Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/468 E. 2023/43 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/468 Esas
KARAR NO: 2023/43
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/04/2020
KARAR TARİHİ: 20/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin çalışanları tarafından yapılan tespitlerde—– nolu tesisata ilişkin olarak “Sayaçtan geçmeden ölçümsüz şekilde tüketim yaptığınız tespit edildiği, ——- sayaç devre dışı bırakılıp direk bağlı elektrik kullanımı” gerekçesi ile —- tarihli kaçak/usulsüz elektrik tüketim tespit tutanağı düzenlenerek fatura tahakkuk edildiğini, bedelin ödenmediğini, alacağın tahsili için ——dosyası ile davalı borçlu hakkında icra takibi başlatıldığı, —— tarihinde icra dosyasına itiraz edildiği ve takip durdurulduğu, haksız ve mesnetsiz itiraz eden borçlunun kötü niyetli olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, ——–dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin —– tarihinden itibaren ayrıştığı, ——ilgili her türlü işlem perakende satış faaliyetini yürüten —— faaliyet alanına girdiği, müvekkil kurumun faaliyet alanında abonelik işlemleri bulunmadığını, ——– davalının sayaçtan geçirilmeksizin ölçüm yapılmasını engellemesi sebebi ile kaçak elektrik tükettiği somut olduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesi ile ileri sürmüş olduğu haksız, usulsüz ve dayanaksız iddiaların hiçbiri gerçeği yansıtmadığını icra müdürlüğünden gönderilen——– borcun sebebi olarak —— nolu söz. —– yazdığı, dava dilekçesinde ise —- ilişkin Sayaçtan geçmeden ölçümsüz şekilde tüketim yaptığınız tespit edildiğini,—— nolu tesisata ilişkin müvekkile ait sözleşme, sayaç ve aboneliği bulunmadığı gibi tesisatın kurulu bulunduğu adreste hiçbir faaliyeti bulunmadığı, davacının bildirdiği ——- tesisatın bulunduğu binayı inşa ederek inşaat tamamlanıp iskan işlemlerine başlandığında arsa ve daire sahipleri tarafından dairelerin ——- tarihinden aylar önce işgal edildiği ve kullanılmaya başlandığı, kaçak/usulsüz elektrik kullanımına konu olan kaçak elektrik tüketim bedeli binada ki daireleri kullanan kişilere ait olduğunu binada oturan daire sakinleri ——-olduklarını tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ——–sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan kök ve ek raporda özetle; Dosya kapsamında davacı ve davalı iddia ve talepleri, somut belgeler, dosya kapsamındaki diğer yazışma ve muhteviyatının incelenmesinde —– arası kaçak elektrik tüketimi somut olduğu ancak tüketimin davalı ile ilişkili olduğunu sübut ettirecek yeterli bilgi belge dosyada bulunmadığı, Yapıda ikametin başladığı, başka altyapı abonelikleri yapıldığı, ancak elektrik aboneliği alınamadığı için kaçak elektrik tüketimi gerçekleştirildiği, davalının faaliyeti tamamlandığı belli olduğu, geçmiş dönemde şantiye aboneliği de bulunmadığından oluşan kaçak elektrik tüketiminden sorumlu olduğu somut olmadığı, davacı tarafından belirlenen —- birim fiyatlarına göre belirlendiği,——- sayılı icra dosyasına davacı şirketin yapmış olduğu itirazın iptali talebinin yerinde olmadığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.Duruşma da dinlenilen Tanık—– Beyanında; ” Ben davalı şirketi davalı ile birlikte müteahhit kalfasının tüm işlerini yapmaktayım. Halen davalı şirket ile çalışmaktayım. Bana okumuş olduğunuz ———-tarihli kaçak tespit tutanaklarında belirtilen tarihlerde davalının söz konusu binaların oturacak maliklere teslim ettiğini biliyorum. Çünkü işe başlama tarihinden teslim tarihine kadar yaklaşık 6 ay içerisinde biz evi teslim ediyoruz, ancak bildiğim kadarıyla kaçak tarihi itibariyle söz konusu binanın iskanı alınamadı. Ancak —— %100 olarak iş bitirmeyi aldık. Söz konusu kaçak kullanım davalıya ait değildir. Davalı taraf ekonomik kriz nedeniyle iskanı alamadığından sözleşmede sorumluluk davalıya ait olup olmadığını bilmememle birlikte söz konusu apartmanda oturanlar bu kaçak kullanımı yapmışlardır ve kullandıkları elektrik bedellerini de ödememişlerdir. ——-kaçak tarihi itibariyle oturmaya başlamışlardı” yönünde beyan da bulunmuştur.
Duruşmada dinlenilen tanık —- beyanında: “Ben davacı kurumda bakım onarım biriminde çalışmaktayım ancak bana göstermiş olduğunuz ——– usulsüz elektrik tespit tutanağındaki ikinci imza bana aittir ve ben o tarihlerde ticari kayıplar biriminde çalışmaktaydım, söz konusu kaçak tarihi üzerinden yaklaşık üç buçuk yıl geçtiğinden ötürü söz konusu tutanağı tuttuğumuz durumdaki şartları tam olarak hatırlayamıyorum ancak söz konusu tutanakta tesisatsız kayıtsız sayaçtan elektrik kullandığından tutanak tutulduğu şeklinde ibarenin düşüldüğünü gördük böyle bir durumda sorumluluk şantiyededir ve genel de tesisatsız kayıtsız sayaç kullanıldığı durumda söz konusu mahal şantiye halindedir konut halinde herhangi bir oturma durumu söz konusu olmamaktadır ancak konut halinde oturma durumu söz konusu olsa da söz konusu kaçak elektrik kullanımından şantiyenin sorumluluğu bulunmaktadır, uzunca bir zaman geçtiği için kaçağın kullandığı yerin şartlarının tam olarak hatırlayamıyorum ancak kaçak tespit tutanağını tutulan notta tesisatsız kayıtsız sayaç ibaresi geçtiğinden söz konusu yerin şantiye halinde olduğunu tahmin ediyorum, tanık ücreti talebim bulunmamaktadır ” yönünde beyanda bulunmuştur
Tüm dosya kapsamı dava ve cevap dilekçeleri ve kurum ve kuruluşlardan celp edilen belgeler bir bütün halde değerlendirildiğinde dava konusu mahalde ——— tarihleri arası kaçak elektrik tüketiminin somut olduğu ancak tüketimin davalı ile ilişkili olduğunu sübut ettirecek yeterli bilgi belge dosyada bulunmadığı, ayrıca celp edilen kayıtlarında kaçak elektrik tüketimi tarihleri itibariyle ikametin başladığı, başka altyapı abonelikleri yapıldığı, ancak elektrik aboneliği alınamadığı için kaçak elektrik tüketimi gerçekleştirildiği, davalının şantiyedeki faaliyeti tamamlandığı belli olduğu ayrıca davalı adına geçmiş dönemde şantiye aboneliği de bulunmadığından ve davacının şantiye aboneliği üzerinden abonesiz sayaç takılarak usulsüz elektrik kullanılmasına sebebiyet verilmesine dair tespitinin de bulunmadığı da dikkate alınarak davalı yanın icra takibine itirazında haklı olduğu anlaşılmakla usul yasa ve dosya kapsamına uygun bilirkişi raporu mahkememizce de hükme esas alınarak davacının itirazın iptali talebinin reddine, davacı takibinde kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. —
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 179,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,5‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.117,25 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/01/2023