Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/393 E. 2022/357 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/393 Esas
KARAR NO : 2022/357

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/02/2020
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ——- oğlu ile yolcu olarak — istikametine gelirken, — plakalı aracın çarpması sonucu kaza meydana gelmiş ve ağır yaralandığını, kaza nedeni ile müvekkilinde geçici ve kalıcı maluliyetin meydana geldiğini, kazaya karışan — plaka sayılı aracın davalı —- —–poliçe numarası ile sigortalı olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kaza tarihi olan 11.09.2018 tarihinden itibaren maddi tazminat olarak şimdilik —–davalıdan yasal faizi ile tahsiline, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; — plakalı aracın — tarafından ——– ———- olduğunu, ——–olmayıp zarar sigortası olduğundan, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki —– kusuru ile sınırlı olduğunu, davanın sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle reddinin gerektiğini beyanla, Davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeni ile oluşan geçici iş göremezlik tazminatı ve — giderinin tazminine yönelik olarak açılan tazminat davasıdır.
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu —- tarafından kesilen —— işletilmesi halinde, —–olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan —veya—– bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve —– kabul edilmektedir —– 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiş olup, bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu —— sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, —- Sorumluluk Sigortasının; —— bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların —- tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.
6098 sayılı Yasanın 49 ve devam maddeleri gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında davacı vekilince gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—- alınan raporda özetle; “– tarihinde meydana gelen trafik kazasında — maluliyetine neden olacak düzeyde —bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı, kişinin yaralanması sebebiyle —- tarih ve —sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceği, kişinin dava konusu yaralanmaya bağlı olarak başka birisinin geçici veya sürekli olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda özetle; ” — plakalı araç ile — plakalı araç arasında meydana gelen yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında; –plaka sayılı — Meydana gelen trafik kazasında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 47/b, 47/d ve 57/a maddelerinde hüküm altına alınan kuralları ihlal ederek trafik kazasına sebebiyet verdiğinden %75 oranında kusurlu bulunduğunu, — plaka sayılı —-; Meydana gelen trafik kazasında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 52/a ve 52/b maddelerinde hüküm altına alınan kuralları ihlal ederek trafik kazasına sebebiyet verdiğinden %25 oranında kusurlu bulunduğunu, — tarafından sürekli işgöremezlik oranı tayin edilmeyen davacı —- için sürekli işgöremezlik tazminatı hesaplanamadığına, davacının kaza tarihinden itibaren (3) aylık iyileşme süresine göre geçici işgöremezlik tazminatının; davacı —- olarak bulunmasına ve kusura katılımı sözkonusu olmamasına göre, TBK.6I.madde gereği, her iki araç sürücüsünün ortaklaşa %100 kusuru üzerinden 4.352,73 TL. Hesaplandığını, davalının ödemesi gereken —– giderleri toplamının ortaklaşa %100 kusur durumuna göre yasal faizi hariç—– kişi başına sakatlanma poliçe limitinin 360.000,00 TL.——— yönünden faiz başlangıç tarihinin, KTK.99/1 madde uyarınca, gerekli tüm belgelerle —- başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası olması gerektiğini, dava dilekçesi ekinde, ——-başvuru dilekçesi örneğinin sunulduğu görülmekte ise de bu başvuru dilekçesinin —- tarafından teslim alındığı tarihi gösteren belge bulunmadığını, —yazısında, — yaralanmasıyla ilgili olarak erişkinler için —-edildiği, davacı tarafça yapılan arabuluculuk başvurusu üzerine maddi tazminat konusunda anlaşamama ile sonuçlanan —– düzenlendiğinin görüldüğünü, buna göre, dosyadaki belgeler kapsamında, davalı sigorta şirketi yönünden faiz başlangıç tarihi konusunda takdir ve değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğu,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Yukarıda bahsedilen açıklamalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde bilirkişi raporundaki belirlemelerin ve hesap yönteminin oluşa, yerleşmiş uygulamalara uygun denetime elverir gerekçeler içermesine; 11/09/2018 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; kazanın meydana gelmesinde davalının sigortalısının % 75 kusurlu olduğu, davacının — plakalı araçta yolcu olarak bulunduğu, davacıya atfedilebilecek kusur bulunmadığı, davacının kaza sebebiyle maliyetinin % 0 olduğu, iyileşmesinin üç aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği birlikte değerlendirildiğinde davalının sigortalısının % 75’lik kusuruna denk gelen 3.264,55 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 1.993,50 TL sağlık ve ulaşım giderinden davalı sorumlu olacağından davanın kısmen kabulüne karar verilerek kabulüne karar verilen tazminata davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 14/12/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; — geçici iş göremezlik tazminatı, —— olmak üzere toplam 5.258,05 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 04/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
2-Karar harcı 359,17 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harç ile 35,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 269,77 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin nispi harç ve 35,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 143,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 202,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.300,00 TL bilirkişi ücreti ve 820,00 TL —ücreti olmak üzere toplam 3.322,25 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.491,69 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli —— esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli —-esaslara göre belirlenen 1.752,68 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—- ücretinin haklılık oranına göre —-davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 330,00 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kesin olmak olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.