Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/562 E. 2022/81 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/562 Esas
KARAR NO: 2022/81
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2017
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil kurumun kamu ihale kanunu hükümleri çerçevesinde her yıl yapılan ihale ile bir —– —- aldığını, davalı şirketler —-verdiğini, davalı —-verdiğini, —tarihleri arasında , davalı—– tamamında çalıştığını, davalı şirketler bünyesinde, kuruma bağlı işyerinde —–olarak çalışan —- sona ermesi üzerine kurum aleyhine —- Asliye Hukuk Mahkemesinin—– dosyası ile iş akdi nedeniyle dava açıldığını ve mahkeme tarafından verilen karar —- alacaklarının davalı kurum tarafından ödenmesine karar verildiğini, söz konusu ilam ile —dosyası ile davalı ——- aleyhine icra takibinin başlatıldığını ve toplam — dosya borcunun ödenerek kapatıldığını belirterek ödenen —– tarihinden itibaren sözleşme gereği işleyecek yıllık %16 faizi ile davalılardan tahsil edilmesi ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı——- cevap dilekçesi ile; kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirketin dava dışı işçinin çalışmış olduğu dönem ile sorumlu olması gerektiğini, bu sorumluluğun da işyeri devri nedeniyle iki yıl devam ettiğini dolayısıyla işyeri devri nedeniyle müvekkil şirketin sorumlu tutulmasının da kabul edilebilir olmadığını ayrıca müvekkil şirket sorumlu tutulsa bile dava dışı çalışanın çalışmış olduğu süre ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesi ile; sözleşmeye, sözleşmelere, teknik ve idari şartnamelere, 6552 sayılı kanunun 8.maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112.maddesine eklenen fıkralara, 4857 sayılı İş Kanununa, mülga Borçlar Kanunu’na, mer’i Türk Borçlar Kanunu’na HMK’ya ve Anayasa’ya aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davacı alacaklının davalılardan toplam —– alacaklı olduğu, davalı —- hesap edildiği, tek olarak sözleşme akdeden diğer —- birlikte sorumlu olacakları, alacağa—- gününden itibaren ticari faiz işletilebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava; hizmet sözleşmesi kapsamında; davacının —–ödediği işçilik haklarının rücuen tahsili isteminden ibarettir.— kararında da işaret edildiği gibi —- alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup, bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı takdirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır.” denilmiştir.
Mahkemece İş Mahkemesinde çalışması tespit edilen süre nazara alınarak alt işverenler yönünden rücu istemi bilirkişiye inceletilerek rapor alınmıştır Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davacı alacaklının davalılardan toplam — alacaklı olduğu, davalı —- tutarı hesap edildiği, tek olarak sözleşme akdeden diğer — birlikte sorumlu olacakları, alacağa —– gününden itibaren ticari faiz işletilebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir. Davalı şirketlerin ——- çalıştırılan işçinin tazminatından davacı kurum ile yapılan sözleşme dönemi itibari ile sorumlu bulunacakları, sözleşme ve şartmane hükümlerinin tarafları hukuki olarak bağlayacağından davacının asıl işveren olarak ödemiş olduğu miktarın davalılardan sözleşme uyarınca rucüen tahsilini talep edebileceği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE,
2-Davalı —, rücu alacağının ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek—- birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı —-rücu alacağının ödeme tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 773,22 TL’den dava açılırken yatırılan 193,31 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 579,91 TL karar ve ilam harcının davalılardan sorumlulukları nispetinde tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 193,31 TL peşin harç, 31,40 başvurma harcı, 6,40 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 231,11 TL harcın davalılardan sorumlulukları nispetinde tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 514,90 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.914,90 TL yargılama giderinin davalılardan sorumlulukları nispetinde tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan sorumlulukları nispetinde tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.
10/02/2022