Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/584 E. 2022/758 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/584 Esas
KARAR NO: 2022/758
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ: 03/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil —-adına açılmış olan; —- hesabında bulunan tutara usulsüz olarak bloke işlemi uygulandığını, davalı banka nezdinde bulunan ——ve Müvekkile ödenmeyen alacak taleplerine ilişkin —— dosyası üzerinden takip başlatıldığını, takibe süresinde itiraz edilmesi neticesi takibin durduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla, davanın ve kabulüne, Borçlu İtirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, Borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan , aleyhine, takip konusu alacağın %20 sinden az olamamak kaydıyla inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İtirazın iptali davasının nerede açılacağı konusunda İİK özel bir yetki kuralına yer vermediğini, Mahkemelerin yetkilerinin ancak kanun ile belirlenebileceği göz önüne alındığında icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi HMK hükümlerine göre yetkili mahkeme değil ise icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde itirazın iptali davası açılamayacağını, icra takibinde yetkiye itiraz edilmemiş ve sonuç olarak icra dairesinin yetkisi kesinleşmiş olsa dahi icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili hale gelmeyeceğini, müvekkili —— adresi ——olması sebebi ile hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz edildiğini, Huzurdaki itirazın iptali davasında İİK’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazına yönelik bir karar verilmesi gerektiğini, davacı, davasını müvekkil yönünden somutlaştırmamıştır. davacının maddi ve manevi zarara uğradığını sadece soyut bir şekilde iddia ve talep edildiğini, Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli olmadığını, Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerektiğini, En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabileceğini, soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığını, Davacının bu talepleri haksız ve yasal mesnetten yoksun olduğunu, İşbu davanın öncelikle usulden, ardından da esastan reddi gerektiğini, Davacının —- bulunan hesabından işlem yapmak istediğinde, bankacılık işlemleri; —- tarafından incelemede olduğu belirlenmiş ve —— kapsamınca; gerçekleştirilecek işlemlerin ertelenmesi yönünde —— ertelendiğini, huzurdaki dava dosyasına konu ihtilafa ilişkin kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir zarar oluşmuş olsa bile —– madde gereğince müvekkil bankanın; ilgili kanun gereğince gerçekleştirilen denetim esnasında yükümlülüklerini yerine getirmesi sonrası hukukî ve cezaî bakımdan sorumlu tutulamayacağı açık bir biçimde düzenlendiğini beyanla, Haksız ve yasal mesnetten yoksun işbu davanın müvekkil Banka yönünden öncelikle usulden, ardından esastan reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, —— icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, — takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin tebliğ edildiği; borçlular tarafından itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının davalı banka nezdinde bulunan hesabına, —– tarafından ——— şubesinde bulunan ——- hakkında —– işlem yapılıp yapılmadığı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmaktadır.——Ertelenmesi
başlıklı —– hâlihazırda devam eden işlemleri, işleme konu malvarlığının aklama veya terörün —- suçu ile ilişkili olduğuna dair şüphe bulunması üzerine; —- şüpheyi teyit etmek, işlemi analiz etmek ya da gerekli görüldüğünde analiz sonuçlarını yetkili makamlara intikal ettirmek amacıya yedi iş günü süreyle askıya almaya veya bu işlemlerin aynı süreyle gerçekleşmesine izin vermemeye —-yetkilidir. ————— bu yetkisini bakan yardımcısına devredebilir.” hükmü yer almaktadır.Bununla birlikte, —–Yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya
teşebbüs edilen işlemlere konu malvarlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması halinde bu işlemlerin yükümlüler tarafından ——şüpheli işlem bildiriminde bulunulduğunu, yükümlülük denetimi ile görevlendirilen denetim elemanları ile yargılama sırasında mahkemeler dışında, işleme taraf olanlar dahil hiç kimseye açıklayamazlar.
(3) Yükümlülerin hangi faaliyetlerinden dolayı ve hangi usûl ve esaslara göre şüpheli işlem bildiriminde bulunacağı yönetmelikle belirlenir.” hükmüne yer verilmiş——– maddesinde;
(1) Bu Kanun gereğince yükümlülüklerini yerine getiren gerçek ve tüzel kişiler hiçbir şekilde hukukî ve cezaî bakımdan sorumlu tutulamaz.
(2) Özel kanunlarda hüküm bulunsa dahi şüpheli işlem bildiriminde bulunanlara dair, mahkeme dışında, üçüncü kişi, kurum ve kuruluşlara bilgi verilemez. Bu kişilerin kimliklerinin saklı tutulması ve güvenliklerinin sağlanması için mahkemece gerekli önlemler alınır.”hükmü belirtilmiştir.
Bu kapsamda yükümlü —– tarafından gönderilmesi mezkûr madde gereğince zorunlu olan şüpheli işlem ——- maddesi hükümleri çerçevesinde gerekli mevzuat hükümlerinin uygulandığı,— kayıtlarının tetkiki sonucunda ——-şahıs hakkında;————şüpheli işlem bildirimine istinaden söz konusu şahsın——–hesabında bulunan — tutarındaki bakiyenin çekilmesi işleminin, ——- karar verildiği — anılan kararın— iletildiği ——-şahıs hakkında mezkûr —– sayılı ———— sayılı yazı ile iletildiği; ————sayılı kararı ile yukarıda bildirilen ———- yönünde karar verildiği ——–anlaşılmıştır.
———-uzmanları tarafından düzenlendiği anlaşılan aşağıda tarih ve sayısı belirtilen raporda yapılan çalışmalar sonucuda şahsın aşağıda belirtilen başka hesaplarının da benzer şekilde açıldığı ve kullanıldığının tespit edildiği, bir kısım şüpheli ile ilgili ——–hakkında Kanunun —— ertelenmesi için —- erteleme kararı verildiği ancak bu sürenin sınırlı olduğu ve şüphelinin erteleme kararı sonrası hesaplarını boşaltma ihtimalinin kuvvetli olduğunun değerlendirildiği ——- suçu işleyerek elde ettiği değerlendirilen paralarla ilgili yazılı banka hesaplarına şahıs hakkında kuvvetli suç şüphesinin bulunması ve yeterli delil olduğu değerlendirilerek —— maddeleri gereğince el konulmasına dair karar verildiği anlaşılmıştır.Dosyadaki tüm delillerin incelenmesinde , davalı bankaya ———- tarafından gönderilen yazıda davacının her türlü hesabına bloke konulması talimatı verilmiştir. Bu nedenle davalı bankanın eyleminin kusurlu olduğundan söz edilemeyecektir. Davanın reddine, kötüniyet tazminatı talebi yönünden tarafların birbirlerinin kötüniyetli olduğunu ispat edememesi nedeniyle yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir———-
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı ve davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 80,70-TL ‘den davcı tarafça peşin olarak yatırılan 705,84 TL harcın mahsubu ile artan 625,14-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.350,72-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hhaftalık süre içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/11/2022