Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/371 E. 2020/143 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/371 Esas
KARAR NO: 2020/143
DAVA : Öz Sermaye Tespiti
DAVA TARİHİ : 18/02/2020
KARAR TARİHİ: 19/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Öz Sermaye Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ————– numarasında kayıtlı olan … ünvanlı şirketlerinin mevcut ortakları sahip oldukları hisseleri devredeceklerini tüm bu nedenlerle … ünvanlı şirketinin gerçek değerlerden hisse devir edebilmesi için gerçek değerinin bilirkişiler marifetiyle tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, hukuki niteliği itibariyle, davacı şirket hisselerinin değer tespiti istemine ilişkindir.
Yargıtay —- HD ——- E —– K ——–T. ve aynı dairenin ——— E——–K ——–T li emsal karar içerikleri de gözetildiğinde; Medeni Usul Hukuku’nda davacının mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir dava açılabilmesi için, bu davayı açmakta veya hukuki korunma istemekte haklı bir yararının bulunması gerekir.
Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir. Diğer bir anlatım ile davalının varlığını inkar ettiği ilişkinin var olduğu veya yokluğunu inkar ettiği hukuki ilişkinin yok olduğu hükme bağlanır.
Bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için, bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının menfaatinin (hukuki yararının) bulunması gerekir. Tespit davasında; eda davasından ve inşai davadan farklı olarak, davacının böyle bir menfaatinin bulunduğu varsayılmaz. Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın, ancak tespit davası ile giderilebileceğini kanıtlamalıdır. Çünkü tespit davası, hukuki bir durum ya da hak henüz inkar ya da ihlal edilmeden, yani herhangi bir zarar doğmadan açılabildiğinden, menfaatin doğmuş ve güncel olması gereğinin bir istisnası olarak ortaya çıkmıştır.
İşte davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir. Bu tehdit çoğunlukla davalının davranışları ile ortaya çıkar. Bu tehdidin davacı için bir tehlike oluşturabilmesi, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olmasına ve bu hususun, davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmasına bağlıdır. Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun ———- gün ve——– E.———— K. sayılı kararında da benimsenmiştir.
Davacı taraf esas sermayesini TTK’da düzenlenen sermaye artırımı veya azaltımı yolları ile değiştirmemektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun 459/son maddesi gereğince, esas sermaye sisteminde sermaye taahhüdü yoluyla artırım halinde de Yasa’nın 342 ve 343. maddelerinin uygulanır. Talep edenin sermaye arttırım talebi olmadığı ve sermaye artırımlarında da Türk Ticaret Kanunu’nun 343. maddesi uygulanabileceği, bu nedenle de talep eden davacı şirketin işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından HMK’nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava şartları konusunda HMK’nin 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilmesi mümkün olduğundan ve ayrıca davada hasım bulunmadığından usul ekonomisi gereği takdiren duruşma açılmasına gerek görülmemiş, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-)Davanın, davacının bu taleple ilgili davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından HMK’nın 114/1-h ve 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair; davacının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile tensiben karar verildi. 19/02/2020