Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/408 E. 2021/874 K. 12.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/408 Esas
KARAR NO : 2021/874

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 04/03/2020
KARAR TARİHİ : 12/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket —— iştigal ettiğini, davalının — plaka sayılı — halindeki —- tarihinde %100 kusurlu olarak çarpması neticesinde maddi hasarlı trafık kazası meydana geldiğini, davalı tarafın hasar bedelini ödemediğini —– dosya ile icra takibine geçildiğini haksız itirazın iptali ile ödeme ihtarının tebliğ tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahmiline, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,—– üçüncü kişilere devirlerinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen davacının dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, — icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki — tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; —sahibinin davacı —-yerinin karşısında —— aracın sol yan kısımlarına çarpıp kaçması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği; çarpıp — araç ve sürücüsü tespit edilemediğinden kural ihlali tayini — aracın—- uğratılabileceği) itibariyle— ile uyumlu olduğu ve hasar sonrası maddi zararın kaza tarihi itibariyle 678,50 TL KDV Dahil olarak kaza ile uyumlu olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir
———dinlenilen— … beyanında; —-çalıştığını, , bu şirkette davacınnı şirketten — plakalı — kullandığını ancak kullandığı tarihi hatırlamadığını, kendi kullandığı tarihte dava dosyasındaki kazanın olmadığını —- geçtiğini bu şekilde hatırladığını,— alabileceğini beyan etmiştir
—- sıralarında kazaya karıştığı —- herhangi bir işlem yapılmadığı, kaza anını —– plakalı araç olarak tespit edilemediği ve bu — herhangi bir tahkikat yürütülmediği hususları tespit edilerek mahkememize bildirilmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, tanık beyanları iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davacı tarafın tanığının davaya konu aracı bir müddet kullandığı ancak kullandığı tarih aralığında herhangi bir kaza yaşanmadığını beyan ettiği anlaşılmakla ayrıca kazaya karıştığı iddia edilen araç ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığı ve kaza anını gösterir bir kamera kaydının bulunmadığı ve kazaya karışan aracın —–plakalı araç olarak tespitinin doğrudan yapılamadığı;— anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle kazaya karışan aracın , davalıya— tespit edilememiştir, Yukarıda izah edilen tüm hususlar bir bütün halinde incelendiğinde davacının davasını açık ve net bir şekilde ispat edemediği bu nedenle icra takibinin haksız ve yersiz olduğu, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2- Karar harcı 59,30 TL den başlangıçta peşin olarak yatırılan 85,27 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 25,97‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, ,
5—-karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.