Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/376 E. 2020/181 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/376 Esas
KARAR NO: 2020/181
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ : 10/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı mahkememizin ——– Esas sayılı dosyasına verdiği karşı dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ortağı …’ın şirketle ilgilenmediğini, müvekkili olan … şirket müdürü olarak şirket için tek başına çabaladığını ancak herhangi bir destek davalıdan göremediğini, müşterilerle ilgilenmediği gibi hiçbir satışta ismi geçmediğini, şirket menfaatine herhangi bir faaliyette bulunmadığı gibi şirket aleyhine kötüniyetli çalışmalarda bulunduğunu, TTK 613md. Düzenlendiği üzere şirket ortağı bağlılık yükümlülüğü mevcut olduğunu ve rekabet yasağına uygun davranmak zorunda olduğunu, müvekkilinin şehir dışına pazarlama için gittiğinde malzemelerde azalma meydana geldiğini, şirketin anahtarı olması sebebiyle de davalının sorumluluğunun araştırılması gerektiğini, bu konudaki cezai tüm şikayet ve dava haklarımızı da saklı tuttuklarını, şirketi bilerek ve isteyerek zarara uğratma amaçlı fiilen kendisi yönettiği ancak resmi kayıtlarda oğlu———ortağı olduğu——— kötüniyetli icra takibi ile batırılmaya çalışıldığını, Söz konusu ortaklığın fiilen sona erdiğini ve ———-resmi adresten taşınma işlemi gerçekleştiğini, şirketin bedel değerlemesi yapılarak müvekkilin hissesi talep doğrultusunda davalı tarafa bırakılacağını, mahkeme aksi kanaatte olması halinde ise fiilen sona eren ortaklığın hukuken de gerekli feshi işlemlerin yapılmasını ve şirketin tasfiyesinin gerçekleştirilmesini, Limited şirket ortağının bağlılık yükümlülüğünü ihlal etmesi durumunda ortaya çıkan zararın tazmininin talep edilmesinin yanında cezai şart ile ortağın haklı nedenle ortaklıktan çıkarılması ya da ortaklığın haklı nedenle feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin —— esas sayılı dosyasında ——– ara karar ile; HMK’nın 167. maddesi uyarınca karşı davanın bu dosyadan tefrikine ve mahkememizin ayrı bir esasına kayıt edilmesine dair ara karar oluşturulmuş, talep mahkememizin——— Esas sırasına kayıt edilmiştir.
Dava, şirket ortaklığından çıkma, aksi halde şirketin tasfiyesi ile limited şirket ortağının bağlılık yükümlülüğünü ihlal etmesi durumunda ortaya çıkan zararın tazmini ve cezai şart ile istemlerine ilişkindir.
—- tarihinde yürürlüğe giren—— tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
“Madde 5/A – (1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile,
“Dava şartı olarak arabuluculuk,
Madde 18/A – (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Kanunun amacı dikkate alınarak; eldeki davada davacının limited şirket ortağının bağlılık yükümlülüğünü ihlal etmesi durumunda ortaya çıkan zararın tazmini ve cezai şart isteminde bulunduğu, davacı vekilinin ——- tarihli beyan dilekçesi ile bu dava yönünden arabuluculuğa başvurmadıklarını açıkça beyan ettiği, dolayısıyla davacı yanın arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harç alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ————- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 10/03/2020