Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/417 E. 2020/571 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/417 Esas
KARAR NO : 2020/571

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2020
KARAR TARİHİ : 17/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla İstanbul Anadolu—- sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, borçlunun icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının/borçlunun itiraz dilekçesinde her ne kadar yetki itirazında bulunmuş ise de iş bu yetki itirazı kanunun aradığı yasal şartları taşımadığını, davalının yetki itirazı dilekçesinde yetkili icra dairesinin neresi olduğunu beyan etmediğini bu hali ile yapılan yetki itirazının geçersiz olduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak davalı ile anlaşamadıklarını tüm bu nedenlerle itirazın iptaline, davalı yan aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı şirketin yaklaşık 5-6 yıldır ticaret yaptıklarını, davacı şirketten terlik tabanı aldıklarını, müvekkilin almış olduğu malın karşılığını bazen peşin bazende açık hesap şeklinde ödediğini, müvekkilinin ikametgahının ——— olması nedeniyle dosyaya bakmakla yetkili ve görevli — Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, davacı tarafın müvekkile faturada yazılı 8.142,00 TL tutarında hasarlı mal göndermesine rağmen müvekkil gönderilen bu mala istinaden 3.992,00 TL’sini banka havalesi ile 1000 TL ve 680 TL’sini banka aracılığıyla davacı tarafa ödediğini tüm bu nedenlerle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili ve görevli — Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, açılan davanın ve davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin, diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Bu durumda eldeki davanın —-Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, —- belirlenen — dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir.
—- yayımlanan— tarihli Bakanlar Kurulu Kararına göre; Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Mahkememiz dosyası içinde bulunan —- — sayılı yazı cevabı ve ekindeki belgeler kapsamına göre davalı— yıllık gelir vergisi beyannamesinde işletme hesabına göre defter tuttuğu ve mal alış satış toplamının 213 sayılı vergi usul kanunun 177. Maddesi ve diğer ilgili maddelerinde ilgili bakanlar kurulu kararında belirtilen tutarın altında kaldığı belirtilmiştir. tarih ve— tarihinde— sicil numarası ile — kayıtlı olduğu ve kaydının halen devam ettiği bildirilmiştir.
Ticari davalar TTK.4.maddesinde sayılmıştır. Buna göre her iki tarafın tacir olması halinde davanın konusuna bakılmaksızın dava nispi ticari dava olarak mahkememizin görevi alanında olacaktır. Olayımızda davalı tacir olmadığından nispi ticari dava söz konusu değildir.
Davanın mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davalının tacir olmaması nedeniyle nispi ticari dava niteliği de taşımadığı; davalının gerçek kişi olduğu ve tacir sıfatına sahip olmadığı, mahkememiz dosyası içerisinde bulunan —– kayıtlarına göre davalının gerçek kişi ticari işletmesi olmadığı sabit olup; uyuşmazlığın genel mahkeme sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın HMK 114. ve 115. Maddesine göre usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı , gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.