Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/534 E. 2021/895 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/534 Esas
KARAR NO: 2021/895
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 27/06/2020
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —- sözleşmesi uyarınca verilen taşıma hizmetine dair —- miktarlı fatura tanzim edildiğini, davalı tarafın faturaya istinaden — hesap borcuna ilişkin olarak ödeme yaptığını, ancak işlemekte olan bakiye olarak kalan— asıl alacak fatura bedeli müvekkile ödemediğini, davalı borçluya, ödenecek bedel için tanzim edilen —- hesap kesim tarihli cari hesap ekstresi gönderildiğini, davalı taraf cari hesabın içeriğine itirazda bulunmadığı gibi, müvekkil şirkete herhangi bir ödeme de yapmadığını, cari Hesap Sözleşmesi uyarınca ödenmesi gereken — asıl alacağın ödenmemesi üzerine müvekkilinin borcunun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine,—— sayılı icra dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattığını, borçluların itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı firma ile müvekkil firma arasında taşımacılıktan kaynaklanan ticari bir iş söz konusu olduğunu, bu sözleşme kapsamında —- gerçekleştirileceğini, ne var ki; söz konusu taşıma işlemi için müvekkil üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmedğini, bu aşamada davacı —-ödeme de gerçekleştirdiklerini, taşıma işlemi esnasında; davacı firmanın çalışanı şoförün belgelerini unuttuğunu bu sebeple gümrükte bekleme yapıldığını ve sözleşmeye konu ürün geç geldiğini, yine bu belgenin geç gelmesi sebebi ile—– tutarında zarara girdiğini, zararı halim ile davacı firmadan talep edilmiş ise de davacı taraf faturayı kabul etmeyerek iade ettiğini, müvekkiline kalan bakiyenin ödeneceğini ancak öncelikli kendi zararlarının giderilmesini istediğini, ürünün geç teslim edilmesi ve müvekkil firmanın yemiş olduğu cezaların olması sebebi ile müvekkil firmanın, ticari iş hayatına aykırı söz konusu davranışı kabul etmediğini, davacı firma tarafından başlatılan icra takibi ile eldeki dava haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ticari iş sözleşmesi kapsamında yapılacak bir eksiklik mevcut iken karşı taraftan kalan bakiyenin ödenmesini talep etme iş ahlakına aykırı olduğunu, işbu sebeple açıklanan sebepler ile kötü niyetle hareket eden davacı firmanın eldeki davasının reddini talep etmiştir.
Mahkememizce; —-bilirkişi ve mali müşavir bilirkişi uzmanından bilirkişi marifeti ile ek rapor alınmasına gerek bırakmayacak, ayrıntılı, gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava; Davacı tarafça alacaklı sıfatı ile cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağa yönelik başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasına ilişkin olduğu görüldü.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir eda (alacak) davasıdır. Yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Takip alacaklısı tarafından takip borçlusuna karşı açılır. Borçlu bu davaya karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Borçlu cevap dilekçesinde itiraz ederken bildirmiş olup olmadığına da bakmaksızın bütün savunma sebeplerini bildirmelidir. Alacaklı bu davada alacağının varlığını 6100 sayılı HMK’ ya göre caiz olan her türlü delille ispat edebilir.
Somut olayda davalının defterlerinin incelenmesi için talimat yazıldığı, usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan —- alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi —-yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. —–Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı değerlendirilmiştir.
Bunun yanında davacının Bs bildirimi ile davalının Ba bildirimlerinin uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Davacının talep ettiği dava değerinden davalının ödediği bedel mahsup edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamında davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtar bulunmamaktadır. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için davalının TBK. 117 (eski TBK. 101) maddesi uyarınca temerrüt ihtarnamesi ile temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) şarttır.
Takibe kadar işlemiş faize yönelik davalı itirazının haklı olduğu değerlendirilerek takibe kadar işlemiş faiz tutarı bakımından davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
Davanın kısmen KABULÜ ile kısmen REDDİNE,
1-)Davalının —-Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin — alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-)Kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 140.63 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 68,21 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 72,42 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-)Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 68,21 TL peşin harç ve 7,80 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 130,41 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 185,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.785,50 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %36,37 oranında olmak üzere 649,38 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 2.058,68 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 3.601,86 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-)Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden kabul ve red oranına göre hesap olunan 480,08 TL’sinin davalıdan, 839,92 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-)Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olarak karar verildi.18/11/2021