslı sunulmaması nedeniyle hesaplamaya dâhil edilmemesi gerektiği, takip tarihinden sonra tahsil edilinceye kadar % 48,00 oranından temerrüt faizi hesaplanması gerektiği, hesaplamada 29.01.2020 tarihinde araç satışından gelen 617.417,98 TL’lik tutarın dosya/kapak hesabında dikkate alınarak hesaplanması gerektiği, şayet araç satışından gelen para tarihi itibarı ile hesaplama yapılmasına karar verilecekse, 29.01.2019 tarihine kadar asıl alacak için hesaplanan faiz tutarının: o ———- açısından 105.854,23 TL Temerrüt Faizi + 5.292,71 TL ——– olduğu, ———- açısından 105.929,23 TL Temerrüt Faizi + 5.296,46 TL ——— olduğu, ödemenin asıl alacaktan mahsup edilip faiz ilavesi ile 29.01.2020 tarihi itibarı ile Banka alacak tutarlarının aşağıdaki tablolarda gösterildiği gibi olduğu, söz konusu tutarlara başvuru harçları ve vekâlet ücretinin dâhil edilmediği, dosya/kapak hesabı ile icra dosyasında hesaplanması gerektiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Mahkememizce aldırılan 10/03/2023 tarihli bilirkişi ek raporu ile davalı ———- ise araç satışından gelen tutarın önce faiz ve fer’ilerine sayılması kalan tutarın anaparadan düşmesini talep etmektedir. Ancak Banka daha az alacağı kabul ettiği halde, ödemelerin önce faize sayılıp kalan tutarın anaparaya sayılması yönünde kendi aleyhine olacak şekildeki davalı ———- itirazının sebebi anlaşılamadığı, bununla birlikte dava sürecinin daha da uzamaması amacıyla, şayet Sayın Mahkeme Davalı ———– talebi doğrultusunda, araç satışından gelen tutarın önce faiz ve fer’ilerine sayılması gerektiğine karar verecek ise, 29.01.2020 tarihi itibarı ile ———– anapara borcu, yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere faiz ve fer’ileri düşüldükten sonra, 382.292,45 TL olarak hesaplandığı, davalı talebinin esas alınıp alınmaması hukuki bir konu olması nedeniyle mahkeme taktirinde olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Somut olayda Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ———- şirketi Arasında; 29.05.2015 tarihli ve 1.610.000.-TL kredi limitli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi’nin ve 17.08.2018 tarihli ve 1.072.374,24 TL limitli Ticari Taşıt Kredisi ve Rehin Sözleşmesi’nin imzalandığı ve davalılar ———– ve ———- Müşterek borçlu Müteselsil Kefil sıfatıyla bu sözleşmeleri imzaladığı görülmüştür. Davacı bankaca, dava dışı asıl borçlu ———- şirketi firmasına 17.08.2018 tarihinde ——– nolu, aylık 42,04 faiz oranlı, 665.886.- TL tutarlı Ticari Taşıt Kredisi kullandırıldığı,- Hesap Hareketine göre hesabın kat edildiği 17.03.2019 tarihine kadar en son 17.11,2018tarihli taksitinin ödendiği, bu taksitin ödendikten sonra kalan anapara tutarının 641.129,66TL olduğu, 08.10.2019 takip tarihinden sonraki bir tarih olan 08.10.2020 tarihinde rehinli araç satışından 729.100.- TL tahsilat yapıldığı, davacı bankaca söz konusu ödemenin davalının takip asıl borcundan düşüldüğü, Faizden düşülmediği anlaşılmıştır. Bankanın tahsil edilin tutarı ana paradan düşmesi nedeniyle taleple bağlı kalınmıştır.Mahkememizce alının İlk raporda tahsil edilen ödemenin hesaplanmaması nedeniyle hükme esas alınamadığı tarafların itirazları da dikkate alınarak dosyanın yeni bilirkişiye tevdi edildiği alınan kök ve ek raporlarda yapılan incelemeler sonucunda 10/03/2023 tarihli raporun usul ve yasaya dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla, bilirkişi tarafından masraf adı altında yapılan talep için dosyaya bir belge aslı sunulmadığından ve bu masrafların bilanço kalemlerine girmesi nedeniyle Banka’ya mükerrer fayda sağlayacağından, hesaplamaya dâhil edilmediğinin bildirildiği bu yönüyle de rapor hükme esas alınarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde alacağın likit olduğu anlaşılmakla kabulüne karar verilen alacak miktarının %20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen KABULÜ ile kısmen REDDİNE,
1-Davalı kefil ———- ——— E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile; 79.906,09 TL TL asıl alacak, 283.350,50 TL işlemiş faiz, 14.167,52 TL BSMV olmak üzere toplam 377.424,11 TL üzerinden devamına, davalı kefil ———- ———- E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile; 79.906,09 TL asıl alacak, 282.610,14 TL işlemiş faiz, 14.130,51 TL BSMV olmak üzere toplam 376.646,74 TL üzerinden devamına,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 25.728,74 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.201,60 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 22.527,08 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 3.201,60 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.256,00 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.900,00 TL bilirkişi ücreti, 478,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.378,50 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %80,50 oranında olmak üzere 1.914,69 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 58.613,62 TL vekalet ücretinin (58.497,01 TL sinden davalı ———— sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı ———- kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ——— ödenmesine,
10-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 265,20 TL tutarlı kısmının davacıdan, 1.094,80 TL tutarlı kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin e-duruşma vasıtası ile yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/09/2023