Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/618 E. 2023/189 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/618 Esas
KARAR NO : 2023/189

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 04/08/2020
KARAR TARİHİ : 24/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından, —– no’lu Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan —– ait alüminyum levha emtiası, davalı taşıyıcı şirket tarafından, —– plaka no’lu araç ile, dava dışı sigortalı firmanın —– fabrikasından yüklenmiş; gümrük işlemlerinin yapılabilmesi için —–Gümrük Müdürlüğü’ne sevk edildiğini, davalı taşıyıcı firmanın sorumluluğunda, —–nakli gerçekleşen toplam 21 kap; brüt ağırlığı 23.176,00 kg olan, uygun ambalajlar ile nakledilen emtialar, gümrük işlemleri sonrası —–alıcı şirket tarafından 12.07.2018 tarihinde teslim alınmış, ancak teslim esnasında 8 adet palette bulunan bir kısım levhaların hasara uğramış olduğu tespit edilerek, taşıma senedine ihtirazi kayıt düşüldüğünü, davalı taşıyıcı şirketin sorumluluk sahasında gerçekleşen işbu hasar sebebiyle, dava dışı sigortalı şirket zarara uğratıldığını, TTK’da ve CMR Konvansiyonu’nda öngörülen sorumluluk sistemine göre, taşıyıcı, emtianın kendisine teslim edildiği andan, gönderilene teslim edildiği ana kadar geçen süre içinde oluşabilecek ziya ve hasarlarından sorumlu bulunmadığını, dava dışı sigortalıya ait emtiaların taşınmasından taşıma sözleşmesinin tarafı olan, CMR belgesinde ve navlun faturasında taraf olarak yer alan taşıyıcı şirket konumundaki davalı taraf, gönderene karşı taşımanın tümünden sorumlu olduğunu, davalı taşıyıcı şirketin söz konusu hasara uğramış emtiaları, dava dışı sigortalı şirketin fabrikasından hasarsız olarak teslim aldığı; hasarın taşıma esnasında, davalı şirketin sorumluluğu sırasında meydana geldiğinin açık olduğunu, davalı taşıyıcı şirket, ilgili emtiaları teslim alırken, emtianın veya ambalajının hasara uğradığına ilişkin herhangi bir çekince koymadan teslim almış ve taşımayı gerçekleştirdiğini, davalı taşıyıcı şirketin aracına yüklenen emtialarda meydana gelen hasarın derecesi, fotoğrafla ve taşıma senedine konan ihtirazi kayıtla da belgelenmiş olmakla birlikte; deliller kısmında da yer alan —–incelendiğinde, davacı müvekkil sigorta şirketi tarafından poliçe şartları gereği sigortalıya, sigorta poliçesi kapsamında sigortalı bulunan mezkur emtianın hasar bedeli olarak tespit edilen 1.346,87 EUR hasar tazminatı, 21.01.2019 tarihinde sigortalıya ödenmiş olup, anılan tutar bakımından TTK m.1472 hükmü uyarınca sigortalının haklarına halef olduğunu,—–. İcra Müdürlüğü nezdindeki—— nolu icra takip dosyası aracılığı ile bir ilamsız takip başlatılmış ise de, davalı konumdaki muteriz borçlunun takibe haksız şekilde itiraz etmesi üzerine, takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu edilen hasardan müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını, CMR Konvansiyonunun 17/4. Maddesinde taşımacının sorumluluğunu kaldıran özel sebeplerin varlığı halinde iddia edilen hasardan taşımacının sorumlu olmayacağı düzenlendiğini, mahkemece müvekkilin sorumlu olduğuna hükmedilmesi halinde davacı tarafın müvekkilden talep edebileceği tazminat tutarı ancak gerçek zarar miktarı ile sınırlı olup, müvekkilin sorumluluk miktarı CMR Konvansiyonunun 23. Maddesinde öngörülen usul ile emtianın hasarlı kısmının eksik brüt ağırlığının 8.33 SDR karşılığını aşamayacağını, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —-İcra Müdürlüğünün —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, —–. İcra Müdürlüğünün——sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi tarafından alınan 09/03/2021 tarihli raporda özetle; Davacının TCK m.1472’ndeki kanuni halefiyet hakkına dayanarak açtığı huzurdakı davada kanuni halefiyet hakkının doğması için gerekli şartlardan olan sigortacının sigortalısına tazminatı filen ödediğini ispatlayan Tazminat Makbuzu veya Dekontun dosyada mevcut olmadığı, Sigortacının tazminatı fiilen ödediğine dair tazminat makbuzu ve dekonı aya ibraz ettiği ihtimalde, tazminat ödemesinin teminat kapsamında olup olmadığının tespiti için hasarın sebebinin belirlenmesi gerektiği, dosyada ekspertiz raporu ve hasar sebebini gösteren bir tutanak bulunmadığı, Meydana gelen hasarın uygun ambalaj yapılmaması ve yükün parisyel / grupaj olarak taşınması esnasında yüklerin kayması sonucunda meydana gelmiş olduğunun tespit edildiği, bu itibarla poliçedeki —- bulunduğundan,—– hükmü uyarınca sigortacının teminat dışı / —-ödeme yaptığı ve bu yönden kanuni halefiyet hakkının doğmadığı sonucuna varıldığı, mahkememizce aksi kanaate varıldığı ihtimalde, taşıyıcının sorumlu olup olmadığı bakımından yapılan incelemede, Meydana gelen hasarın uygun ambalaj yapılmaması ve yükün parisyel / grupaj olarak taşınması esnasında yüklerin kayması sonucunda meydana gelmiş olduğu, CMR hükümleri ve Yargıtay uygulaması dikkate alındığında, “yükün ambalajlanmasını sağlamakla yükümlü gönderenin ve fiili taşıyıcı konumundaki davalı firmanın MÜTERAFİK olarak 4050- 04 50 kusur oranında sorumlu olduklarının tespit edildiği, # Şöz konusu malzemelerin zarar bedelinin SDR hesaplama üst limitinin altında olması nedeni ile 1.346,87 EUR tutarındaki hasar miktarının ( sovtaj değeri değerlendirmeye alınmıştır.) gerçek zarar olduğu ve talep edilen miktarın piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda bulunduğu, bu kapsamda davalının sorumluluğunun 1.346,87 EUR/2 – 673,43 EUR olduğu, Talep edilebilecek faiz oranının, CMR m.27’ye göre olacağı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi tarafından alınan 14/06/2021 tarihli raporda özetle; dava konusu hasarlı emtianın güncel piyasa fiyatının, 86,649.061 (8,244.4€) (86,115.89b-28,943.46t 4*57,705.601) olabileceği Alüminyum – fiyatları—–Borsasında oluşan fiyatlar esas alınarak belirlendiği, hasar miktarının kredi mektubuyla kabul edilmiş olduğu 15.07.2018 tarihinde —– Alüminyum endeksi 2000 civarındadır. 2021 Haziran ayında ise bu değerin 2450 civarında olduğu tespit edildiği Endeksteki artış yaklaşık % 23 civarında olduğu bu değişim Alüminyum birim fiyatında da artışlara sebep olmuştur. Alüminyum birim fiyatındaki artış oranı, sipariş miktarına bağlı olarak yapıları indirimler, üretici firmanın ve bayilerin kar marjları ile göz önüne alındığında hasarlı emtianın hasar tarihindeki değerinin 7,000.00€ civarında olabileceğini tahmin ediyoruz bu kapsamda hasar miktarı olarak belirlenen 6,856.59 € ‘nun tespitlerimizle uyumlu olduğu ve her ne kadar ——Alüminyum tarafından üretilen saçların maliyeti ile ilgili detaylı bilgi ve belge sunulmamış olsa da, sigortadan talep edilen 1,346.87 € tazminat miktarının kanaatimizce kabul edilebilir seviyede olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir
Bilirkişi tarafından alınan 24/01/2022 tarihli raporda özetle; Davacı tarafından —– 21.01.2019 Tarihli —– İşlem Referanslı DEKONT’un dosyaya sunulduğu görüldüğü bu dekonta göre 21.01.2019 tarihinde —– Müşteri Nolu davacı —–Sigorta’nın, sigortalısı ——- 1.346,87EUR havale yaptığı anlaşıldığı. Bu dekontun dosyaya ibrazı ile davacı sigortacının sigortalısına 1.346,87EUR tutarında sigorta tazminatını fiilen ödediğini ispatladığı, ayrıca davacı —–Sigorta’nın 9 Şubat 2021 tarihli dilekçesi ekinde sigorta poliçesi, ödeme belgeleri ve hasar dosyasını yazı ekinde dosyaya sunduğu görüldüğü. Hasar dosyasında dava konusu hasar ile ilgili poliçenin, tazminat ödeme dekontunun, hukuk revizyon mektubunun, davalıya icra takibi öncesi gönderilen ihtarnamenin yer aldığı görüldüğü ancak dosyaya sunulu hasar dosyası içinde doğrudan dava konusu taşımayı yapan—— Plakalı kamyon/Tır ile ilgili olmayan başka bir özel binek araca ait hasar fotoğrafları, trafik kazası tespit tutanağı, alkol muayene raporları, ——nolu dava konusu ile ilgisi olmayan ekspertiz raporunun ve —-Asliye hukuk mahkemesi —— yazılı bir beyaz kapağın yer aldığı görüldüğü dava konusu hasarın sebebinin ambalaj ve istif hatasından başka bir sebepten kaynaklandığı hususunda dosyaya herhangi bir belge veya bilginin sunulmadığı davacının sigortalısına fiilen tazminat ödemesi yaptığını dosyaya sunduğu dekont ibrazı ile ispatladığı, ancak hasarın ambalaj ve istif hatasından başka bir sebepten kaynaklandığını ispata yarayan bir belge veya bilginin dosyaya sunulmamış olması dolayısıyla, kök raporumuzda yaptığımız tespitleri ve vardığımız sonucu değiştirecek herhangi bir husus olmadığını beyan ve rapor etmiştir.Bilirkişi tarafından sunulan 28/10/2022 tarihli raporda özetle; Davacı şirketin takipte talep etmiş olduğu takip öncesi faiz talebinin yerinde görülmesi halinde dosya kapsamında, bankalarca Eur cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek döviz faiz oranına ilişkin somut herhangi bir belge veya bankalardan gelen müzekkere cevabının bulunmaması nedeniyle,—– web sayfasında sorgulanan verilerden (dipnot 1) Kamu Bankalarınca Euro üzerinden açılan bir yıla kadar vadeli döviz hesaplarına uygulanacağı bildirilen azami faiz oranının yıllık %10 olarak tespit edildiği, bu orana göre yapılan hesaplamada; 1.346,87 EUR’luk asıl alacağa 47,23 EUR, %50 sorumluluk oranına göre, 673,44 EUR’luk alacağa ise 23,62 EUR faiz hesaplandığı, Dosyada mevcut bilirkişi raporunda belirtilen yıllık %5 faiz oranının kabul edilmesi halinde ise; 1.346,87 EUR tutarlı alacak yönünden 23,62 EUR 2650 sorumluluk oranına göre, 673,44 EUR tutarlı alacak yönünden ise 11,81 EUR faiz hesaplandığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.Bilirkişi tarafından sunulan 18/04/2022 tarihli raporda özetle; ” 09.05.2018 tarihli Uluslararası Taşıma Senedine göre 21 kap, brüt 23.176 Kg ağırlıklı alüminyum levha malzemesi olduğu, ” Söz konusu malzemelerin oluklu koruma ile ( malzeme cinsi tek kare fotoğraftan net olarak anlaşılamamaktadır.) ahşap palet üzerine konulmak suretiyle kalın navlon muşamba ile sarılarak yükleme yapılmış olduğu, Alüminyum Levhalarını kalın muşambanın koruyamayacağı, ve ilk araç manevrasında – muşambanın – yırtılarak levhal: verebileceği, nitekim fotoğrafta da muşambanın yırtılmış olduğunun , bu hususun yüklemeyi yapan kişi ve kişilerce dikkate alınması ve gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünün yerine getirilmiş olması gerektiği, ayrıca söz konusu yükün sabitlenmesi ve muhtemel araç manevralarında yer değiştirmesini / çarpmasını engellemek için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği hususlarını beyan ve rapor etmiştir Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; davacı tarafça, sigortalısına yapılan ödemenin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, meydana gelen hasardan sorumluluklarını bulunmadığı savunularak davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır..
Dava konusu taşıma uluslararası karayolu taşıması olduğu için 2 tarafta uyuşmazlık çözümünde CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanacağı konusunda hem fikirdir. CMR 17/1 maddesi “Taşımacı yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasarından ve teslimindeki gecikmeden sorumludur.”düzenlemesini getirmektedir. Davalı yan hasarın istifleme ve ambalajlama yetersizliğinden kaynaklandığını CMR Konvansiyonu 17/4-c maddesinin bu konuyu düzenlediğini, gönderenin sorumluluğunda olan ambalajlama işlemindeki eksiklik için kendisine kusur yüklenemeyeceğini savunmaktadır. Dosya kapsamında alınan 09/03/2021 ve 18/04/2022 tarihli raporda bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, CMR Konvansiyonunun yukarıda zikredilen hükümleri doğrultusunda, gönderilen emtianın miktarı ağırlığı ve boyutları dikkate alındığında davalı taşıyıcının taşıma öncesinde ve sonrasında emtianın yüklenmesi, istiflenmesi veya boşaltılması” yönünde bir sorumluluğun bulunmadığı bu sorumluluğun CMR 17/4-c maddesi uyarınca “eşyanın gönderici, alıcı veya bunları temsilen hareket eden kişilerde olduğu ve hasarın; emtianın elden geçirilmesi, yüklenmesi, istiflenmesi veya boşaltılması halinde gelmesi halinin taşıyıcı yönünden sorumluluktan kurtulma nedeni olarak sayıldığı anlaşılmakla, somut olayda emtianın miktarı niteliği ve ağırlığı göz önüne alınarak dava dışı sigortalı tarafından uygun ambalaj ve istifleme yapılmadığı ve taşıma esnasında yükün kayması neticesinde hasarın meydana geldiği yönündeki bilirkişi tespitleri mahkememizce de gerekçeli ve denetime elverişli görülmekle davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına yapmış olduğu ödemenin—– ‘lütuf ödemesi’ şeklinde değerlendirilebileceği, ve somut olayda CMR 17/4-c maddesi uyarınca hasardan sorumlu olduğu ispatlanamayan davalı taşımacıdan, davacı sigortacının dava dışı sigortalısına ödediği tazminatı rücuen talep hakkı olamayacağı kanaatine varılmakla yukarıda izah edilen gerekçeler ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.Davalı tarafın kötü niyet tazminatı istemi bakımından; davacı yanın kötü niyeti dosya kapsamı itibari ile sabit olmadığından işbu istemin reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı lehine kötü niyet tazminatı oluşmadığından talebin REDDİNE,
3-Karar harcı 179,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 149,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,21‬ TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.