Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/421 E. 2020/696 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/421 Esas
KARAR NO : 2020/696

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2020
KARAR TARİHİ : 15/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu ile müvekkil arasında yapılan anlaşma uyarınca davalı taraf müvekkil ile anlaşma konusu makineyi teslim etmeyi taahhüt ettiğini, taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca müvekkilini davalı tarafa sözleşme bedeli olarak,—–ile ödemeyi davalıya yaptığını, yapılan ödemelere rağmen, anlaşma konusu makinenin müvekkiline tesliminin yapılmadığını, alacağın tahsili amacı ile İstanbul Anadolu —- Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalı borçlunun takibe, yetkiye itiraz ederek icra takibini durdurduğunu beyanla, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20.sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı yan kendisine usulüne uygun olarak yapılan tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu—İcra Müdürlüğünün —- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğünün — esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 28.01.2019 tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, borçlu vekili tarafından usulüne uygun olarak 11.02.2019 tarihli itiraz dilekçesinde Borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, icra müdürlüğünce takibin 13.02.2019 tarihli kararı ile durdurulduğu anlaşılmıştır.
Gerek dava ve borca itiraz dilekçesinin içeriğinden taraflar arasında—– satımına ilişkin sözleşme yapıldığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Ancak taraflar arasındaki satıma ilişkin sözleşme yazı olarak yapılmamıştır. Yazılı sözleşme bulunmadığından taraflar arasında imal edilen makinenin teslimine ilişkin hangi tarafın sorumlu olduğu şifahi sözleşme kapsamına göre tespit yapılamamıştır. Her ne kadar davacı taraf takibe konu edilen alacağın para borcu olup alacaklının ikametgahı mahkemesinde ödenmesi gerektiğinden bahisle yetki itirazının reddi gerektiğini belirtmiş ise de, davacı alacaklı tarafından talep edilen para sözleşmenin başlangıcında iddia edildiği üzere davalı tarafa ödenen ancak sözleşme gereğinin yerine getirilmemesi iddiasıyla geri iadesi istenilen meblağdır. Dolayısıyla geri iadesi istenen para BK’nun 73. maddesinde düzenlendiği şekliyle alacaklının ikametgahında ödenmesi gereken bir borç vasfında değildir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, HUMK’nun 10. maddesi de nazara alınarak icra takibinin davalının ikametgahı olan yetkili—– Dairesinde yapılması gerektiği hususunda mahkememizce kanaat oluştuğu, Yargıtay —. Hukuk Dairesinin de 23/02/2012 tarih ve — Sayılı kararı da aynı doğrultuda olduğundan yetkili icra dairesinde takibin yapılmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/2. fıkrası gereğince icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle özel dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2. fıkrası gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 241,55 TL harcın mahsubu ile artan 187,15 -TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.