Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/611 E. 2021/530 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/611 Esas
KARAR NO : 2021/530
DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; temlik eden —- dosyası üzerinden borçlular —– aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından icra dosyasındaki alacağın noterde düzenlenen temlikname ile temlik alındığını, bu icra dosyasına itiraz edilmesi üzerine, açılan itirazın iptali davasında,—–Sayılı karar ile “Yetkili icra dairesinde başlatılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle” davanın usulden reddedildiğini, bu karar sonrasında yetkili—– kaydedilen dosyada gönderilen ödeme emrine davalılar tarafından itiraz edildiğini, takibin durduğunu, takibin dayanağının davalılar tarafından keşide edilen —— vade tarihli bononun — verildiğini, bu kişi tarafından da söz konusu bononun —cirolandığını, —- tarafından borçlular aleyhine “kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ” icra takibine başvurulmuş ise de, bu takip yetki itirazı neticesinde ——– esasına gönderilmiş, takibe icra hukuk mahkemesinde itiraz edilmiş, her nasılsa takibe itiraz aşamasında “imza itirazı bulunmamasına rağmen”, duruşmada sorulmak suretiyle imza itirazı incelemesi yapıldığını, adli tıptan rapor alınmaksızın normal bir bilirkişiden rapor alınmış, imzanın borçlulara ait olmadığı gerekçesiyle takibin durdurulmasına karar verildiğini, bu kararın da —– onandığını, icra hukuk mahkemelerinin kararları takip hukukuna ilişkin olup, maddi hukuk anlamından kesin hüküm teşkil etmediğini, sonrasında, borçluların şikayeti üzerine —-sayılı dosyası üzerinden —- hakkında belgede sahtecilik iddiası ile yargılama yapıldığını, —– alınan adli tıp raporunda, imzaların borçlu elini ürünü olduğunun tespit edildiğini, — yönünden beraat kararı verildiğini, bu kararın da —-Sayılı kararı ile onanarak kesinleştiğini, —– dosyasının soruşturma ve kovuşturma evresindeki aşamalarda alınan davalıların ifadelerinde, temel borç ilişkisine ve senede yönelik ikrarların olduğunu,. İcra dosyasının evveliyatında temlik eden —- tarafından ——sayılı dosyası üzerinden borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı alındığını, bu karara karşı davalı borçlular tarafında itiraz edilmesi üzerine, davalı borçlu —– imzanın eli ürünü olmadığından ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, diğerleri yönünden ise itirazın reddedildiğini, gerek alacaklı müvekkilinin gerekse diğer borçlunun bu kararı istinaf etmesi üzerine ——- borçlunun yetki itirazının kabul edilerek ihtiyati haczin kaldırılmasına, diğer borçlu hakkında bonodaki imza sorununun halledilmemiş olması nedeniyle müvekkilinin istinaf başvurusunun reddine karar verildiğini, oysa ki —–dosyasında alınan adli tıp raporunda, bonodaki imzaların borçluların eli ürünü olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek davalıların—– Sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline ve icra inkar tazminatı ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu bononun zamanaşımına uğramış olduğunu, kambiyo vasfında olmadığını, taraflar tacir olmadığından Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, ayrıca kambiyo vasfını yitirdikten sonra vadeyi takip eden — yıldan sonraki — yıl içerisinde sebepsiz zenginleşme davası da açılmadığından davanın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında temel ilişkinin bulunmadığını, kaldı ki, iddia edilen temel ilişki üzerinden dahi —- geçmiş olmakla zamanaşımı süresinin geçtiğini, bonodaki imzaların müvekkillerine ait olmadığını, ceza yargılamasında, müvekkili —- imza incelemesi yapılmadığını, bu yönde alınmış adli tıp raporunun da olmadığını, —- aldırılan imzaya ilişkin bilirkişi raporunda imzanın müvekkili — ait olmadığının belirtildiğini, ayrıca, diğer müvekkili —– raporunda da kesin bir ifade bulunmamakta kuvvetle muhtemel ait olabileceğinden bahsedildiğini belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce —- müzekkere yazılarak —sayılı dosya fiziken celp edilmiş, — sayılı dosyası, —
——- üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Dava, zamanaşımına uğramış bonoya dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, temlik alınan icra dosyasının dayanağı bono zamanaşımına uğramış ise de, davalıların temel ilişkiyi ikrar eden ifadelerinin olduğunu, bonodaki imzaların davalılara ait olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan takibin itiraz sonucu durduğunu iddia ederek davalı borçluların haksız itirazın iptalini ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiş, davalılar ise zamanmaşımı itirazı ile birlikte, davacıya alacağını temlik eden dava dışı —- ile aralarında temel ilişki bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.
—–sayılı dosyasının incelenmesinden; davacıya alacağını temlik eden dava dışı –vekili tarafından — bedelli zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak davalılar— ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu davalıların— tarihinde bononun zamanaşımına uğradığını öne sürerek borca itiraz ettikleri, takibin davalılar yönünden —- tarihinde durdurulmasına karar verildiği ve davanın İİK nın 67. Maddesinde düzenlenen bir yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalılar, takibe konu olan bonoda keşideci konumunda olup, dava dışı takip borçlusu lehdar —- tarafından bono davacıya alacağını temlik eden dava dışı — ciro edilmiştir. Davacı, senedin yetkili hamili durumundadır.
Takibe konu bono, — vade tarihli olup üç yıllık zamanaşımı süresi, —- tarihinde dolmuştur. Davalılar, senedin keşidecisi olup davacıya alacağını temlik eden dava dışı —- —- ile keşideci arasında temel ilişki bulunmamaktadır. Zamanaşımına uğramış bono adi senet sayılamayacağı gibi aralarında temel ilişki bulunmayan hamil yönünden yazılı delil başlangıcı da teşkil etmez. Ancak TTK’nın 732. maddesi uyarınca hamil, keşideci olan davalılara karşı sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanabilir. Davacı, sebepsiz zenginleşmeye de dayanmamakla birlikte, sebebsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunma süresi olan bir yıllık süre de —– tarihinde dolmuştur.
Bono, —- tarihinde takibe konulmuş olup, dava zamanaşımı dolduğundan ve davalılar vekili de süresinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde senedin zamanaşımına uğradığını savunmuş olup, davacının dayandığı senet yönünden —– yıllık zamanaşımı süresi takipten önce dolduğundan, davacının aralarında temel ilişki bulunmadığından, senette keşideci olan davalılara karşı senede yazılı delil başlangıcı olarak dayanarak, alacak isteminde bulunmasına olanak bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.————
Davalı taraf cevap dilekçesinde her ne kadar kötüniyet tazminat talebinde bulunmuş ise de davacı takipte her ne kadar haksız ise de kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından tazminat talebinin reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
3-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin yatırılan 145.438,62 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 145.379,32 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalılar kendilerini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davalılar için tayin olunan 209.048,02 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-)Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-)Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
8-)Karar kesinleştiğinde —- sayılı dosyasının iadesine,
Dair; davacı vekilleri ile davalılar vekillerinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2021