Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/590 E. 2022/336 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/479 Esas
KARAR NO: 2022/508
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/08/2021
KARAR TARİHİ: 01/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı taraf arasında ticari alım-satım ilişkisi bulunduğunu, bu ilişkiye dayalı olarak davalı şirketten —- alacaklı olduğunu, davacı , cari hesap bakiyesinin tahsili amacıyla tarafımızca ——- üzerinden takip başlattığını, davalı tarafça icra takibine, asıl alacağa, faiz ve ferilerine itiraz edilip takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmesinden de sonuç alamadıklarını tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili her ne kadar teklif formu ve irsaliyeler ile malın teslim edildiğini iddia etmiş ise de, davalıdan talep edilen alacağın karşılığı olan mallar müvekkil şirkete teslim edilmediğini, davalı şirket davacı firmadan, muhtelif kalınlık ve —— ebatta saç plaka satın aldığını, yapılan işin niteliği gereği satın alınan malzemeler için düzenlenen faturalarda ——– miktarı belirtilmekte olup, davacının da bu kiloda malı teslim ettiğini kantar fişi ve irsaliyeler ile ispat etmesi gerektiğini, davacı ile yapılan görüşme ve mail yazışmaları ile bu belgeler kendilerinden talep edilmiş, ancak davacı bu ürün miktarı kadar teslimat yaptığına ilişkin kantar fişi ve irsaliyeleri davalıya sunmamış olduğunu, davalı, yaptığı kontrollerde fatura tutarı kadar kg ürün teslim edilmediğini tespit etmiş ve durumu davacıya bildirmiş, ancak davacı bu duruma ilişkin yukarıda anılan belgelerini sunmadığını, davalı şirketin —— tarihinde muhtelif ——- kısmen iade faturası düzenlenmiş ve kalan bakiye için kantar fişi ve irsaliyelerin kendilerine gönderilmesi istediğini, davalı şirket ile davacı şirket arasındaki ticari ilşkiye istinaden —– tutarında ödeme yapmış olduğunu, takip konusu alacak karşılığı düzenlenen faturalardaki miktar mal davacıya teslim edilmediği için ve bu sebeple davacıya bu miktarlı bir borcu bulunmadığı tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —— icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ——- takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan — tarihli raporda özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı şirket defterlerini edefter olarak tuttuğu, defter açılış ve—- gönderilen defterlerin e-beratlarını süresi içinde oluşturduğu ve —- göre davacının defterleri delii niteliğine sahip olduğu, davalının davacı adına düzenlediği —fatura ile iade faturası düzenlediği ve davacı bu faturayı —– tarihinde ticari defterlerine işlediği, davacının kayıtlarına aldığı, davalı adına düzenlediği faturalar, davacının muavin dökümünde bildirdiği tahsilatlar ve davalının davacı adına düzenlediği faturalar davacı şirketin evrak klasörlerinde bulunmakta olduğu, davacı firma evrakları için davalıya teslim edilen ürün le ilgili —– bulunduğu ve fatura içeriği satışı teyit ettiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan —- alacaklı olduğu, hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi tarafından alınan —– tarihli raporda özetle; Tarafların Tacir olduğu ve aralarında Ticari İlişki bulunduğu davaya konu ihtilafın, davacı şirketin takip dayanağı yapılan—- kaynaklı olarak alacağının varlığı ve varsa miktarı hususlarında toplandığı, Dosya Münderecatı ile ——- tutulduğu ve birbirleriyle ilişkili kayıtlarının birbirlerini teyit ettiği tespit edilen —-değerlendiğinde, davacı şirketle davalı şirket arasında ——–gerçekleşmiş ticari ilişki kapsamında, davacı şirketçe davalı şirketin siparişlerine ilişkin olarak sunulu teklif formlarının onaylanması sonucunda, siparişe konu demir/profil ürünlerinin e-irsaliyeler düzenlemek suretiyle davalı şirkete sevk edildikleri, sevk irsaliyesi içeriği malların davalı şirkete kantar tartım fişleri ile dolu ve teslim sonrası boş tartımlarının yapılarak teslim edildiği ve kantar fişlerine uygun olarak düzenlenmiş işbu e-irsaliyelere dayanılarak e-faturalarının düzenlenerek elektronik ortamda davalı şirkete teslim edilmiş oldukları, davacı şirketçe davalı şirkete yapılan bu teslim ve satışlar sonrasında düzenlenen ve ——– herhangi bir mutabakatsızlığa sebebiyet vermeyecek şekilde kayıtlı bulundukları ve ilgili dönem ba/bs formu beyannamelerinde birbirlerine mal alım/satımı olarak beyan edilmiş oldukları, davalı şirketin davacı şirketten satın aldığı mallara ilişkin olarak davacı şirketçe adına düzenlenmiş ve yasal nitelikli bir itiraza konu edilmeyerek ve de ticari defterlere davacı şirket alacağı olarak kaydedilerek beyan konusu yapılmış bu faturalardan kaynaklanan borçlarına ilişkin olarak, davacı şirkete banka aracılığıyla muhtelif tarih ve tutarlarda havale/eft ödemeleri ile çek keşidelerini gerçekleştirerek ticari defterlerinde davacı şirkete olan fatura borçlarından mahsup etmek suretiyle kayıt altına aldığı, tarafların ticari defter kayıtlarında, davacı şirketin davalı şirketten faturalara dayalı açık — Bakiyesinden kaynaklanan —-ASIL Alacağı bulunduğu hususunda mutabakatsızlık bulunmadığı, İşbu Ticari Defter Kayıtları itibarıyla, davalı şirketin davanın dayandığı takibe yapmış olduğu itirazın yerinde olmadığı ve davanın dayandığı takibin talep gibi —– asıl alacak üzerinden devam edebileceği hususlarını beyan ve rapor etmiştir
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi —–yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. —— Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı ve davalı tarafın ticari defterleri incelenmekle dava konusu icra takip tarihi itibariyle davacının kendi defterlerinde —alacaklı gözükürken, davalının ise —- borçlu gözüktüğü, taraf ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu sahipleri lehine ve aleyhine delil olarak değerlendirilebileceği göz önüne alındığında davalı yanın davacı tarafa — borçlu olduğu tespit edilmekle —— tarihli ilamında da açıklandığı üzere davalı, davaya dayanak faturaya ilişkin beyanname vermekle malları teslim almış sayılacaktır.—-celp edilen —- formlarının tetkikinde davalının davacı tarafından kesilen dava konusu faturaları da vergi dairesine bildirmiştir. Buna göre davalının dava konusu malı teslim aldığı ve aldığı malın bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekeceği bilirkişi raporuyla davalı va davacı tarafın BA/BS formlarının uyumlu olduğu HMK 222/3 maddesi uyarınca bilirkişi raporu hükme esas alınarak açılan davanın kabulü ile itirazın iptaline takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE;
1-Davalının ——-dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.302,45 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 407,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.895,36‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 407,09 TL peşin harç olmak üzere toplam 466,39 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 708,70 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/07/2022