Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/487 E. 2022/652 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/487 Esas
KARAR NO: 2022/652
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2020
KARAR TARİHİ: 05/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerin———- kalan taşınmazlara dair ———– elde edebilmek ve haklarının korunması amacıyla,—- yevmiye ile düzenlenen vekaletname ile — mirasçı olan ve —-duyduğu ——oğlu davalı— vekil tayin ettiğini, davalı —– muris——kendisine verilen yetki ve vekaletname ile beraber dava konusu ve dava dışı bir çok —— satış ve devir işlemlerini murisin bilgisi dışında gerçekleştirdiğini ve bununla beraber kazanımlardan elde edilen maddi ve ayni hakları müvekkili muris —– teslim etmediğini, murisin vefatı ardından işbu durumdan haberdar olan müvekkillerin murisin haklarını geri alabilmek için;———– edildiğini, yaptıkları araştırmalar sonucu başka dava ve suç duyuruları da —— edilmeye devam edileceğini, bu davaların açılmaya başlaması ile korkuya düşen davalı ne murisin ne de ailesinin bilgisi olmayan bir bono üzerinden murise karşı vefat etmeden önce ———sayılı takip dosyası ile muris aleyhine bonoya dair kambiyo takibi açtığını, murisin vefatından hemen önce açılan bu takibe karşı hasta yatağında murise sorulduğunu ve —- verdiği anlarda ailesine kendisine ait ——verdikleri dönemlerde kendisine bir çok belgenin ——- imzalatıldığını hastaneye gidecek para bulamadığı dönemlerde kendisine ait nakitin kullanımı için zor anlarında ne olduğunu hatırlayamadığı belgelere imza attırdıklarını ancak kendisini borçlandırıcı böyle bir senet imzalamadığını borcunun da olmadığını belirttiğini ve bunu üzerine ailesinin de kararı ile işbu takibe karşı —–üzerinden imzaya ve borca itirazlarının yapıldığını, kanaatlerince yapılan eksik ve hukuk aykırı tahkikat neticesinde —–ait olduğunu tespit ettiğini ve takibin devamına karar verdiğini, işbu mahkeme kararı taraflarınca temyiz edilecek olup detaylı bir imza incelemesi yapılması talep edileceğini, bir an için imzanın murise ait olduğu varsayımında dahi muris, —- olduğunu okuma yazması olmayan iyi olmayan gözleri de iyi görmeyen birisi olduğunu, davalılar ile birlikte pay sahibi olduğu ve vekaleten — gerçekleştirdiği—- satışından sonra kendisine teslim edilmesi gereken tutar teslim edilmediğini, vekalet sahibi davalı —— uhdesinde kaldığını, geçen süre içerisinde yukarıda da izah edildiği gibi miktarını bilemediğimiz ancak yapılan satışa karşı çok ama çok —– tarafından parça parça adeta harçlık gibi murise verildiğini ve bu sırada kendisine belgeler imzaltıldığını, bu belgelerin nasıl ve ne şekilde imzalatıldığına dair tanıklarının mevcut olduğunu, davalı — tarihinde muris —– yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini ve ihtarname metninde——- yukarıda anılan —– ——- aldığını belirttiğini ve yine yaptığı hukuka aykırı işlemlerin ortaya çıkacağından ——davalı —— miras payını satın aldığını ancak murisin devir ve teslimden imtina ettiğini iddia ettiğini, —- bu yana elinde tüm alım satım işlemlerine muktedir vekaletname bulunan davalının bu iddiaları hayatın gerçekleri ile bağdaşmamakta olduğunu, bugüne kadar ne ——-muris ve ailesine o dönem —- elde edilen —— verilecek tutar olarak bilgi verildiğini, gerçekte ise anılan satıştan çok daha fazla murisin hisse payına düşmekte olduğunu, davalı———- vekaleti kötüye kullanarak murisin aleyhine bir çok işlem yaptığını, vekaletname ile elde ettiği tahsilatları teslim etmediğini muris adına gerçekleştirdiği arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde bilerek ve isteyerek hisse payına orantılı tapu almasını engellediğini, tüm bunların ortaya çıkmasından korkan ve aileyi elindeki hile ile alınmış senedi icra takibine koymakla tehdit edip korkutmaya çalışan davalı ——— tarihinde dava konusu senedi icra takibine koyduğunu ve aileye elinde daha çok senet olduğunu dava ve şikayet yoluna giderlerse diğer senetleri de işleme koyacaklarını işin sonunda tüm ——düşeceğini söyleyerek tehdit ettiğini, haklarını aramasını engellemek istediğini, bu baskı ve tehditlere boyun eğmeyen aile bireyleri babalarının vefatı üzerine haklarını arama yoluna gittiklerini, özetle senet üzerindeki imza —— senet imzaladığının farkında ve bilgisinde olduğunu, kendisinin böyle bir borcu hiç olmadığını, ilgili senet, sürekli belgeler imzalatan ve bunu da baskı ile yapan davalı karşısında aciz bir durumda olduğu anlarda murisin yaşı ve cehaletinden faydalanarak elinden rızası dışında alınmış bir senet olduğunu, aksi halde taraflar arasında murisin borç doğuracak bir işlemde bulunmuş olması muhtemel olduğunu tüm bu nedenlerle; müvekkili hakkında —– sayılı dosyası ile başlatılan takibinin geçici olarak durdurulmasına, dava konusu senet üzerinde yeniden —– imza incelemesi yapılmasına, senet üzerindeki yazının ve imzanın müvekkile ait olmadığı tespit edilmesi ya da dava konusu senedin müvekkilin elinden rızası dışında baskı ve hile ile alındığının tespiti halinde takip alacaklısı/davalı——- aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve %10 para cezasına mahkumiyetine, murise istinaden müvekkillerin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davacılar murisi——imzalayıp vermiş olduğu takibe konu senedi —– ile takibe koyduğunu, bunun üzerine davacı taraf —- hem imzaya hem de borca itirazlarını içeren davayı açtıklarını ve neticesinde, senet üzerinde bulunan imzanın, davacılar murisi —- ait olması nedeniyle davanın reddi ile takibin devamına dair karar verildiğini, davacı tarafin. senet üzerinde bulunan imzanın davacı murisi —– hile ve baskı ile alındığı iddiası da soyut ve mesnetsiz olduğunu, şöyle ki, davacı taraf murisin —— yaşında olduğunu okuma yazması olmayan biri olduğunu iddia etmekte olduklarını ancak davacı tarafın bu beyanları sayın mahkemenizi yanıltmaya yönelik olduğunu, her ne kadar —- ayırt etme gücünün olmadığı —-kendisine hiçbir surette vasi atanmamış olması ve noterde bir çok ——- gerçekleştirmiş olmasının düşündürücü olduğunu, örneğin, —- yenilediğini, ayrıca—— yevmiye numarası ile azlettiğini, ———- gerçekleştiren davacıların murisi ——- birisi konumuna sokulmak istendiğini, müvekkilinin başka senetlerinin de olduğunu ve davacılar murisini tehdit ettiği iddiası da soyut ve mesnetsiz iddialar olduğunu, zira müvekkilinin —— yıllarca davacılar murisine vekalet ettiğini, davacı taraf müvekkilinin vekilliğinden o kadar memnundur ki vekaletnameyi defalarca yenilediğini, davacı tarafın, —— olmadığı iddiasında bulunmuş ve senet üzerindeki imzanın müvekkili —— ait olduğunu dahi iddia ettiklerini, yargılama safhasında yapılan tüm incelemeler neticesinde senet üzerindeki imzanın—– ortaya çıktığını, iş bu davayı —– etmelerinin de başlıca sebebinin ——– işleyişinin yavaşlaması olduğunu, davacılar murisinin imzalarının tümünden, mirasçı davacılar tüm hukuki ve—— sorumlu olmak mecburiyetinde olduklarını, aksi halde miras bırakanı vefat eden her mirasçı, imzalanan belgelerin hukuki mahiyeti hakkında şikayetçi olup dava açması gerektiğini, miras hukukunun ——– imzalarından mirasçılar sorumlu olduğunu, taraflar arasında imzalanan—- tarihli protokol gereği, davacılar murisi —- müvekkili —- takibe konu senedi verdiğini, ayrıca, davacı tarafin ———akrabalık ilişkisi içerisinde olduğunu söylemekte olduğunu, ancak, davacılar murisi ——- çocukları olduğunu, tüm bu nedenlerle davacı tarafından açılan davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce; tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, delil olarak dayanılan dosyalar —– ayrı ayrı celp edilerek incelenmiş, tarafların bildirdikleri tanıklar dinlenilmiş ve grafoloji uzmanı bilirkişiden, takip konusu senet üzerindeki imzanın muris—— ait olup olmadığı hususunda rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK’nın 72.maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki ———ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu —- bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Bu genel açıklamadan sonra hemen belirtelim ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedidir. Bu nedenle bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır—————
Bonoda şekil şartları TTK’nın 688. maddesinde sayılmıştır. Bunlar; “Bono” ya da “Emre Muharrer Senet” ibaresi, kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vaadi, vade, ödeme yeri, lehtar, keşide yeri ve tarihi, keşidecinin imzasıdır. Zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir.
Sayılan zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden yada malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir ———–
——- öğretide kabul edildiği üzere, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik “bedel kaydı”dır. Yinelemek gerekirse “bedel kaydı” kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt keşidecinin (borçlunun), senedin lehtarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, mücerret bir borç ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle de karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehtar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel defi nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır.
Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehtarı, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır.
Borç ikrarını içeren bir belge aleyhine kanıt sunulabilir. Ancak; ikrar borcun nedenini içeriyorsa, sadece bu nedenin gerçekleşmediğinin kanıtlanması gerekir ———–
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni—– olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır——-Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalardan sonra; Mahkememizce ilk önce davacıların senetteki imzanın sahte olduğu yönündeki iddiasının araştırıldığı, mahkememizce alınan ve daha önce——— sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları ile çelişmeyen, aynı doğrultudaki bilirkişi raporu ile takip ve dava konusu senetteki imzanın davacıların murisi —– eli ürünü olduğunun anlaşıldığı, imzada sahteliğin yanı sıra davacılar her ne kadar senedin murislerinden hile ile alındığı yönünde iddiada bulunmuş iseler de; senette malen kaydı olduğu, mal karşılığı verildiği iddiasının aksine, taraflar arasında imzalanan —- tarihli protokol gereği, davacılar murisinin davalıya takibe konu senedi verdiğinin davalı tarafından beyan edildiği, Mahkememizce ———— bir kısım taşınmazların haricen satışına ilişkin olduğu, ilgili protokol ile birlikte davalının cevap dilekçesindeki iddiası ve davalı tanıklarının beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalının senedi talil ettiği sonucuna varıldığı, dolayısıyla ispat yükünün senedin talil edilmesi nedeniyle davalı tarafta olduğu ve sunulan deliller incelendiğinde davalının talil nedeniyle bağlı olarak HMK’nun 200. maddesi gereğince iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği, ancak senedin protokol gereği teminat amacıyla verildiğini yazılı olarak ispatlayamadığı görülmüştür. ———–
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; senedin talili nedeniyle ispat yükünü üzerine alan davalı tarafın dava konusu senedin —— tarihli protokol gereği teminat olarak alındığını ve protokol şartları yerine getirilmediğinden icraya konulduğunu ve dolayısıyla davacıların senet nedeniyle borçlu oldukları yönündeki iddiasını yazılı ve kesin delil ile ispatlayamadığı,——belirttiği üzere davalı cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığından, yemin delili de hatırlatılamadığından, davacılar tarafından açılan davanın kabulü yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..
2004 Sayılı İ.İ.K’ nun 72/5 maddesi uyarınca, menfi tespit davası açan borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması da zorunludur. Bir başka deyişle, takibin kötü niyetle yapıldığının iddia ve ispat edilememesi halinde, sadece takibin haksız olması nedeniyle borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi olanaklı değildir. İcra takibinde bulunan alacaklının da kötü niyetli olup olmadığının somut olaya özgü olarak değerlendirilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacıların beyanına rağmen senetteki imzanın murisin eli ürünü olduğunun sabit olmakla, davalının alacağı takibe koyduğu için kötü niyetli olduğu varsayılamaz. Bu sebeplerle kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davanın KABULÜ ile——- bedelli senetten dolayı davacıların borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline,
2-)Davacıların kötüniyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
3-)Alınması gereken 81.972,00 TL nisbi harçtan başlangıçta alınan peşin harcın mahsubu ile bakiye 61.479,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-)Davacılar tarafından yapılan 20.555,20 TL dava açılış masrafı ile 1.373,25 TL yargılama masrafından ibaret toplam 21.928,45 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-)Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-)Kendilerini vekille temsil ettiren davacılar lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 144.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
7-)Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-)Karar kesinleştiğinde, yargılama aşamasında celp edilerek mahkeme kasasına alınan evrak asıllarının ilgili kurumlara iadesine,
9-)Karar kesinleştiğinde, ——— sayılı icra takip dosyasının iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2022