Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/580 E. 2021/313 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/580 Esas
KARAR NO: 2021/313
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/10/2016
KARAR TARİHİ: 26/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin kurulduğu günden beri toplumsal sorumluluk bilinci ile kültür, sanat ve spor farklı alanlarda bir çok projeye destek verdiğini, ancak son zamanlarda gündemde yer alan ——— ait olduğu söylenen yurtlarda vuku bulan tecavüz skandalı nedeni ile ciddi biçimde———müvekkil şiketin karalama kampanyalarına maruz kaldığını, davalı—————– hesabından müvekkil şirket ile ilgili olarak müvekkil şirketin kişilik haklarına ağır bir biçimde saldıran ve müvekkil şirkete çok ciddi ve haksız somut olgu isnadında bulunan———- paylaştığını, davalının paylaşmış olduğu bu iletilerinde müvekkil ——— yönünde haksız ağır ve hukuka aykırı ithamlarda bulunduğunu belirterek ——–manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirkete karşı cephe almış bir güruh bulunduğunu, bu güruhun bir şekilde seslerini sosyal ortam vasıtasıyla duyurma çabası olduğunu ancak dikkat edilmesi gereken husus, ortada kamuoyundan gizli bir durum bulunmadığını, bilindiği üzere ——– işbirliği ile —– yapıldığını, davacı şirkette, adı geçen —- ettiğini, zira ——infial uyandıran tecavüz eylemi açıklığa kavuştuğu vakit, davacı şirket açıklama yapmak zorunda kalarak —— ifade etmek zorunda kaldığını,———- yer verildiği, kullanıcıların ise duygu ve düşüncelerini bu başlık altında ifade ettiklerini,——– başlığı, müvekkili tarafından bulunmuş/uydurulmuş/ortaya atılmış ve davacının haysiyet ve saygınlığını zedelemek kastıyla yazılmış bir yazı olmadığını, bütün bunların yanında, müvekkil ve aynı başlık altında paylaşım yapan binlerce kullanıcı, gerçekleşmiş ve açığa çıkmış bir durumu dile getirerek ifadelerini düşünce özgürlüğü sınırları kapsamında belirtmiş olduğunu, davacının ticari itibarının zedelenmesinin tepki gösteren müvekkil ve benzer bir çok vatandaşın paylaşımları ile bir ilgisi olmadığını, müvekkili ve benzeri bir çok vatandaşın, ticari itibarı bu olay ile çoktan sarsılmış olan davacı şirketin, bu zihniyetteki bir oluşum ile dirsek temasında bulunmasına, sponsor olmasına tepki göstermiş olduğunu beliterek davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davalının sosyal paylaşım sitesinde yaptığı paylaşım nedeni ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı, ticari itibarının ihlal edildiği, TTK nun 55. maddesi kapsamında gerçeğe aykırı ve incitici beyanlarla davacı şirketin rakiplerinin rekabette öne çıkarılmak suretiyle haksız rekabete sebebiyet verildiği iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
————- Görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilerek yargılama yapılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık davalı tarafından sosoyal medyada davacı aleyhine ———— eklinde sarf edilen ifadelerin, davacı şirketin kişilik haklarına saldırı oluşturduğu iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi zararın şahsiyet haklarına vaki tecavüz dolayısı ile bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ızdırap ve elem, bir kimsemin hayattan tat almasında yaşama zevkinde bir azalma olarak tarif edildiği, bu tariften anlaşılacağı üzere, manevi tazminata temel olan düşüncenin bozulmuş olan ruhi ve bedeni kusurun kısmen ve imkan nispetinde yeniden elde edilmesini teminine yönelik olduğu, manevi tazminatın kabulundeki gayenin faili cezalandırılmak veya onu muzayaka haline düşürmek olmadığı, mağdurun mal varlığında bir çoğalma husule getirmek veya mağdurun istediği tazmin şekillerini birini kabul etmek sureti ile onun acısını gidermek ve ruhen onu tatmin etmek şeklinde tarif edildiği, hukuka aykırı bir fiilin manevvie tazminatı gerektirebilmesi için o fiilin bir şahsın şahsa bağlı haklarını başka bir deyim ile şahsi menfaatlerini ihlal etmesi gerektiği, şahsa bağlı hakkın ise herkese karşı ileri sürülebileyeceği resmi ismi, şeref ve namusu özel hayata mesleki sırra iktisadi şahsiyete yapılan tecavüzlerin de şahsiyet haklarını ihlal eden haraketler olarak kabul edildiği TBK’nun 56 maddesinde de bu gibi şahsi menfaatlerin ağır ihlali halinde kusurunda ağır olması kaydı ile manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Burada önemli olanın yanlızca ruhi ızdırap değil fiziki muvazenenin önemli surette bozulması huzurun bozulması hayattaki saadetin azalması hayattan istifanin haleldar edilmesi hallerinde dahi manevi zararın varlığı ve bunun önemli olduğu kabul edilmektedir. TBK’nun 56 maddesinde manevi tazminat için kusurun ağırlığı yanında manevi zarar ve ziyaninda ağır olması şartı aranmıştır. manevi tazminata hükmedilirken hak ve nesafet kurullarının nazara alınması gerekmektedir.
Hem TBK’nın 56. ve hem de TBK’nın 58. maddeleri hükümlerine göre, hakimin manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. ———- Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Diğer yandan hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacıya göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Gerek Medeni Kanun, gerek Borçlar Kanunu ve Yargıtay’ın görüşüne———— göre gerçek kişilere özgü haklar dışında kalan kişilik haklarının ihlali halinde tüzel kişilerin de manevi zarara uğrayabileceği ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği kabul edilmektedir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı itibariyle, yukarıda izah edilen ilgili kararlarında ifade özgürlüğünün, demokratik bir toplumun vazgeçilmez esasını ve bu toplumun gelişiminin ve her bireyin kendisini geliştirmesinin temel koşulunu oluşturduğu, ifade özgürlüğünün çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirliliğin gereği olduğu ve dar yorumlanmaması konusundaki kararları, gerekse davalının somut olayda paylaşımının yapıldığı tarihlerde kamuoyunda dava dışı———– bünyesindeki bir yurtta öğretmen tarafından çocuklara cinsel saldırı niteliği taşıyan eylemlerin ——– uzun süre yer aldığı, toplumun büyük kesiminden tepki aldığı ve infial yarattığı, davacı şirketin ise bu infialin yaşandığı dönemde ——- olduğunun öğrenilmesinin tepki çektiği, her ne kadar davacının bu vakıfla ve saldırı niteliği taşıyan eylemle birlikte anılmasının doğru olmadığı kabul edilmesi gerekli ise de, bir yandan da tüm toplumca kabul edilen ve ——- firmasının güvenilirliğine ve bu yönde bir eylemle birlikte anılmasının toplum psikolojisinde bir algı yarattığı, davalının paylaşımının kamuoyuna yansıyan olayla ilgili bir tepki niteliğinde olduğu ve eleştiri niteliğinde sayılması gerektiği ve Anayasanın 26.maddesi gereğince ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği————— davalının kişisel—— hesabındaki paylaşımın davacı aleyhine rakipleri karşısında haksız rekabete meydan verecek mahiyette bulunmadığı ve ticari itibarına saldırı niteliğinde bulunmadığı kanaatine ulaşılarak açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 111,48 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 140,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL maktu nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/03/2021