Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/508 E. 2022/350 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/508 Esas
KARAR NO: 2022/350
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/06/2020
KARAR TARİHİ: 13/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından sağlanan hizmet çerçevesinde, davalıya ait —- muhafaza edilmek olan —— edildiği esnada kirlenmesi , kimyasal nitelikteki ürünleri sirayet etmesi suretiyle zarar gördüğünü, müvekkilinin zararın giderilmesi hususunda davalı ile yaptığı görüşmelerden sonuç alınamadığını, hasarların ürün bedelinin —-davalıdan tahsili için, davalı adına —- bedelli fatura düzenlenmiş ve faturayı davalıya gönderildiğini davalı tarafın ilgili faturaya süresi içerisinde itiraz etmediğini, fatura bedeline ilişin müvekkil davacıya hiçbir ödeme yapmaması üzerine davalı aleyhine —- dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilin deposunda bulunan malların muhafazası esnasında hasara uğradığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacıya ait malların ayıplı çıktığından bahisle müvekkil şirket aleyhine düzenlenmiş olan faturaların kabulü mümkün olmadığını, .zira söz konusu mallar üzerinde depolama esnasında mallar üzerinde doğrudan herhangi bir zarar oluşmamış olup, ürünler yalnızca tozlandığını, davacı tarafın malların saklama esnasında hasara uğradığı iddiası gerçek dışı olduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —–sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
—— esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler tarafından alınan — tarihli raporda özetle; — adresinde—- —- antreposunda yapılan incelemelerde mutfak bölümüne alınmış ——– islenmek sureti ile ambalajına karbon partiküllerinin sirayet ettiği bu duruma tam olarak neyin sebep olduğunun bilinemediği müteselsilen———- antepo içerisine teneffüs edecek yakın bir cenahta yakılmış ——- çıkan yanma sonucu oluşan kesif gazların etkisiyle zarar gördüğü ve satılmasında mahsur bulunduğu sıfır olarak satılma durumunun mevcut hali ile bulunmadığı ancak kompresör ile hava tutularak bir nebze temizlenen ve satışa uygun hale getirilme durumu oluşacağından; — dahilinde yada internet ambalaj kusurlu şeklinde satılabilmesinin mümkün olacağı, mama sandalyelerinin fiziki durumu itibari ile noksansız ve kullanılabilir durumunun hali hazırda mevcut olduğu ve bu duruma istinaden kıymet takdirinin % 10-%20 aralığında azaltılarak düşürülmüş hali ile işlem görmesi gerektiği hizmeti gösteren davalı tarafından karşılanmasının yerinde olacağı, Bu durumda :— indirim ile —oluşacak fiyat aralığında satılma şans ve imkanı bularak heba olmama durumunun bulunacağı, davacının bahse konu — adet mama sandalyesinden dolayı —-değerinde emtia eşya bedeli gelirinin kaybolacağı mahkememiz takdirinde olmak üzere —- indirimle —- satılma imkanı bulanabileceği, davalının zararı ikrar etmesi durumunda ünlerde yapılacak indirim oranı ile oluşacak gelir kaybı ile mevcut ambalaj kusurunun yenilenmesi masrafını üstlenmesi gerektiği, Yeniden amblem ve isim basılı koli ve pvc şeffaf jelatin içerisine ürünün yerleştirilmesinden doğacak tüm fatura vb. ile belgelenecek işçilik ve malzeme bedelinin ödenmesi gerektiği, yaşanan olayda kasıt unsurunun bulunmadığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir
Bilirkişi tarafından alınan — tarihli ek raporda özetle; Davacı tarafından davalıya —– fatura bedelli emtia ürünün karbon partikülleri ile islenmek, tozlanmak ve kararmak suretiyle dış ambalajının kirlendiği ve ürünün fiziksel aksamında herhangi bir kullanım uygunsuzluğuna dair problemin bulunmadığı, dava konusu —–marka ve isimli —– sandelyesi üzerinde bulaşmanın yüzeyde tutunma——- şekliyle meydana geldiğinden temizlenir nitelikte olması nedeniyle gerekli temizleme işlemi yapılıp, —- —- muamele edildikten sonra yetişkin veya çocuk sağlığı üzerinde bulaşcı bir risk oluşturmayacağı, davalının zararı ikrar etmesi durumunda ürünlerde yapılacak indirim oranı ile oluşacak gelir kaybı ile mevcut ambalaj kusurunun yenilenmesi masrafını üstlenmesi gerektiği, Yeniden amblem ve isim basılı koli ve pvc şeffaf jelatin içerisine ürünün yerleştirilmesinden doğacak tüm fatura vb. ile belgelenecek işçilik ve malzeme bedelinin sorumluluğunun bulunduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir
Bilirkişi tarafından alınan -tarihli raporda özetle; Serbest piyasa koşullarından kaynaklanan fiyat farklılıkları da dikkate alınarak tarafımca kapsamlı olarak yapılan tetkikler neticesinde teknik bilirkişi raporunda ——— ürünlerin ambalajlarının değişimin ortalama birim maliyetinin — olduğu kanaatiyle yapılan hesaplamada, toplam ambalaj değişim ——-olduğunun hesaplandığı, dava konusu ürünler hiç kullanılmamış ürünler olmakla birlikte mevcut durumlarında dış ambalajlarının kirlenmesi, deforme olması nedenleriyle, mağazalarda veya e- ticaret sitelerinde ikinci el ürün olarak satışı mümkün bulunduğu, dava konusu ürünlerin serbest piyasa koşullarındaki arz-talep dengesi, satış hızı vb. mali faktörler dikkate alındığında ortalama %20 fiyat indiriminde bulunularak satışının yapılabileceği kanaatiyle yapılan hesaplamada toplam gelir kaybının —– olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir
Davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkisi ise ” saklama sözleşmesi” ” ardiye” ilişkisidir Davalı yanın davacıya antrepo hizmeti verdiği dava dilekçesi ekindeki antrepo teklif metninden anlaşılmaktadır. Dolayısı ile eldeki davanın Gümrük Kanunu madde 96 uyarınca incelenmesi gerekmektedir.
GÜMRÜK KANUNU(4458 Sayılı Kanun) ——– Antrepo işleticisi;
a) —— bulunduğu süre içerisinde eşyanın gümrük gözetimi altında bulunmasını sağlamaktan,
b) Gümrük antrepo rejimi kapsamında eşyanın muhafaza edilmesiyle ilgili yükümlülükleri yerine getirmekten,
c) İzinde belirtilen özel şartlara uymaktan, sorumludur.
İlgili kanun metni uyarınca —- eşyanın gümrük antreposunda bulunduğu süre içerisinde gümrük gözetimi altında bulunmasını sağlamak, eşyanın iyi muhafaza edilmesi konusunda yükümlülüklerini yerine getirmek ve izinde belirtilen şartlara uymak zorundadırlar.
Somut olayda davacıya ait olan malların ambalajlarınn davalı tarafın antrepo deposunda kirlendiği ve zarar gördüğü tespit edilmiştir Dava konusu ——- fatura bedelli emtia ürünün —- islenmek, tozlanmak ve kararmak suretiyle dış ambalajının kirlendiği ve ürünün fiziksel aksamında herhangi bir kullanım uygunsuzluğuna dair problemin bulunmadığı, dava konusu—– sandalyesi marka ve isimli——üzerinde bulaşmanın yüzeyde tutunma —-şekliyle meydana geldiğinden temizlenir nitelikte olması nedeniyle gerekli temizleme işlemi yapılıp,—– basınçlı otomatik yada manel sistemler ile muamele edildikten sonra yetişkin veya çocuk sağlığı üzerinde bulaşcı bir risk oluşturmayacağı, davalının zararı ikrar etmesi durumunda ürünlerde yapılacak indirim oranı ile oluşacak gelir kaybı ile mevcut ambalaj kusurunun yenilenmesi masrafını üstlenmesi gerektiği, yeniden amblem ve isim basılı koli ve pvc şeffaf jelatin içerisine ürünün yerleştirilmesinden doğacak tüm fatura vb. ile belgelenecek işçilik ve malzeme bedelinin sorumluluğunun bulunduğu yönünde teknik bilirkişi raporu düzenlendiği ve usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu mahkememizce de hükme esas alınmıştır. Davalı antrepo işletmecisinin üzerine düşen özen yükümlülüğünü yerine getirmediği kanaatiyle dava konusu faturaya konu emtiaların mevcut ambalaj kusurunun yenilenmesi masrafını üstlenmesi gerektiği zira ambalaj içindeki emtianın fiziksel aksamında her hangi bir zarar bulunmadığı yeniden satışının mümkün olduğu hususları dikkate alınarak ambalaj masrafına yönelik emtia bilirkişinden rapor alınması gerekmiştir Söz konusu raporda özetle “…. karbon partikülleri ile islenmek, tozlanmak ve kararmak suretiyle dış ambalajının kirlenen” ürünlerin ambalajlarının değişimin ortalama birim maliyetinin — olduğu kanaatiyle yapılan hesaplamada, toplam ambalaj değişim maliyetinin —– hesaplanmıştır iş bu hesap mahkememizce hükme esas alınmıştır. Bilirkişin serbest piyasa koşullarındaki arz-talep dengesi, satış hızı vb. mali faktörler dikkate alındığında ortalama %20 fiyat indirim yapılması gerektiğine yönelik tespitleri ; iddia ve ispata yönelik hususular dikkate alınarak mahkememizce uygun görülmediğinden hükme esas alınmamıştır. Yukarıda izah edilen nedenlerle davalı tarafın deposunda muhafaza edilen malların ambalajının kirlenmesinde davalı tarafın hizmet kusurun bulunduğu faturaya konu emtianın zarar görmediği yalnızca ambalajının hasarlandığı bu nedenle davalı yanın oluşacak ambalaj masrafından sorumlu olduğu kanaatiyle davanın kısmen kabulü kısmen reddi yolunda hüküm kurmak gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davalı, davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının —— dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin —– asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar harcı 215,18 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 216,83 TL peşin harç ve 384,90 TL Keşif harcı olmak üzere toplam 656,13‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.099,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 368,28 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.150,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca — bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 231,60 TL’nin davalıdan, 1.088,40 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/05/2022
TASHİH:
Mahkememizin — tarihli gerekçeli kararın;—nolu maddesinde “Davalının —- Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin — asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiş is ede;
Söz konusu takibin — üzerinden devamına karar verilmesi gerekirken sehven — yazıldığı anlaşıldığından; söz konusu durumun HMK 304/1 madde kapsamında maddi hata ( basit hesap hatası ) olduğu kabul edilmekle, mahkememizin —- tarihli gerekçeli kararın — nolu maddesinin “Davalının— takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin ———- asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine” olarak tashihine (düzeltilmesine);
HMK.nun 304 (2) maddesi uyarınca düzeltme şerhinin ilamın tüm nüshalarına işlenmesine ya da eklenmesine karar verildi. 14/06/2022