Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/433 E. 2022/261 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/433 Esas
KARAR NO: 2022/261
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/03/2020
KARAR TARİHİ: 05/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, çeşitli ——- işyerlerine tavuk eti sattığını, davalı ile arasında ticari ilişkinin söz konusu olduğunu, davalının sahip olduğu işletmesine satış yaptığını ancak bakiye alacağı olan bedeli tahsil edemediğini, davalının ödemelerde geciktiğini, bu gecikmelerin toplamının ise —- olduğunu, borcu ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine—-cari hesaba dayalı icra takibi yapıldığını, davalının borcunu ödemediği gibi haksız ve suiniyetli olarak borca itiraz ettiğini, satmış olduğu ürünün bedelini tahsil edemeyen müvekkilinin mağduriyetinin söz konusu olduğunu, dava şartı kapsamında arabuluculuk görüşmesi yapıldığını ancak anlaşamama ile sonuçlandığını belirterek fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ile — alacaklarının icra takibi açılan —- tarihinden itibaren hesaplanacak reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının teslim edildiğini iddia ettiği ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini, tüm borç ödendikten sonra davacı ile olan ticari ilişkinin sonlandırıldığını, davacıya herhangi bir borcun bulunmadığını, herhangi bir alacağı bulunmayan davacının haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili hakkında ——sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını işbu haksız takibe süresinde itiraz edildiğini belirterek her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında kurulan ticari ilişki kapsamına oluşan alacağın tahsili amacı ile başlatılan alacak davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; ” Davacı yanın—- yıllarına ait ticari defter ve belgelerinin incelendiğini, defterlerin açılış kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığını, davalı tarafından defter ve belge ibrazı yapılmadığından davalı taraf kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığını, icra takip dayanağı cari hesap alacağını oluşturan dava konusu sondan geriye doğru faturaların yapılan incelemesinde, davacı şirket tarafından davalıya et satışına ilişkin olarak tanzim edildiği, işbu faturalardan —– tutarlı faturaları teslim alan kısımlarında —-kaşesinin basılı olduğu, —-ve imzalı olduğu, diğer faturaların teslim alan kısımlarında isim imzasının bulunmadığı, faturalar toplamının —- olduğu, davacı hesabına davalı tarafından —hesaptan bir kısım ödemeler gönderdiği ödemeler toplam tutarının —- olduğunun görüldüğünü, —- cevabı yazısında davalı — işletme hesabına göre defter tuttuğundan—- bildirildiği,— —- Yönünden; Davacı tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturaların davacı şirketin kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, kendi defterlerinde takip tutarı kadar alacaklı gözüktüğü, tüm ticari ilişki boyunca —- kısmının ödeme belgesinin bulunduğunun anlaşıldığı, faturalar içeriği malların davalıya teslimine ilişkin yapılan incelemede, —– tutarlı faturaların teslim alan kısımlarında—- basılı olduğu, —— ismi ve imzası bulunduğu, inceleme sırasında okunaklı renkli suretleri temin edilen teslim alan imzalı faturaların HMK 220 ve 222. maddelerine göre davalıya açıklamalı ve ihtarlı davetiye gönderilmesinin, sonrasında itiraz edilmesi halinde bunun araştırılmasının takdiri de mahkemeye ait olmak ve aksi saklı kalmak kaydıyla, davalı veya adına hareket edenlerce imzalanan ödendiğine ilişkin belge sunulmayan—– alacağını talep edebileceği, teslim alan bölümlerinde imzası bulunmayan, davalının da kabulünde olmayan faturaların dosyadaki delil durumuna göre ispata muhtaç kaldığı, —– indirim konusu yapılıp yapılmadığın sorulabileceği; Davacı tarafın dava dilekçesinde ticari defterlere ve sair delillere de dayandığından dayanak belge niteliğindeki vergi beyannamelerine de dayandığının kabulü ile davalı tarafın —- edilmediğinden incelenememesi, işletme hesabına defter tutan,—- mükellefi olmadığı da gözetilerek, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, teslim & tesellüm karinesinin ispat edilmesi yönünde dayanak belge niteliğinde olan —- bakımından; Davalı şirketin bağlı bulunduğu —- yazı yazılarak, —- dosyasından takip konusu faturaların ait olduğu, aşağıda listelenen faturaların davalı tarafın —– beyannamelerınde indirim konusu yapıp yapmadığının sorulabileceği, Faiz; davacı/alacaklı takip öncesinde faiz talebinde bulunmadığı için taleple bağlılık kuralı gereği bu konuda değerlendirme yapılmadığı, Mahkeme ‘nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; davacının tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip dosya kapsamında —- kararında ödeme emrinin tebliğ tarihinin borçlunun usulsüz. tebligattan haberdar olduğunu bildirdiği — tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiğinden, işbu tarih sonrasında hükmolunacak asıl alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında reeskont avans faiz talebinin yerinde olduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından verilen ek raporda özetle; “Davalı İtirazları Yönünden: Davalı vekilinin itirazlarına ilişkin Raporumuzun —— açıklamalar yapılmış olup, itirazların yerinde görülmediği, delil listesinde belirtilen adreste kimseye ulaşılamadığından yerinde incelemenin yapılamadığı, kesin ve sağlıklı inceleme yapılabilmesi için adres bilgisi dışında, irtibatlı olunacak kişinin iletişim bilgilerinin de alınması —— mümkün olabileceği, bu hususta takdirin Mahkemeye ait olduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından verilen ikinci ek raporda özetle; ” Davalı İtirazları Yönünden: Davalı vekilinin itirazlarına ilişkin —— ——–, toplam gün ve prim esas kazançlarının gösterildiği —–gönderildiğinden teslim alanın davalı adına hareket edip etmediği denetlenememiş, Yanısıra davalı vekili tarafından inceleme yapılacak adres ile irtibat kurulacak iletişim bilgisi dosyaya sunulmamış, baro levha, arama motorundan da iletişim bilgilerine ulaşılamayan davalı vekiline hiçbir şekilde ulaşılamadığından —— raporda da davalı deflerleri incelenemediğini, —–ait olmak üzere, davalı defterlerini delil olarak gösterip incelenmesini isteyen davalı tarafa kesin süre verilerek defter ve bel gelerinin mahkeme kalemine sunmasının, ya da vereceği iletişim bilgilerini ——– sunması için davalı vekiline kesin süre verilebileceği mütalaa edildiği, tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi ve 6100 sayılı HMK’nın 266/c.2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir ve tavsif sadece Mahkemeye ait olmak üzere, ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından verilen üçüncü ek raporda özetle; ” Davalı İtirazları Yönünden: Davalı vekilinin itirazlarına ilişkin Raporun 3. bölümünde açıklandığı üzere, davalıya ait ticari defterler ibraz edilmemiş, yerinde inceleme talep edilmiş olmasına rağmen tarafıma randevu verilmemiş olduğundan davalı defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Her ne kadar davalı taraf tanık dinletmek istemiş ise de tanık dinletmek istediği hususlar tanık ile ispat edilecek konular olmadığından davalı tarafın tanık dinletme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Somut olayda davalı usulüne uygun —- celsede yapılan usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan —- alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi —–yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. ——- Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı değerlendirilmiştir.
Bilirkişi raporunda davalıya ait kaşenin ve dava dışı —– imzalarının bulunduğu faturalar ve mal teslimi hususunda davalı taraf isticvap edilmek istenmiş olup davalı taraf usulüne uygun tebligata rağmen isticvap duruşmasına katılmamıştır. Hal böyle olunca HMK 222/3. Maddesi gereğince davacı tarafın defterleri lehine delil sayılarak, davacı tarafın defterlerinde kayıtlı bulunan alacak miktarı üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Dosya kapsamında dava öncesinde davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin delil bulunmadığından dava tarihinden itibaren kabulüne karar verilen alacağa avans faiz işletilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; —— dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davanın alacak davası olması nedeniyle davacının şartların oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 2.053,72 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 513,44-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.540,28-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 543,44 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 597,84 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 127,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 927,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——–Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/04/2022