Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/55 E. 2021/374 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/55 Esas
KARAR NO : 2021/374
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/01/2020
KARAR TARİHİ : 13/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirkete ait, sürücüsü—- plakalı—– caddesi üzerinde —- aynı yolda sağ şeritte seyrede davalı —- sürücüsü diğer davalı — aracın şerit değiştirmesi ile maddi hasarlı trafik kazısının meydana geldiğini,—- aracın %100 kusurlu olduğunu, araçta — zarar bedelinin oluştuğunu, aracın kaza öncesi —–olduğunu, aracın kaza sonrası hasarlı hali ile —– bedelle noter sözleşmesi ile —tarihinde satıldığını dolayısı ile —-zararlı olduklarını, sigorta şirketine icra takibi öncesi tüm belgelerle yazılı olarak başvurduklarını ancak cevap alamadıklarını ve ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacı ile —— sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibin durdurulduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerininde sonuçsuz kaldığını beyanla, davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı — cevap dilekçesinde özetle; Davalı —- araç işleteni olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, Sigortacının zarar görenin ancak gerçek zararını gidermekle yükümlü olacağını Müvekkil sigorta şirketinin işletenin ilgili kanun gereğince sorumlu olduğu hallerde sigortalının kusuru oranında ve teminat limiti d ahilinde sorumlu olacağını talebin sigorta teminat kapsamında kalıp kalmadığının değerlendirilmesinin gerekeceğini, Müvekkil şirket sigortalısının kusur oranının net olarak hesaplanması gerekeceğini, —- kira mahrumiyet gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeni ile yöneltilecek tazminat taleplerinin sigorta teminatı kapsamı dışında olacağını, hasar bedelinin poliçe genel şartlarına uygun olarak gerçek emsal değerler esas alınarak belirlenmesinin gerektiğini, müvekkilince ekspertiz çalışması yaptırıldığını, rayiç değer araştırması yapıldığını, ve araç rayiç değerinin kaza tarihi olan —— olarak belirlendiğini, davacı tarafın bu değerlendirmeyi kabul etmeyerek yasal yollara başvurmayı tercih ettiğini, aracın hasarlı hali ile —– satıldığı davacı beyanı ile sabit olduğunu, bakiye zararın kabul anlamına gelmemekle birlikte —- olduğunu, trafik poliçe limitinin de——— olduğunu, davacının talebinin fahiş olduğunu, müvekkilinin usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediğini bu nedenle faiz talep edilemeyeceğini beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——- yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,—— icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,—- dosyasının incelenmesinde; — tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği; borçlu —davalı — tarafından — tarihinde itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın —- tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan kök raporda ,” Kusur yönünden —-plakalı araç sürücüsü —— bahse konu mahalde yerleşim yeri içinde kendi şeridinde seyreden aracın önüne kontrolsüz ve ani çıktığı, aracın şeridine tecavüz ettiği, şerit değiştirmeden önce gireceği şeride sürülen araçların emniyetle geçişini beklemediği, trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde trafiği ve gelen araçların hız ile mesafelerini dikkate almadan kendinin solundaki şeride kontrolsüz girmek sureti ile şerit ihlali sonucu kendisinin solundaki şeritte nizami olarak seyreden aracın kendisine çarpmasına sebep olması nedenleri ile trafik dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediği ve kazanı meydan gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, — sayılı araç sürücüsü — oluşan kazada kusurunun bulunmadığı, davaya konu —— olduğu, kaza başına hasar teminat limitinin — olduğu ve davalı — tazminattan sorumlu olduğu, davacının talep edebileceği toplam zarar miktarının —–olduğu bilirkişi tarafından verilen ek raporda —–aracın sıfır bayi fiyatının– itibari ile —olduğunu, davacının talep ettiği —–olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, talebin —çok üstünde olduğu, aracın kaza öncesi 2. El rayiç değerinin —olduğunu, bu durumda talep edilebilecek hasar zarar değerinin ——- olduğunu kök rapordaki davacının talep edebileceği hasar değerinin değiştirilmesine gerek olmadığını, davacının talep edebileceği çekici ücreti dahil toplam zarar miktarının —-olduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, ——– motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ——-
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan —– poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir —-
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, —- tarihinde meydana gelen kazada davalı sigortaya sigortalı olan — aracın sürücüsü olan davalı———tam kusurlu olup davacı tarafa ait araç sürücüsünün ise kazada bir kusurunun bulunmadığı, bilirkişi raporunda aracın ağır şekilde hasarlanması nedeniyle tamirinin ekonomik olmayacağı belirlenerek pert total kabul edildiği, davacıya ait aracın hasarsız halinin piyasa değeri— olarak belirlenip, bu bedelden aracın hurda– tutar indirildiğinde kalan tutar olan — edilebileceğinin ve kaza sonrası —– çekici bedeli ödendiğinin tespit edildiği, davacı tarafından aracın—- bedel ile satıldığı, her ne kadar davacı taraf aracın piyasa değerinin — olduğunu iddia etmiş ise de ekspertiz raporunda da hasar tarihindeki hasarsız emsalinin piyasa peşin rayiç değerinin —–olarak belirtildiği, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda da aynı tip aynı model emsal otomobillerin hasarsız ikinci el piyasa değerinin araştırıldığı ve— olduğunun belirtildiği, bilirkişi tarafından hesaplanan değerin piyasa şartlarına uygun olduğu anlaşılmakla ———– yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının —- dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin — asıl alacak—- olmak üzere toplam —- asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 2.316,59 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 779,65TL harcın mahsubu ile bakiye 1.536,94 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 779,65 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 834,05 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 158,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 958,50 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 553,55 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.086,95 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.596,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı—–verilmesine,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 693,46-TL.sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 626,54 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde——— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/04/2021