Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/573 E. 2022/819 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/573 Esas
KARAR NO : 2022/819

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2020
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 15/02/2019 tarihinde davalı aleyhine——esas sayılı dosyası ile —–örnek icra takibine giriştiğini, borçlunun borca ve fer’ilerine itiraz etmiş ayrıca yetki itirazında bulunduğunu, bu defa ——- takip sayılı dosyası ile borçlu tarafa yeniden icra emri gönderildiği, borçlu tarafın yine borca ve fer’ilerine itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, taraflar arasında 1/09/2018 tarihinde borcun nakli alacağın temliki karşılıklı mahsuplaşma işlemlerini ilişkin protokol imzalandığını, davalı borçlu protokol gereğince borcu kabul ederek devir aldığını, protokol gereğince borcunu kısmen ödediğini, takip konusu borcu ödemeyerek icra takibinin açılmasına sebebiyet verdiğini, taraflar arasında imzalanan 08/10/2018 tarihli protokol gereğince davalı borçlu taraf borcu yazılı olarak kabul ettiğini beyanla, davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığının tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi ile ortaya çıkacağından davanın reddinin gerektiğini, davacının likit olmayan borç üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı talebinin hukuken kabul edilemez olduğunu beyanla, açıklanan nedenlerle davanın reddi, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu,——-sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buluduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan, Davacı şirketin faaliyet adresinin Kuşadasında bulunması nedeni ile——-Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yolu ile bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; ” Davacıya ait 2017-2018 yılı ticari defter bastırılmaksızın kaydedildiği, e- defterlerin usulüne uygun olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı, taraflar arasında 08/10/2018 tarihinde borcun nakli-alacağın temliki/karşılıklı mahsuplaşma işlemlerine ilişkin protokol düzenlendiği, düzenlenen protokol gereği yapılması gereken borcun nakli-alacağın temliki/karşılıklı mahsuplaşma işlemlerine ait muhasebeleştirme işlemlerinin davacı şirketçe aynı tarihte yapıldığı, yapılan işlemlerin toplamının 302.861,07.-TL olduğu, davacıya ait ticari defterlerde taraflar arasındaki borç alacak ilişkisine ait kayıtların 120.01.01.001 no.lu hesap kodunda takip edildiği, 31/12/2018 tarihi itibariyle 140.778,45.-TL tutarındaki alacağın davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, Davacı alacaklı şirketin davalı borçlu şirketten 31/12/2018 tarihi itibariyle 140.778,45.-TL alacağının bulunduğu, Takip tarihi itibariyle ticari defter kayıtlarında yer alan cari hesap alacak bakiyesinin 71.190,66.-TL olduğu, davacı şirket, ——takip sayılı dosyası ile —- örnek İcra takibine giriştiği, —— örnek ödeme emri ile talep edilen asıl alacak tutarının 69.587,79.-TL olduğu, Tarafların icra inkâr tazminatı, masraf, vekâlet ücreti ve benzeri taleplerinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davacı taraf bilirkişi incelemesi için ticari defterlerini incelemeye sunmamıştır.
Davanın tarafları arasında “Borcun nakli-Alacağın Temliki/Karşılıklı Mahsuplaşma İşlemlerine İlişkin Protokol” başlığını taşıyan 08/10/2018 tarihli mahsuplaşma protoklünün taraflarca imzalandığı davacı tarafça iddia olunmuştur. Protokolün tetkikinde davalının 140.778,45 TL borçlu olduğu belirlenmiş, davacı taraf protokolde mutabık kalınan 140.778,45 TL’nin 71.190,66 TL’sini dava konusu olmayan başka bir icra takibine konu ettiği protokolden kalan bakiye 69.587,79 TL’yi ise davaya esas——- Sayılı dosyası ile takibe konu ettiği görülmüştür. Davalı taraf prokotolde yer alan imzayı inkar etmiştir
Davacı taraf protokolün fotokosini ve renkli fotokopisini sunmuş, mahkememizce 23/11/2021 tarihli oturumunda 3 numaralı, 01/03/2022 tarihli oturumdak—— numaralı ara karar ile mutabakat aslının ibraz edilmesine karar verilmesine rağmen, aslını ibraz edememiştir. Fotokopi mutabakat protokolündeki davalı şirket kaşesi ve imza olduğu, davalı şirket tarafından mutabakat protokolünün inkar edildiği tespit edilmiştir. Mutabakat protokolünün ıslak imzalı aslının ibraz edilerek mutabakat metninin varlığını ve mutabakat metnindeki alacağın varlığını kanıtlamak HMK 190. maddesi uyarınca davacı tarafa aittir ——Davacı tarafça bu husus kanıtlanmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
Davalı taraf davacı tarafın takip başlatmak ve eldeki davayı açmakta kötüniyetli olduğunu ispat edemediğinden davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.188,39 TL harcın mahsubu ile artan 1.107,69-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.