Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/528 E. 2022/850 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/528 Esas
KARAR NO : 2022/850
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 25/06/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı sigorta şirketine sigortalı —–plaka nolu aracın —- tarihinde —– plaka nolu araca çarparak maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, —- plaka nolu aracın hasar bedelinin araç malikinin davacı firmaya temlik ettiğini, kaza sonucunda temlik edenin aracı —— plaka nolu araçta hasar meydana geldiğini, yapılan ekspertiz sonucunda——bedeli tespit edildiğini, temlik edenin aracında kaza nedeniyle oluşan alacak müvekkiline temlik edilmekle bu alacağı talep ve dava haklarının müvekkile geçtiğini, temlik alan firmanın hasar bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsilini talep ettiğini, ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak kabul edilmesi gerektiğini, bütün bu nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik —– en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, dava konusu değer kaybının tespiti için yapılan eksper ücreti olarak —- yargılama gideri olarak davalı tarafından müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının delillerini şirketlerine tebliği gerektiğinden esasa ilişkin diğer cevap ve delil sunma haklarını saklı tuttuklarını, huzurdaki davanın zamanaşımına uğradığını, dilekçede bahsi geçen —-plAka nolu aracın müvekkili şirket nezdinde trafik sigortalı olduğunu, müvekkilinin poliçeden doğan sorumluluğunun ——– olduğunu, yapılacak araştırmalar sonucunda belirlenecek gerçek zarardan sigortalının kusuru oranında olduğunu, karşı araç sürücüsü —- verdiği telefon numarasının aracın yapıldığı —- ait olduğunu, karşı araç sürücü —— bu şekilde dolandıran şahısların sigorta şirketinden haksız kazanç sağlamasına rızam yoktur diyerek” hasara istinaden feragat alındığını, kabul anlamına gelmemek üzere değer kaybına ilişkin olarak —– ödeme yapıldığını, bakiye limit bakımından limit bakımından ilgili ödemenin dikkate alınmasını talep ettiklerini, iddia edilen hasar bedelinin son derece fahiş olduğunu, bütün bu nedenlerle, davanın usulden reddini, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin gözetilerek davacının açmış olduğu haksız ve yersiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazası nedeni ile araçta oluşan maddi zararın tazminine ilişkin olarak açılan tazminat davasıdır.
Somut uyuşmazlıkta; Dava dışı araç sahibi ile davacı arasında yazılı olarak yapılan temlik sözleşmesi ile TBK’nın 183. vd. maddeleri hükümleri uyarınca dava dışı araç sahibinin aracının hasara uğraması nedeni ile davalıdan talep edebileceği değer kaybı alacağı davacıya —- tarihinde temlik edilmiştir. Davaya konu temliğin 7251 sayılı kanunla Sigortacılık Kanununa —– tarihinde ek madde 6 ile eklenen değişiklik tarihinden önce devredildiği anlaşıldığından davalının temlikin geçersizliğine ilişkin iddiaları nazara alınmamıştır. Bu nedenle dava dışı araç malikinin hak ve alacaklarını hukuken geçerli temlik sözleşmesi alan davacı, taraf sıfatını da kazandığından bu davayı açmak için aktif dava ehliyetine sahiptir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan kök ve ek raporda özetle; Davalı sigorta şirketine trafik sigortalı —- plaka otomobil sürücüsü — olayda %75 (Yüzdeyetmişbeş) oranında kusurlu olduğu, davacı temlik edilen —- sürücüsü —- olayda %25 (Yüzdeyirmibeş) oranında kusurlu olduğu, davacı temlik edilen —- plaka nolu otomobilin kaza nedeniyle toplam zarar ve ziyanının —- olup, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olması nedeniyle, davalının bu bedelin — sorumlu olacağı, dosyada davalı sigorta şirketi tarafından yapılmış herhangi bir ödeme belgesi mevcut olmadığı, talep edilen — tarihli ve — numaralı fatura ile dosyaya sunulan ——ekspertiz ücretinin ödenip ödenmeyeceği hususunun mahkemenin takdirinde olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Dosyaya sunulan rapor ile kaza tespit tutanağı arasında kusur oranı bakımından çelişki bulunduğu rapora itirazlar da dikkate alınarak çelişkinin giderilmesi için dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine gönderilmesine karar verilmekle Bilirkişi heyeti tarafından alınan raporda özetle; —— tarafından hazırlanmış olan ekspertiz raporu ile dosyada bulunan ——— tarafından hazırlanmış olan ekspertiz raporun incelenmesinde her iki ekspertiz raporunda hemen hemen aynı parçaların değişim gerekliliği üzerinde mutabık kalındığı Dosya içerisindeki fotoğraflar üzerinden yapılan değerlendirmede, bu parçaların değişiminin kaza neticesi oluşan hasar ile uyumlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, yine, yapılan piyasa araştırması neticesi ——- tarihli ekspertiz raporundaki birim fiyatlar piyasa rayiç bedelinin üzerinde bulunduğu —– kayıt tarihli ekspertiz raporundaki fiyatlar piyasa rayiç bedellerine uygun bulunduğu bu rapordaki hasar bedelinin iskontosuz hali ise —- olarak hesaplandığı parça fiyatları üzerinden % 40 iskonto yapılarak indirimli bedel ise,— tutanak krokisinde,——– plakalı araçların, ışıkta bulundukları noktadan, kazanın meydana geldiği nokta arasında yaklaşık 15 m mesafe olduğu anlaşıldığı kaza, bu araçların, kendilerine yeşil ışık yandıktan sonra, durur vaziyetten harekete geçtikten yaklaşık —- gerçekleştiği bu araçların bu kısa mesafede aşırı hızlanmış olmaları mümkün olmadığı. Bu sebeple, bu araçların sürücülerinin kazanın önlenmesi için yapabilecekleri bir şey, alabilecekleri bir önlem olmadığı kanaatine varıldığı bu doğrultuda, dosyada bulunan bilirkişi raporunda —- plakalı otomobil sürücüsü—- olayda % 25 oranda kusurlu olduğuna dair görüşe katılmak mümkün olmadığı kazanın tamamen ———– sürücü kusurlarından 47/1B (kırmızı ışık kuralına riayet etmemek) kuralını ihlal etmesinden dolayı meydana gelmiş olup, kazanın oluşumunda —– % 100 asli kusurlu olduğu. diğer sürücülerin kusurlarının bulunmadığı, kaza neticesi oluşan hasarın iskontosuz olarak—— olduğu, hususlarını beyan ve rapor etmiştir
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, —– motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ———-
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan——– sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir —–
Davalı sigorta şirketi, —- plakalı aracın —— sigortacısıdır. —- tarihleri arasını kapsamaktadır. Kaza —- tarihinde gerçekleşmiştir.
Yukarıda ayrıntılı bir biçimde izah edildiği üzere —– tarihli bilirkişi raporundaki tespitlerin kaza tespit tutanağında ki tespitler ile uyumlu olduğu görülmekle davacının teknik rapora itirazları mahkememizce yerinde görülmeyerek —- tarihli rapor usul ve yasaya uygun bulunmakla hükme esas alınmıştır. Ayrıca KTK 109. maddesi uyarınca kaza tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı bu nedenle davalı yanın zamanaşımı defiinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı tarafın mahkememize ibraz ettiği —-tarihli azilnamenin dava dışı araç maliki ile davacı arasında düzenlenen temlik sözleşmesinden sonra düzenlendiği ve söz konusu azilname incelendiğinde davacı ile dava dışı araç maliki arasındaki temlik işleminin iptaline yönelik bir ibarenin yer almadığı da dikkate alındığında davalı tarafça sunulan azilname hükme esas alınmamıştır.
HMK 107/2 maddesi uyarınca davacı vekiline talep sonucunu tam ve kesin olarak belirlemesi için 2 haftalık ihtarlı olarak kesin süre verildiği ancak davacı yanın bedel artırım talebinde bulunmadığı gözetilerek talebe bağlılık ilkesi gereğince ve ,usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde davanın kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Zararın haksız fiilden doğmuş olması ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni tazminat alacağına temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE; —– hasar bedeli tazminatının temerrüt tarihi olan — tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 341,55 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 85,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 256,16‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 85,39 TL peşin harç olmak üzere toplam 139,79 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti ile 354,00 TL eksper ücreti olmak üzere toplam 3.669,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2022