Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/529 E. 2021/998 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/529 Esas
KARAR NO : 2021/998

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2020
KARAR TARİHİ : 17/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı 3. kişi (davalının sigortalısı) —- tarafından — tarihinde——araca çarpmak suretiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu—- araçta meydana gelen değer kaybı alacağı, araç sahibi—- tarafından müvekkiline temlik edildiğini, söz konusu değer kaybı bedeli —tarafından 9.919,00 TL olarak tespit edildiğini, somut—- bağımsız eksper tarafından araçta 2.280,00 TL değer kaybının tespit edildiğini, değer kaybının da tazmini için ihtarname çekildiğini, ancak herhangi bir ödemenin yapılmadığını, kaza sebebiyle oluşan değer kaybı bedeli olarak 300,00 TL, değer kaybının tespiti için yapılan—- yargılama gideri olarak, ayrıca yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı 28/04/2021 tarihli ıslah dilekçesinde; değer kaybının bilirkişi raporunda belirtildiği gibi davalının %70 kusur oranına istinaden 2.512,30 TL ve dava konusu hasar onarım bedelinin tespiti için 354,00 TL ekspertiz ücretinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranından ve kaza tarihinden, kabul edilmezse ihtar tarihinden işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili 08/07/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın delillerinin tebliğ edilmediğini, kaza nedeniyle davacı vekiline 27/02/2020 tarihinde 2.411,00 TL ödemenin yapıldığını, dosyada geçerli bir kusur raporunun bulunmadığını, değer kaybı incelemesinin Yargıtay kriterlerine göre yapılması gerektiğini, kazaya karışan aracın 15.000 km nin üzerinde olduğundan hesaplama yapılırken beli eksilmelerin dikkate alınarak hesaplamanın yapılması gerektiğini, poliçede belirtilen teminat dışı unsurların dahil edilmemesi gerektiğini, kusur tespitinin yapılarak oran hesabı ile müvekkile düşen sorumluluğun tespit edilmesi gerektiğini, temerrüt söz konusu olmadığından dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
—— tarihinde meydana gelen kaza —- şirketinden oluşan alacağından dolayı ——–arasında 20/09/2019 tarihinde düzenlenen temlik sözleşmesi,
Davacı vekili tarafından —– çıkartılan 04/02/2020 tarihli ihtarnamenin tebliğe çıkartıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak makine mühendisi bilirkişi 02/03/2021 tarihli raporunda özetle; meydana gelen kazada kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, söz konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğu, dava konusu aracın kaza tarihi itibariyle kazadan önceki kazalı araç 2. El piyasa rayiç değerinin 190.000,00 TL civarında olduğu, kazadan sonraki onarılmış hali ile 2. El kazalı araç rayiç değerinin ise yaklaşık 184.000.00 TL civarında olacağından araçtaki değer kaybının 6.000,00 TL civarında olacağı,—- araç sürücüsünün %70 oranında asli kusurlu olduğu,—– sürücüsünün %30 oranında tali kusurlu olduğu, kazanın etkisiyle kural ihlali bulunmayan —- plakalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu beyan ve rapor etmiş,
Ancak raporda yapılan ödeme dikkate alınmadığından, aynı bilirkişiden 19/04/2021 tarihinde yeniden rapor aldırılmış ve raporda 2411,00 TL lik yapılan ödeme düştükten sonra 3.589,00 TL bakiye alacağın bulunduğu hususu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, taraflar süresinde beyan ve itiraz dilekçeleri sundukları görüldü.
HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, —- limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, —— sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, —- Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması—- anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir —–
—–türü olan zorunlu —- sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan —– — işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu — zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir —-
Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. maddesine göre de oluşan —– olduğundan kural olarak —– teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin —- Genel Şartlarının A.3. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı,— Şartlarına ve 6102 sayılı TTK’nın 1446. maddesi uyarınca —— gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmediği veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı —–dışında kalan bir hususu teminat içinde kalmış gibi ihbar ettiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre işletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere — sigortası yaptırmaları zorunludur. Aynı Kanun’un 85/1. maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa,——- veya ——- altında veya bu — tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, — ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 162/1.maddesine göre müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur . Aynı Kanun’un 163.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.
Davalı …. dava dışı alacağını temlik eden —- plakalı araca çarpan plakalı aracın—– sigortacısıdır. —- tarihleri arasını kapsamaktadır. Kaza 17/09/2019 tarihinde gerçekleşmiş olup davacı tarafından davalı … şirketine ihtar gönderildiği, ihtarın 11/02/2020 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Usul ve yasaya uygun teknik bilirkişi raporunda meydana gelen kaza nedeniyle dava konusu araçta toplam 6.000 TL değer kaybı belirtildiği görülmüştür.Davacı vekili tarafından bedel artırım dilekçesi ile 2.512,30 TL üzerinden tamamlama harcını ikmal edilmiştir. Söz konusu kaza nedeniyle dava dışı temlik eden 3. Şahısın aracında toplam 6.000 TL değer kaybı zararı tespit edildiği davaya konu kazada davalı .——– sigortalısının %70 oranda kusurlu olduğu anlaşılmakla ,davalı …—- değer kaybı tazminatından sorumlu olacağı—- dava tarihinden önce 27/02/2020 tarihli dekont uyarınca ödendiği tespit edilen 2.411,00 TL bedel tenzil edildiğinde davalı …—– değer kaybı tazminatından sorumlu olacağı kanaatine varılmakla usul ve yasaya uygun teknik bilirkişi raporu hükme esas alınmakla davalının rapora itirazlarının reddi ile açılan davanın yukarıda izah edilen nedenlerle kısmen kabulü yolunda fazlaya yönelik talebin yukarıda izah edilen nedenlerle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte,—– temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK’nın 99/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise zararın tamamı için dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. Zarar gören, talebine ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren faiz isteme hakkına sahiptir;—– Bu sebeple davalı … şirketinin —- tarihinde davacı tarafa ödeme yaptığı hususu dikkate alınarak , davacı tarafın faiz talebinin ödeme tarihi/ temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir. Öte yandan davacı taraf —- yargılama gideri olarak değerlendirilmesini talep etmiş ise de söz konusu faturanın dosya sunulmadığı anlaşılmakla söz konusu bedele yönelik bir değerlendirilme yapılmamıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen KABULÜ İLE; 1.789,00 TL değer kaybı tazminatının temerrüt tarihi olan 27/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya yönelik talebin reddine
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 122,21 TL’den dava açılırken yatırılan 54,40 TL peşin harç ile 38,00 TL ıslah harcından mahsubu ile arta kala 92,40 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına
3-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 başvurma harcı, 38,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 146,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti, ve 96,80 TL posta gideri olmak üzere toplam 896,80 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 638,68 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde—- belirlenen 1.789,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli—– esaslara göre belirlenen 723,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 940,08 TL’nin davalıdan, 379,92 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.