Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/452 E. 2021/506 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/452 Esas
KARAR NO : 2021/506

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2020
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki—– onarım işinin eksiksiz tamamlandığını, müvekkili tarafından işlerin yapılmış olmasına rağmen davalı borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı müvekkilinin davalı borçludan alacağını tahsil edemediğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün— Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu—– tarihinden önce ödendiğini, ———-adet faturanın ödenmediğini, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İstanbul Anadolu — İcra Dairesinin —Esas sayılı dosyası, dosyamız arasına alınmış, tetkik edilmiştir.
İcra dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı borçlu aleyhine 11/03/2019 tarihinde 129.532,30 TL fatura bakiye alacağı, 36.437,61 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 165.969,91 TL üzerinden ilamsız takibe geçtiği görülmüştür.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile takip tarihi itibariyle davacının davalı borçludan 129.532,30 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturalardan kaynaklanan bakiye alacağına dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, tarafların ticari defterlerinin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz ettiği, tarafların defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, —- bilirkişi tarafından hazırlanan raporda davacının defterlerine göre davacı alacağının 129.532,30 TL olduğu, davalı tarafın defterlerine göre ise 104.532,33 TL davacıdan alacaklı olduğu, aradaki 24.999,97 TL mutabaksızlığın; —- — bedelli işlemlerden kaynaklı olduğu,——-bilirkişi tarafından belirlendiği üzere 59.000,00 TL’lik işleme ilişkin dayanağın bulunmadığı ve yine 34.000,00 TL’lik borç kaydının da dayanağının bulunmadığının belirlendiği, davalı tarafından sunulan —– bu miktarlara ilişkin ödeme bulunmadığı, belgelendirilmeyen işlemlere itibar edilemeyeceği anlaşılmakla bu yönden davacı defterlerine itibar edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalı taraf her ne kadar dava ve takip konusu faturaları ödediğini savunmuş ise de dosyaya sunulu dekontların ve bilirkişi raporunda yer alan taraf defterlerinin dökümü incelendiğinde; davalı tarafça dosyaya sunulan dekontların hem davacı defterlerinde hem de davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı defterlerine göre yapılan bu ödemeler düşüldükten sonra bakiye 129.532,30 TL alacağın bulunduğu, yine bu dekontların aynen davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve bedeller düşüldükten sonra 104.532,33 TL davacıya borcunun bulunduğu bu sebeple davalı tarafın ödeme savunmasına defterlerde zaten kayıtlı olması sebebiyle itibar edilemeyeceği, defterlerde kayıtlı olmayan başkaca ödemeye ilişkin dekontun sunulmadığı, aynı zamanda davaya ve takibe konu faturalardan kaynaklanan bakiye alacak miktarı davacı tarafça talep edilmiş olup bilirkişi raporuna göre takibe konu faturalardan kalan bakiye alacak miktarının hesaplandığı, davalı tarafın bilirkişi raporuna itiraz dilekçesindeki bu yöndeki itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak dava ve takip konusu yapılan faturaların her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, bir tacirin almadığı bir hizmet/mal için düzenlenen faturayı ticari defterlerine kaydetmesinin hayatın olağan akışına ve ticari teamüllere uygun olmadığı, davalının faturayı ve içeriğini oluşturan emtiayı almadığını veya iade ettiğini kanıtlaması gerektiği, davalının faturaya itiraz etmediği gibi, faturayı ve içeriğini oluşturan emtiayı iade ettiğini TTK’nın 21/2.maddesine uygun şekilde kanıtlayamadığı, kaldı ki davalı tarafça hizmetin yerine getirilmediği iddiasında bulunulmadığı ödeme savunmasında bulunulduğu, yukarıda anlatıldığı gibi davalı tarafça dosyaya sunulu ödemelerin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, takip ve dava konusu yapılan kısmın ise bakiye alacak olduğu, bu nedenle davalı takip borçlusunun asıl alacak miktarı olan 129.532,30 TL yönünden icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu kanaatine varılmıştır. Öte yandan davacının takipte işlemiş faize yönelik istemde bulunduğu ve bu istemini açılan itirazın iptali davasında harçlandırarak dava konusu ettiği, davacının işlemiş faize ilişkin talebin değerlendirilmesinde ise; bir alacağa faiz talep edilmesi için ödeneceği tarihin kesin olarak bilinmesi taraflar arasında faiz yönünden bir sözleşme olması ya da borçlunun ihtar ya da ihbarla temerrüde düşürülmesinin gerektiği ancak davacı tarafından davalı adına keşide edilen temerrüt ihtarı ya da taraflar arasında sözleşme mevcut olmadığından davacı tarafın işlemiş faize ilişkin istemin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı taraf icra inkar tazminatı talep etmiş olup faturadan kaynaklanan takip konusu bakiye alacağın likit olması sebebiyle kabul edilen asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, davalı tarafın cevap dilekçesi ile talep ettiği kötüniyet tazminat talebinin ise davacı ispatlanamadığından reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğünün —- takip dosyasına yaptığı itirazın takip konusu asıl alacak miktarı olan 129.532,30-TL’si yönünden iptaline, takibin asıl alacak üzerinden aynen DEVAMINA,
3-İşlemiş faize ilişkin istemin REDDİNE,
4-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 129.532,30-TL asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
5-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
6-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 8.848,35 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.004,51 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 6.843,84 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 2.004,51 TL peşin harç ve 7,80 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 2.066,71 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 60,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.060,50 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %78,05 oranında olmak üzere 827,72 TL’ sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan — göre belirlenen 16.255,57 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
11- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan — göre belirlenen 5.465,64 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
12—- ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
13-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı