Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/62 E. 2020/485 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/62 Esas
KARAR NO : 2020/485

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 08/01/2020
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu —.Asliye Hukuk Mahkemesinin —- Esas Numarasında kayıtlı derdest dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı bir dava olduğunu, ihyası istenen müteahhit şirketten yıllardır arsa sahipleri olarak haklarını alamamakta olduklarını, 10 yıllarca süren yargılama halen devam etmekte olduğunu ve gelinen safhada dosyanın karar çıkacağı aşamada şirket kapanış yaparak davayı da akim bırakmaya çalıştığını, tüm bu nedenlerle —– ihyası ile tescili ile yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davalılar duruşmalara katılmamış ve davaya karşı cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkememizce;—– dava konusu —— hangi nedenle, hangi usulle, hangi yasal düzenleme gereği, hangi tarihte terkin edildiği sorulmuş, İstanbul Anadolu—–. Asliye Hukuk Mahkemesinin —- esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Dava, ticaret sicilinden tasfiye sonucu terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan——- — ihyası istemine ilişkindir.
TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde,
sona erer.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 643. Maddesi uyarınca limited şirketlerin tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Şirket tüzel kişiliğinin ihyası davasının, ihyası istenilen şirketin tasfiyesini yürütmüş olan tasfiye kurulu üyeleri veya tasfiye memuru ile yasal hasım durumundaki terkin işlemini yapan ticaret sicil memurluğuna husumet yöneltilerek açılması gerekmekte ve bu hususun mahkemece re’sen nazara alınması icap etmektedir. Bu tür davalarda husumet tüzel kişiliği kalmayan şirkete veya şirket ortaklarına yöneltilemez.
Yüksek Yargıtay —-.HD.—— tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Tüzel kişilik, ticaret sicilindeki kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Buna göre, davanın gerektirdiği şekilde,—- celp edilerek incelenmiştir. Toplanan delillere göre, davacı tarafın dava konusu şirkete ilişkin İstanbul Anadolu ——. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtıkları ve davanın halen derdest olduğu yargılama devam ederken 28/11/2017 tarihinde şirketin tasfiyesinin sona ererek ticaret sicilde tescil edildiği, buna istinaden davacılar vekilince işbu şirketin ihyası davasını açıldığı anlaşılmıştır.
Buna göre, davacılar tarafından ihyası istenilen şirket aleyhine açılan davanın devamı ve mahkemece verilecek kararın infazı için davayı açmakta hukuki menfaati bulunduğundan, anılan bu şirketin, İstanbul Anadolu —- Asliye Hukuk Mahkemesinin — esas sayılı dosyası ve bu dosya ile birleşen tüm dosyaların görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleri ile sınırlı olmak üzere yeniden ihyasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından ——- sicil kaydının, İstanbul Anadolu—-. Asliye Hukuk MAhkemesinin —-esas sayılı dosyası ve bu dosya ile birleşen tüm dosyaların görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleri ile sınırlı olmak üzere——yeniden tesciline karar vermek gerekmiştir.
Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
Davalı——, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Diğer davalı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, ihyası istenen şirketin tasfiyesinin 28/11/2017 tarihinde tamamlandığı anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu — Asliye Hukuk MAhkemesinin —esas sayılı dosyasının açılış tarihinin tasfiyenin tamamlanmasından önceye ilişkin olduğu, bu durumda davalı tasfiye memurunun ihya davası açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutularak, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Davanın KABULÜ ile TTK’nın 547. Maddesi uyarınca İStanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün —- sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu sicilden terkin edilen ——– ticaret sicil kaydının İstanbul Anadolu —-. Asliye Hukuk MAhkemesinin —– esas sayılı dosyası ve bu dosya ile birleşen tüm dosyaların görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleri ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, şirketin bu konu ile sınırlı olarak —– Müdürlüğüne yeniden tesciline,
2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan davalı —— tarafından yapılmasına, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Kararın —— tescil ve ilanına ,
4-Davacı tarafça yapılan 108,80 TL dava açılış masrafı ve 266,50 TL yargılama masrafından ibaret toplam 375,30 TL yargılama giderinin davalı ——– alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan —–uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı—- —– alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.