Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/404 E. 2021/79 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/412 Esas
KARAR NO : 2021/71

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2020
KARAR TARİHİ : 28/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında davalı şirkete satışı ve teslimi sağlanan ürünlerin karşılığında düzenlenen fatura bedellerinin davalı borçlu tarafından ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu—. İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128. madde hükmü uyarınca davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER:
Mahkememizce celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun 25/12/2019 tarihinde borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
İnceleme gün ve saatini bildirir davetiye usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edilmiş olup, inceleme gününde davalı tarafça defter ibraz edilmemiştir.
Mali Müşavir bilirkişi mahkememize sunduğu 28/12/2020 tarihli raporunda özetle; davacı tarafın 2019 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığını, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 24.910,03 TL tutarında alacaklı olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE:
Tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacı tarafın ticari defterlerinin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz ettiği, davalı taraf adına çıkartılan tebligata rağmen defterlerini sunmadığı, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, SMMM bilirkişi tarafından hazırlanan raporda davacının defterlerine göre davacının, davalı taraftan 24.910,03 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının defterlerinin sunulmaması sebebiyle incelenemediği, diğer yandan da davalının davacıdan aldığı —- kapsamına giren — üç adet faturayı ilgili dönemde vergi dairesine bildirdiği, ayrıca davacı tarafça sunulan sevk irsaliyelerinde teslim alanların bir kısmının da davalı şirket çalışanı olduğu buna göre dava konusu faturaların davalıya tebliğ edildiği, ispat yükünün BA formuyla bildirimde bulunan davalıya geçtiği, BA formuyla vergi dairesine bildirilen faturaları alan davalının faturayı ve içeriğini oluşturan emtiayı almadığını veya iade ettiğini kanıtlaması gerektiği, bir tacirin almadığı bir hizmet/mal için düzenlenen faturayı ticari defterlerine kaydetmesinin hayatın olağan akışına ve ticari teamüllere uygun olmadığı, davalının faturaya itiraz etmediği gibi, faturayı ve içeriğini oluşturan emtiayı iade ettiğini TTK’nın 21/2.maddesine uygun şekilde kanıtlayamadığı, ayrıca 22/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı kanunla HMK 222/3 Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı birlikte değerlendirildiğinde davacı lehine delil teşkil eden eden defterler doğrultusunda davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu kanaatine varıldığı, öte yandan davacı tarafından davalı taraf takip öncesinde usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faize ilişkin talebin reddi sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne ve alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 24.910,03 TL üzerinden İPTALİNE,
3-İşlemiş faize ilişkin istemin REDDİNE,
4-Kabulüne karar verilen alacak miktarı olan 24.910,03 TL’nin %20 ‘si olan 4.982,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.701,60 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 317,75 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 1.383,85 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 317,75 TL peşin harç ve 7,80 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 379,95 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti, 68,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 868,50 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %94,68 oranında olmak üzere 822,30 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan —–göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.