Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/610 E. 2023/34 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/610 Esas
KARAR NO: 2023/34
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalıya ——– tarihli faturalardan da anlaşılacağı üzere mal temin edildiği ve mal temin karşılığında fatura düzenlendiğini, davalı tarafından bu malların teslim alındığını ve bu satışların toplam bedelinin — olduğunu, davalı şirket tarafından bu borca ilişkin ödeme yapılmadığını, —— sayılı dosyasında başlatılan takibe davalı haksız olarak itiraz etmesi sonucunda duran takibin devamı için huzurdaki davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, takibe konu yapılan alacağın likit ve belirlenebilir alacak olduğunu ve yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını davalı/borçlunun itirazının iptal edilerek, takibin devamına karar verilmesini, %20’den az olmamak üzere tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,———–sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmişse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,——- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve defterlerin ——- tarihinde bilirkişi tarafından incelenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Davacı Şirket tarafından taraflarına İbraz edilen ———— içeriğinde sunulduğu, Davacı Şirketin İncelenen —– Faturanın Ticari Defterlerde Davalı Şirket adına Borç kaydının yapıldığı ve Borç kaydının ——–
istinaden —– üzerinden kapatılmış olduğu, —– Tutarlı Faturanın Ticari Defterlerde Davalı Şirket adına Borç kaydının yapıldığı ve Borç kaydının ——-istinaden ——üzerinden kapatılmış olduğu, —– Tutarlı Faturanın Ticari Defterlerde Davalı Şirket adına Borç kaydının yapıldığı ve Borç kaydının —– üzerinden kapatılmış olduğu,———- itibarıyla Borç/Alacak Bakiyesinin —— olduğu, Ancak, Davacı Şirketin —- yoluyla kapattığı —– kayıtlarını —–açıklamasıyla ters kayıt yaptığı ,İşbu —- kayıtlarının iptal edilmesiyle, Davacı Şirketin Davalı Şirketten Takip dayanağı
yaptığı faturalara dayalı olarak — tarihi itibarıyla —- Alacaklı duruma geçtiği tespit edilmiş olduğu, davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtları davalı şirket tarafından inceleme gün ve saatinde ibraz edilmediğinden taraflarınca davalı defterleri üzerinde inceleme yapılamadığını bildirmişlerdir, Tarafların ——arasında Mutabakatsızlık bulunmadığı, Davacı Şirketçe Davalı Şirkete ——-satışının — formu ile Beyan edilmiş olması karşısında, Davalı Şirketin Davacı Şirketten —- Beyan etmiş olduğu, yapılan Beyanların Davacı Şirket Ticari Defter Kayıtlarıyla çelişmediği, dosyanın tetkikinden, davacı şirket ile davalı şirket arasında ——öncesinden süre gelen ———-Dayalı olarak sürdürülen bir Ticari İlişki bulunduğu, müvekkili şirket tarafından doğrudan davalıya akaryakıt ürününün satışı yapılmakta ve bu sebeple doğrudan davalı adına fatura düzenlenmekte olup, bu sebeple belirtmiş oldukları gibi bu alım satım ilişkisinin tarafları müvekkili şirket ile davalı olup ——bu ilişkideki rolünün yalnızca davalının borçlarının —— olmasındankaynaklanmakta olduğunu, —— tarafından dava konusu çeklerin, — olduğundan dolayı ödeyeceklerini belirtmişler, ancak bir süre sonra bu çekleri ödeyemeyeceğini davalı tarafa bildirmiş ve çeklerin ertelenmesini istemiş, ertelenen çekler —— müvekkilleri tarafından —— edilmiş olğunu, İade edilen çekler yerine —– tarafından müvekkilleri olan şirkete;
——– çek,
——- nolu çek,
——- nolu çek,
—– nolu çek,
—– nolu çek ve
—– nolu çekerin keşide
edildiğini ve bu çeklerin usulüne uygun olarak bankaya ibrazında çeklerin karşılıksız çıkmış olduğunu, Müvekkili şirketin ise çeklerin karşılıksız çıkması sonucu alacağını tahsil edememiş olduğundan davalı hesaplarında yapmış olduğu —– işlemini hukuk ve muhasebe tekniğine uygun olarak ters kayıt ile düzeltmiş olduğunu, ——- konu çekler ödenmemiş olduğundan çekler ertelenmiş ve iade edilmiş, ertelenen çekler yerine verilen çekler ise karşılıksız çıkmış olduğu sonuç olarak dosyaya celp edilen çekler deliller ve bankalardan gelen yazı cevaplarının müvekkili şirketin alacağının devam etmekte olduğunu gösterdiğini, zira davaya ve takibe konu — bedellerinin müvekkili şirkete ne davalı ne de —–tarafından ödenmemiş olduğu, sonuç olarak —— çeklerin ertelenmesi ve yerine —-tarafından yeni çeklerin bankaya ibraz edilmemiş ve ibraz edilen çeklerin de
karşılıksız çıkmış olduğunu, Somut davada alacaklı/davacı —- takip konusu fatura bedellerini hem aradaki akaryakıt satış sözleşmesine istinaden davalıdan hem de garantör/müteselsil kefil/birlikte borçlu olarak dava dışı –davalının borçları için
kefil/garantör/birlikte borçlu olması, aksine açık bir sözleşme bulunmadıkça, asıl borçlu olan davalıları ——- karşı borçtan kurtarmayacağını, nitekim dosya kapsamında davalıların takip konusu borçlarını —- üstlenmesine karşılık davalıların borçtan kurtarıldığına ibraz edildiğine veya —-bu alacağını— devir veya temlik ettiğine dair bir iddia ve belgenin olmadığı, nitekim, TBK.m.194/1 gereğince, borçlunun yerine yenisinin geçmesi ve borcundan kurtarılması, borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılacak sözleşmeyle olduğunu, —— arasındaki —- tarafından
üstlenilmesi karşılığında davalıların borçtan kurtarıldığına dair bir hüküm olmadığını, Mahkeme tarafından yapılan görevlendirme çerçevesinde, tüm dosya kapsamı incelenmek vedeğerlendirilmek suretiyle, Davacı şirket vekilinin —– bilirkişi ek raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunduğu —– listeleri, çek erteleme formları, iade edilen ve karşılıksızdır işlemi yapılan çek görüntüleri ile ——- gelen —- tarihli müzekkere cevaplarından, takip dayanağı fatura borçları için verilen çeklerden birinin iptal edilmiş, ikisinin ise karşılıksızdır işlemi görmüş olduğu, bunların yerine verilen çekler için de karşılıksızdır işlemi yapılmış olduğu anlaşıldığından, —— dosyasında davalı———davacı ———- borçlu olduğu, Takip öncesi faiz talep edilmediği, Taleple bağlı kalınarak takip tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır” şeklinde rapor hazırlanmıştır. Davalı taraf defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi ——yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. ——– Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı değerlendirilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile taraflar arasında ticari ilişkinin olduğunun sabit olduğu,—— yılı dönem sonu itibariyle borç-alacak bakiyesinin sıfır olduğu ancak ——- açıklamasıyla ters kayıt yapılarak davacının takip konusu faturalar sebebiyle davalıdan alacaklı konuma geldiği anlaşıldığından bu hususta ek rapor alınmış olup ek raporda talep konusu faturaların ilişkilendirilmiş olduğu, ——, ——, —— bedelli çeklerin akıbetleri ilgili bankalara yazı yazılarak mahkememizce sorulmuş olup yazı cevaplarına göre —- çekin karşılıksız işlemi görüp elden ödendiğinin, —– çekin iptal durumda olduğunun, ——-çekin ise karışılıksız olduğu ve elden ödeme statüsüne getirildiğinin bildirildiği görülmekle davacının fatura bedelleri yönünden çek karşılıklarının bulunmaması sebebiyle ters kayıt yapmasında bir aykırılık görülmemiştir. Bu haliyle fatura bedellerinin ödendiğinin veya faturalarla ilişkilendirilen çek bedellerinin elden ödendiğinin ispatı davalı taraf üzerinde olup davalı taraf ödeme olgusunu ispata yarar somut bir delil sunmadığından fatura bedellerinin ödenmediği kanaati ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının——- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 4.220,81 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 746,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.474,55 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 746,26 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 800,66 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 238,30 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.950,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.188,30 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.886,25 vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ,davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/01/2023