Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/441 E. 2023/383 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/441 Esas
KARAR NO: 2023/383
DAVA: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/03/2020
KARAR TARİHİ: 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile yapı sahibi davalı şirket arasında —– ili , —– belediyesi —— 2 kısım Mah. —– Sok. No —- ve —–adresinde bulunan ve tapuda —— Pafta —- adada kayıtlı arsa üzerinde yapılacak olan —- nolu parselde —— ve ——- YİBF numaralı ve —– nolu parselde —— YİBF numaralı olmak üzere toplam — adet yapı hakkında yapı denetim hizmet sözleşmeleri akdedildiğini, bu sözleşmelerin konusunun davalıya ait taşınmaz üzerinde inşa edilecek toplam — m2 inşaat alanına sahip yapının davacı yapı denetim kurumu tarafından projelerinin incelenmesi, ruhsata ve eklerine uygun olarak yapılmasının denetlenmesi hizmeti olduğunu,sözleşmelerin akdedilmesinden sonra 22.01.2016 tarihinde tüm yapılar için yapı ruhsatları alınarak ve işyeri teslim tutanakları düzenlenerek sözleşmenin ifasına başlanmış ancak bundan sonra davalı tarafından inşaatın yapımına devam edilemediğini, davalı yapı sahibinin, müvekkil yapı denetim kuruluşunu inşaatın yapımına devam edileceğinden bahisle uzun süre oyalayarak sözleşmelerin askıda kalmasına sebep olduğunu, müvekkili şirketin 07.01.2020 Tarihinde —— Noterliğinden keşide edilen —— yevmiye numaralı ihtarname ile davalıya gecikme nedeniyle zarara uğradığını bildirerek inşaata devam edip etmeyeceğini sorduğunu, devam edilecekse imalat planının kendisine bildirilmesini talep ettiğini, davalı yapı sahibinin sözleşme tarihinden yaklaşık 48 ay sonra —— Noterliğinin —— yevmiye numaralı 29.01.2020 tarihli ihbamamesi ile sözleşmeleri tek taratlı olarak feshettiğini bildirdiğini, davalının ruhsat alınmasından sonra faaliyete devam etmemesi nedeniyle, müvekkil şirket tarafından sözleşme konusu yapılar için yalızca ruhsat alınması aşamasında ödenecek olan proje inceleme bedeline karşılık hakediş düzenlenebildiğini ve sözleşme bedellerinin 10 unun tahsil edilebildiğini, İmalata devam edilmeyerek sözleşmelerin haksız feshedildiği için başkaca hakediş düzenlenemediğini ve kazanç elde edilemediğini,müvekkili şirkelçe 48 ay boyunca yükümlülüklerin yerine getirildiğini beyanla; davanın kabulüne, davalı tarafın yapı denetim hizmet sözleşmelerini haksız feshi nedeniyle müvekkilinin uğradığı müspet zarar niteliğindeki yoksun kalınan kar alacağından şimdilik 10 000.TL nin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddia ettiği alacak miktarı sözleşmelerde açıkça belirtilmiş olmasına rağmen huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılması davanın reddi sebebi olduğunu, gerek ——- gerekse de ilgili mevzuat hükümleri gereğince Sözleşme taraflarına tek taraflı fesih hakkı tanınmış olup, bir hakkın kullanılmasının haksızlığından bahsetmenin mümkün olmadığını, ——– tek taraflı olarak feshi veya yapı sahibi ve yapı denetim kuruluşunun karşılıklı anlaşmasıyla feshi durumunda, fesih işleminin noter ihtarnamesi ile karşı tarafa, ilgili idareye, ilgili —— dağıtımlı olarak bildirilmek suretiyle yapıldığını, dava konusu inşaata 2 yıl içerisinde hiç başlanmadığı için kanun ve yönetmelik gereği sözleşme kendiliğinden sona ermiş vaziyette olduğunu, sözleşmenin sona ermesi halinde ödenecek yapı denetim hizmet bedeli kanun ve yönetmelik gereği ancak denetimi yapılan inşaat alanı miktarı kadar olup herhangi bir denetim gerçekleştirilmeden bedele hak kazanılmasının söz konusu olamayacağını, davacı tarafından ispat edilmiş herhangi bir müspet zarar bulunmadığını, —— bedelinin denetlenen inşaat alanı miktarına göre hesaplandığı nazara alındığında henüz hiç denetim yapılmamışken herhangi bir bedele hak kazanamayacağını, davacı yanca ispat edilmiş bir müspet zarar da bulunmadığını belirterek davacının iddia ve taleplerinin tamamının reddini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında kurulan sözleşme kapsamında, sözleşmenin feshi nedeni ile oluşan zararın tazminine yönelik olarak açılan tazminat davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafında verilen raporda özetle; “Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “hizmetin süresi başlıklı 3. Maddesinde farklı nedenlere dayanan bir bozucu koşul düzenlendiği, somut olayda var olan Yapı ruhsatı alındıktan sonra iki yıl içinde İnşaata başlanmadığının bozucu koşul olarak değerlendirilirse 21.01.2018 tarihinde sözleşmenin sona erdiğinin kabul edileceği, davacının işe başlama safhasında almış ücret dışında bir ücret talebi olamayacağı, Mahkemenin davacının yoksun kaldığı karı talep edebileceğine kanaat getirmesi halinde yoksun kalınan kârın 21.01.2016 – 21.01.2018 tarihleri için hesaplanması gerektiği, hesap yapılırken TBK m.408 hükmü kıyasen uygulanmak üzere davacının normalde alması gereken ücretten davalının işi başlamaması sebebi ile yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararların düşülmesi gerektiği, davacının 07.01.2020 tarihinde davalıya ihtarname gönderdiği göz önünde bulundurulduğunda, neredeyse dört yıl boyunca hiçbir iş yapmadığı ya da işçilerini bu iş için istihdam ettiği düşüncesinin hayatın normal akışına uygun olmadığı,” şeklinde rapor sunulmuştur.Bilirkişi raporuna yönelik itirazlar nedeni ile yeni bir heyetten bilirkişi raporu tanzimi istenmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen kök raporda özetle; ” Taraflar arasındaki sözleşmenin sözleşmede yer alan bozucu koşulun gerçekleşmesi nedeniyle kendiliğinden ileriye etkili şekilde sona ermiş olduğu, Sözleşme kendiliğinden sona ermiş olduğundan davacının davalının sözleşmeyi haksız feshine dayalı olarak tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı,” şeklinde rapor sunulmuştur. Bilirkişi heyeti tarafından verilen ek raporda özetle; ——- projeleri incelemesi sonrasında feshedilen sözleşmeler için Yapı Ruhsatı alınmıştır. Sözleşmelere göre Yapı Denetim ücretinin %10 luk kısmı davacı yapı denetim şirketine ödendiği, Yapıya başlanması ve devam etmesi halinde davacının 24 aylık süre sonunda elde edeceği hakkediş tutarının %10 ödeme yapıldığından geri kalan %90 oran göz önüne alındığı, —– Numaralı Sözleşmeden doğan net hakkediş tutarı: 100.399,04.-TL -610 10.039,90.- TL Tahsil edilen kalan: 90.359,14.-TL ——-Numaralı Sözleşmeden doğan net hakkediş tutarı:521,178,30.-TL 9410 52.117,83.- TL Tahsil edilen kalan: 469.060,47.-TL —— Numaralı Sözleşmeden doğan net hakkediş tutarı:98.495,54.-TL – 9410 9.849,55.- TL Tahsil edilen kalan: 88.645,99.-TL —— Numaralı Sözleşmeden doğan net hakkediş tutarı:149.149,80.-TL-410 14.914,98. TL Tahsil edilen kalan: 134.234,82.-TL—— Numaralı Sözleşmeden doğan net hakkediş tutarı: 149.149,80.-TL.410 14.914,98.- TL Tahsil edilen kalan: 134.234,82.-TL Toplam hakkedişlerden kalan tutar: ———– 916.535,24.-TL davacının işi yapmamakla ortalama olarak yapacağı (19.380,00 * 37.722,93) 57.102,93 TL.lik masraftan kurtulduğu, davacıya hakkediş ödenmesine karar verilmesi halinde hakkedişten bu miktarın düşülmesi gerektiği bu durumda (916.535,24-57.102,93-) 859.432,31.-TL davacının davalıdan kar mahrumiyeti bedeli talep edebileceği, Mahkeme tarafından sözleşmenin 2 yıl daha uzadığının kabulü halinde; Sözleşmenin 4. Maddesinin son fıkrası gereği: 1. Yıl için 94 1,43 2. Yıl için 961,50 artırılarak ödenmesi gerektiği bu durumda da: 859,432,31.-TL bedelin !4 429.716,16.-TL *41,43 fazlası olan 6.144,94.-TL birlikte toplam 435.861,10.-TL 859.432,31.-TL bedelin Va 429.716,16 TL 9461,50 fazlası olan 6.445,74.-TL birlikte toplam 436.161,90.-TL Toplam olarak Yüce Mahkemeniz tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin toplam 4 yıl üzerinden kabul edilmesi halinde; davacının davalından talep edebileceği – kar mahrumiyeti bedelinin ilk 2 yıl için 859.432,31.-TL diğer 2 yıl için (435.861,10.4 436.161,90)872.023,00.-TL ile birlikte 1.731.455,31.-TL olacağı sonucuna ulaşıldığı,” şeklinde rapor sunulmuştur. Bilirkişi heyeti tarafından verilen 2. Ek raporda özetle; “Kök raporda, ek raporda ve işbu ikinci ek raporda arz ve izah edilen nedenlerle, taraflar arasındaki sözleşmenin bozucu koşulun gerçekleşmesi ile kendiliğinden sona ermiş olduğu, kendiliğinden sona eren bir sözleşme nedeniyle davacının tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı,” şeklinde rapor sunulmuştur. Dava, yapı denetim hizmet sözleşmesi uyarınca doğan alacağın tahsili isteminden ibarettir. Uyuşmazlık tarafların arasındaki yapı denetim sözleşmelerinin davalı tarafından feshinin haksız olup olmadığı, davacının fesih sebebiyle zarara uğrayıp uğramadığı, davalının bu zararlardan sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dosya kapsamında taraflar arasında 4 adet 21.01.2016 ve 1 adet 22.01.2016 Tarihli olmak üzere 5 adet Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi akdedildiği görülmüştür.Sözleşmelerin feshini düzenleyen Madde 11 de işin tek taraflı fesih edilmesi halinde yapılacak işler düzenlenmiş , fesih halinde herhangi bir cezai şart veya herhangi bir hak talebi hüküm altına alınmamıştır. Sadece seviye tespiti ile yapılmış işler için ödeme şartı esas alınmıştır. Sözleşlemelerde inşaatın seviye durumu esas alınmıştır. Yine sözleşmelerde Madde 3’te yapı ruhsatı alındıktan sonra iki yıl içinde inşaata başlanmadığı takdirde sözleşmenin başkaca bir bildirime gerek kalmaksızın kendiliğinden sona ereceği düzenlenmiştir. Bozucu şartın gerçekleşmesiyle şartlı işlem ile borcun hüküm ve sonuçları kendiliğinden ortadan kalkar. Bunu tarafların bilmesine ve istemesine gerek yoktur. Böylece taraflar arasında şarta bağlı işlemin yapılmasından önceki durum kendiliğinden yeniden doğar. Bozucu şart geçmişe değil, ilke olarak geleceğe etkili sonuçlar doğurur. Bunun sonucu olarak bozucu şartla yapılan sürekli borç ilişkilerinden doğan alacaklar, aksine bir sözleşme yoksa, bu ilişki nedeniyle yerine getirilen edimler şartın gerçekleşmesiyle hükümsüz hale gelmezler, aksine geçerliliklerini korurlar, ancak şartın gerçekleşmesiyle geleceğe etkili olarak ortadan kalkarlar.———-
Somut olayda yapı ruhsat tarihi 22/01/2016’dır. Bu tarihten sonra inşaatın başlamadığı her iki tarafın da kabulündedir. Sözleşmelerin 3. Maddesine göre 22/01/2018 tarihinde bozucu şart sebebiyle sözleşmeler kendiliğinden son bulmuştur. Bozucu şart ileriye etkili olarak sözleşmeyi sona erdirdiğinden davacı taraf sözleşmenin 11. Maddesi de dikkate alındığında sunmuş olduğu hizmetin bedeline hak kazanabilecektir. Sunulan hizmete ilişkin bedelin ödendiği her iki tarafın da kabulündedir. Taraflar arasında 4708 sayılı özel yasaya göre bağıtlanmış yapı denetim sözleşmesi bulunduğundan ve somut olayda davalının davacıyı zararlandırma kastı ile işin yapılmasını engellediği yönünde herhangi bir delile rastlanmadığı, denetim makamı olan davacının bu durumu tespit ederek sözleşmenin sonuna kadar beklemesi gerekmediğinden davacının başkaca bir talepte bulunmasının mümkün olmadığına kanati getirilmiştir.Dosya kapsamındaki her iki bilirkişi raporu da aynı doğrultudadır. Hal böyle olunca davacının zarar talebi yerinde görülmeyerek davanın reddi yolunda aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 179,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78TL harç ile 14.510,00 TL harcın mahsubu ile artan 14.660,88-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 112.537,52 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/06/2023