Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/527 E. 2020/596 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/785 Esas
KARAR NO : 2020/690

DAVA : Genel Kurulun Toplantıya Çağrılması için İzin
DAVA TARİHİ : 13/10/2020
KARAR TARİHİ : 10/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin iki hissedarından biri ve yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğunu, müvekkili ile davalı diğer —- şirket aktifinde bulunan —- hesabında kayıtlı taşınmazın kısmi bölünme yolu izlenerek oluşturulacak olan yeni şirkete devrinin öngörüldüğünü, söz konusu protokol çerçevesinde … yönetim kurulunun 27/04/2020 tarihli kararla, …– olarak bölünerek şirket aktifinde bulunan— hesabında kayıtlı taşınmazın bölünme suretiyle oluşturulacak yeni şirkete devrine — güçlendirilmesi amacıyla geçmiş yıl zararlarının 2.500.000,00 TL’sinin ortaklar tarafından hisseleri nispetinde karşılanması hususunun genel kurul onayına sunulmasına ve bölünme ile ilgili yasal sürecin yürütülmesine oy birliği ile karar verildiğini, bahse konu protokol ve Yönetim Kurulu kararına göre başlanılan kısmi bölünme sürecinde bölünmeden dolayı alacaklılara çağrı metninin ilk ilanı 04/05/2020 tarihinde ikinci ilanının 12/05/2020 tarihinde ve üçüncü ilanının ise —– yayınlandığını, son ilanın üzerinden yasal üç aylık bekleme süresinin 20/08/2020 tarihinde doluğunu, şu aşamada 04/04/2020 tarihli protokol uyarınca bölünme işlemlerinin tamamlanabilmesi adına davalı şirketin olağanüstü genel kurula çağrılması ve bölünme ile ilgili gerekli kararlarının alınmasının zorunluluğunun bulunduğunu, esas itibariyle iki ortaklı bir şirket olarak davalı … ile müvekkilinin TTK’nın 416. maddesine istinaden çağrı usullerine uyulmaksızın genel kurul toplantısı yapabilmesi mümkün olduğundan müvekkili tarafından davalı …’ya Kartal —- — yevmiye sayılı ihtarnamesi ile çağrısız genel kurul toplantısı yapılması talebinde bulunulduğunu, davalı şirket ortağı tarafından cevabi olarak keşide edilen — tarihli Kadıköy– yevmiye sayılı ihtarnamesi ile usulüne uygun genel kurul toplantı çağrısı olmadığından toplantıya katılım sağlanmayacağı bildirdiğini genel kurul toplantısına çağrı yetkisinin Yönetim Kurulunda olduğu belirtildiğini, davalının bu ihtarı üzerine tarafımızca davalıya keşide edilen Kartal —– yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bölünme işlemlerini tamamlamak üzere davalı şirketi olağanüstü genel kurula çağrılması ve çağrı gündeminin belirlenmesi amacıyla yönetim kurulu toplantısı yapılması talebinde bulunulduğunu, bu çerçevede gerçekleştirilen —–yönetim kurulu toplantısında ise toplantının gündemi bölünme sürecinde gerekli kararların alınması amacıyla olağanüstü genel kurul toplantısı çağrısının ve çağrı gündeminin belirlenmesi olmasına rağmen davalı …, olağanüstü genel kurul çağrı karan alması için bölünme süreci ile ilgili olmayan bir takım şartlar ileri sürdüğünü ve yine olağanüstü genel kurul gündemine bölünme işlemleri ile ilgili olmayan bir takım gündem maddelerinin eklenmesini talep ettiğini, bu nedenlerle davalı şirketin bölünme işlemlerinin tamamlanması amacıyla olağanüstü genel kurul toplantı çağrısı kararı alınamadığını tüm bu nedenlerle davalı —— Tarihli Protokol’ün 4. ve ilgili diğer maddeleri kapsamında olağanüstü yene! kurula çağrılması, bölünme işlemlerinin yer alacağı gündemin oluşturulması , genel kurulun yapılarak alınacak kararların tutanağa bağlanması ve gerekli diğer işlemlerin yapılması amacıyla ve bununla sınırlı olarak TMK 403 ve TTK’nın 412. maddelerine göre kayyım tayinine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, öncelikle Kartal —- yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek;—– şirket merkezinde genel kurulun yapılacağını, mazeretsiz olarak müvekkilinin katılım sağlamaması halinde 04.04.2020 tarihli protokolün haklı nedenle feshedileceğini bildirdiğini, söz konusu ihtarname ile yapılan çağrı bildiriminin usulsüz olması sebebi ile müvekkili tarafından Kadıköy— yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, Türk Ticaret Kanunu madde 410/1’de genel kurulun yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabileceği düzenlendiğini, müvekkilinin ortağı bulunduğu şirket yönetim kurulu ise müvekkili—–ve davacı tarafından teşekkül etmekte olduğunu, yönetim kurulu olarak yapılmış usulüne uygun bir davet yokken çağrıya uyulmadığından bahisle açılan bu davada eksik hukuki tasnif olduğu, kanuni çağrı usulü takip edilmeksizin işbu davada dava şartının gerçekleştiğinden bahsetmenin mümkün olmadığı, dolayısıyla yönetim kurulu tarafından usulüne uygun çağrının yapılmasının talep edilmesi gerektiği, yönetim kurulu şirketi genel kurula davet etmediği takdirde ancak bu davanın açılabileceği gözetilmesinin gerektiğini, davacının TTK hükümlerine usul, yasa ve hukuka mutlak aykırı, davasının öncelikle usul hükümlerine uyulmadığından dosya üzerinden yapılacak inceleme ile birlikte reddine, mahkeme aksi kanaatle işin esasına girecek ise davanın esastan reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup, davaya karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
Mahkememizce; ——— davalı ..—- kuruluşundan bugüne kadar olan tüm —- celp edilerek incelenmiştir.
Talep, TTK’nın 411 ve 412. maddeleri gereğince davalı şirketin genel kurulunun toplantıya çağrılması için izin verilmesi ve kayyım atanması istemlerine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın anonim şirketlerde genel kurulun toplanmasına ilişkin çağrı usulünü düzenleyen 410. maddesinde, genel kurulun, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabileceği, tasfiye memurlarının da görevleri ile ilgili konular için genel kurulu toplantıya çağırabilecekleri, yönetim kurulunun devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında mahkemenin izni ile, tek bir pay sahibinin genel kurulu toplantıya çağırabileceği ve mahkemenin vereceği kararın kesin olacağı, TTK’nın 411. maddesinde, sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahiplerinin, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilecekleri, esas sözleşmeyle, çağrı hakkının daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabileceği, yönetim kurulu çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel kurulun en geç kırkbeş gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağrılacağı, aksi hâlde çağrının istem sahiplerince yapılacağı düzenlenmiş olup, TTK’nın 412. maddesinde ise, pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemlerinin yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinin karar verebileceği düzenlemeleri yer almaktadır.
Kural olarak bir hakkı dava etme yetkisi o hakkın sahibine ait olup, buna aktif husumet denilir. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumunda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi ise borçlu kişi olup, buna da pasif husumet denilir. Bir davada gerek aktif ve gerekse pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve resen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise, dava bu sebep ile reddedilir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, öncelikle yukarıda anılan davanın sadece söz konusu şirket hasım gösterilmek suretiyle açılması gerektiğinden, davalı şirket ortağı …’nun işbu davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davalı … yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı şirkete yönelik açılan dava yönünden mahkememizce 6102 sayılı TTK’nın 411. ve 412. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde; davalı şirkette % 50 hisse sahibi bulunan davacının şirket olağan genel kurul toplantısının yapılması amacıyla çağrı yapması için TTK’nın 411/3 maddesi uyarınca yönetim kuruluna noter yoluyla ihtar göndermesi, çağrı isteminin reddi ve 7 gün içinde olumlu cevap verilmemesi halinde işbu davayı açması gerekirken, davacı ortağın şirket yönetim kurulu yerine direkt davalı şirket ortağına ihtarname gönderdiği, dolayısıyla yasada öngörülen usule uyulmadan davanın açıldığı anlaşılmakla, davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Davalı … yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Davalı şirket yönünden açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıy iadesine,
4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ——- uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..—– verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, TTK’nin 412/2-son cümle maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.