Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/546 E. 2022/374 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/546 Esas
KARAR NO: 2022/374
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/07/2020
KARAR TARİHİ: 23/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında davalı adına kesilen ve ödenmemiş faturalardan kaynaklanan alacak sebebiyle davalı aleyhine—–sayılı dosya üzerinden takip başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı tarafa, ticari ilişkiden kaynaklı olarak herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, davacıya olan borcunu tamamen ödediğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Mahkememizce davacı tarafın defterleri incelenerek aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından incelemeye sunulan —– yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan — tarihi itibarıyla —– alacaklı olduğu, davacı yanın — alacağı için 3095 sayılı yasaya (Md.2) istinaden icra takip tarihi olan; —- tarihinden itibaren değişen oranında avans faiz talep edebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce talimat yolu ile davalı tarafın defterleri incelenerek aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin —- e-defter yasal ticari defterlerinde 6762 sayılı TTK’nunda öngörülen “açılış onaylarına” ilişkin vecibelerini ve “kapanış onaylarına” ilişkin vecibelerini yerine getirdiğinin anlaşılmakta olduğu, davalının incelenen —- kendi yasal ticari defter dayanağı muavin defter dökümü ve belgelerine göre davacı —- takip tarihi itibariyle —- asıl alacağının bulunduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Somut olayda tarafların ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu, tarafların kendi lehlerine delil niteliğine sahip olduğu, her iki şirketin ticari defterleriyle uyumlu olduğu davacı şirketin davalı şirketten alacağının —- alacaklı olduğu, anlaşılmıştır.
HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi —-yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.—- Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” davalının ticari defterinde davacı alacağı olarak kaydedildiği , alınan bilirkişi raporlarıyla da alacağın varlığı belirlendiği, anlaşılmakla usul ve yasaya uygun bilirkişi raporları da hükme esas alınarak itirazın iptaline karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—- sayılı dosyasına vaki itirazının asıl alacak olan —– üzerinden İPTALİNE,
3-Kabulüne karar verilen asıl alacak miktarının %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebi yerinde görülmediğinden reddine,
5-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 7.181,72 TL’den dava açılırken yatırılan 1.269,77 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 5.911,95 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan 1.269,77 TL peşin harç, 54,40 başvurma harcı, 7,80 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 1.331,97 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 223,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.623,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 13.937,76 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
10-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —-Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/05/2022