Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/37 E. 2021/914 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/37 Esas
KARAR NO: 2021/914
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ: 24/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin—- yer alan bir şirket olduğunu ve gıda sektöründe faaliyet göstermekte ve bu amaçla çeşitli ülkelerde yatırımlar gerçekleştirmekte olduğunu, kendisini—— olarak tanıtan şahısın, müvekkili ile irtibata geçtiğini ve ticari görüşmeler neticesinde, üzerinde mutabık kalınan yatırım işlemlerini gerçekleştirecekleri taahhüdünde bulunduğunu, müvekkilinin adına yatırım işlemleri yapmaya dair anlaşmaya varılmış olması nihayetinde, —-yetkilisi olarak kendini tanıtan kişinin, müvekkilinden ödeme talep ettiğini, müvekkilinin öncelikle —-para göndermeye dair işlemleri yapmayı denediğini ancak —- para gönderme işlemini reddetmesi nedeniyle söz konusu bedelin gönderilemediğini, —- işlemi reddetmesi üzerine, müvekkilin parayı göndermeye dair işlemi davalı——-yoluyla yapmayı denediğini, bu doğrultuda, müvekkili olan şirkete iletilen banka bilgileri, 3. kişi şirketin resmi unvanı altında açılmış olduğundan, bankanın işlem güvenliğine inanarak müvekkili tarafından, Davalı ——-transfer yoluyla—- tutarında para aktarılmak istendiğini ve işlemin derhal gerçekleştirildiğini, davaya konu bedeli —— şirket hesabına gönderen müvekkilinin, bedele karşılık hizmeti alamaması, araştırmasıyla —- sermayesi dahil ödenmemiş bir şirket olması ve ——- geçememesi ile birlikte, dolandırılmış olduğunu anladını, müvekkili tarafından, derhal, suç duyurusunda bulunulduğunu ve nitekim ilgililer hakkında yakalama kararı çıkartıldığını, alıcı hesap, davalı banka nezdinde —— ticaret unvanı adına açılmış bulunmakla birlikte, taraflarınca yapılan araştırma neticesinde, söz konusu şirketin bugüne kadar hiçbir hukuki işlem ve faaliyetinin olmadığı, hatta ödenmiş sermayesinin dahi bulunmadığının tespit edildiğini, söz konusu alıcı hesabını açtırarak müvekkili olan şirket’i bu hesaba —– transferi talebinde bulunmaya yönlendiren kişiler herhangi bir yatırım gayesi olmaksızın hareket ettiklerini ve böylelikle davalı —- üzerinden müvekkilini dolandırdıklarını, dolandırıcılık suçundan mağdur olmasıyla ilgili olarak; müvekkili tarafından—– dosya kapsamında işlemler başlatıldığını ve şüpheli aleyhine———- görüleceği üzere bu kişilerin kaçak olduğunu ve müvekkilinin uğradığı zararı bu kişilerin karşılamasının imkansız olduğunu, zararın işbu kötü niyetli kişiler tarafından tazmin edilmesinin imkansızlığı göz önüne alındığında, davalı —– sorumluluğu gereği zararı karşıması gerektiğinin kabulü kaçınılmaz olduğunu, davalı bankanın —–uyarınca özen sorumluluğunu yerine getirmediğini ve müvekkilinin maddi kaybına neden olduğunu, zira aynı işlem müvekkili tarafından daha öncesinde —– hesapları yoluyla yapılmak istendiğinde, —– tarafından ilgili işlem şüpheli görülerek reddedildiğini ve müvekkiline bedelin iade edildiğini, müvekkilinin davalının özen ve koruma yükümlülüklerini ihlal etmesi nedeniyle dolandırıcılığa uğradığını ve önemli miktarda zarar meydana geldiğini, öncelikle, davalı bankanın, söz konusu alıcı hesabın açılmasında, gerekli araştırma ve incelemeyi yapmaksızın, sahte kimlik ve belgelere göre işlem yaptığını, işlem sırasında müşterinin kimliğini tespit etmek ve şüpheli durumlarda işlem yapmamak bankaların en temel yükümlülüklerinden birini teşkil etmekte olduğunu,——- —— belgelemeyen müşterileri adına mevduat, katılım fonu, kredi ve her ne ad altında olursa olsun hesap açmaları, sözleşme düzenlemeleri, havale ve kambiyo hizmetleri ile diğer bankacılık ve malî hizmetleri vermeleri yasaktır.” düzenlemesi yer aldığını, davalının bu hususta açıkça özensiz ve ağır kusurlu davrandığını, kanuni yükümlülüklerini ihlal ettiğini, bu durumun ilgili hesabı kullanan kişilerin dolandırıcılık eyleminde bulunmasına olanak sağladığını ve müvekkilinin zararına neden olduğunu tüm bu nedenlerle fazlaya dair tüm hakları saklı ve baki kalmak kaydıyla, şimdilik zararın —- tutarındaki kısmı ile haksız eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren ——– faizin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, dava dilekçesinin aksine —— işleminin hukuki ve ticari niteliği tartışılmayacak olmakla birlikte, —— yöntemi ile banka hesapları arasında gönderilen tutarlara ekstra özen gösterilmeli ve tekrar tekrar hesabı açan şirketin hukuki işlemi var mı yok mu, sermayesini ödemiş mi ödememiş mi kontrolleri yapıldıktan sonra ——işlemine alıcı banka onay vermeli gibi bir yükümlülük bulunmadığını ve böyle bir yönetim de bulunmadığını, zira böyle bir işleyişin mümkün olmadığını, bu nedenle—– mevzuata ilişkin girişimi, bu güne değin olmadığını, dava dışı —–yetkilisinin usulüne uygun şekilde hesabındaki parayı tasarruf etmesi ve hatta hesabından son yüklü tutarı —–hemen akabinde, davacı şirket dolandırıldığı kanaatine varmakla, aynı gün yani —— göndermiş olduğu tutarın iadesini talep ettiğini, müvekkili olan bankanın da —— Kanununlarına istinaden kurulmuş ve faaliyetini sürdüren tüm diğer bankalar gibi, nezdindeki müşteri hesabına gönderilen tutarı, müşterinin izni, idari emir ve talimat yahut kuvvetli şüphe ve emare bulunmadığı sürece bloke veya iade etme gibi bir hakkı bulunmadığından, alıcı hesap sahibi şirket’in yetkilisi —– bu talebi iletmiş, kendisi, böyle bir iadeyi kabul etmediğini belirten bir yazı hazırladığını, imzalayarak ve banka şubesine teslim ettiğini, ilgili hesapta —– kaldığını ve —- itibarıyla da hesap bakiyesinin sıfırlandığını, ——- Soruşturma dosyasından gönderilen ve müvekkili banka genel müdürlüğü’ne hitaben yazılan yazı ile banka müşterisi alıcı şirket evrakları, tutarın gönderildiğinin iddia edildiği hesabın ekstresi, kamera kayıtları ve sair evrak talep edildiğini ve hesapta bu tutar halen bulunmakta ise bloke konarak tasarrufa kapatılması talep edildiğini, Savcılık dosyasına ellerinde bulunan tüm kayıt ve evrakların iletilmiş ve —— nedeni ile şüpheli işlem bildiriminde bulunulduğunu, bildirim yapılırken ise —– olarak da savcılık talimatı iletildiğini, ayrıca,—— da cevaben talimatlarının ulaşmasından önce hesap bakiyesinin sıfırlanmış olduğu bilgisinin de sunulduğunu, son olarak davacı şirketin —— yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, müvekkili olan bankanın kendisine düşen özen sorumluluğunu yerine getirmediğinden bahisle zarara uğradıklarını ve dolandırıcı olduğunu iddia ettikleri şirkete ödedikleri tutarın tamamını müvekkili olan bankanın tazmin etmesi gerektiğini ihtar ve talep ettiklerini, aynı iddialarına bağlı aynı taleplerini sayın mahkeme huzurunda bu kere dava yolu ile yöneltmekte olduklarını, davacı tarafın yatırım amacı ile gönderdiğini ancak kandırıldığını iddia ettiği ödemenin, müvekkili banka müşterisi olan ve—— uygun şekilde kurulmuş olan, tüzel kişiliği haiz bir şirkete yapıldığını, davacı tarafın kendisini dolandırdığını iddia ettiği, müvekkili banka müşterisi şirketin, —– uygun şekilde —- olduğunu, anılan şirketin tam unvanının —– kayıtlarında görülebileceği üzere şirket sermayesinin ——olarak taahhüt edildiğini, sermayenin ödenip ödenmediğine ilişkin sorumluluk ve özen yükümlülüğü de müvekkili olan bankaya ait olmadığını, zira müvekkilinin söz konusu iddiaların yöneltildiği müşterisi olan şirketin banka nezdindeki hesabını açarken Kanun ve ilgili sair mevzuatta belirtilen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, mevcut siyasi ve ekonomik şartlar sebebi ile azami özeni gösterdiğini, davacı tarafın müvekkili olan bankaya atfetmeye çalıştığı ağır kusurların bizzat kendisine ait olduğunu, davacı tarafın kendi beyanına göre söz konusu işlemin —–olduğu gerekçesi ile —– tarafından reddedildiğinin ancak şüphenin doğruluğunu araştırmak yerine ısrarla ödemeyi yapmaya gayret ettiğini, davacı tarafın iade talebini müvekkiline çok geç ilettiğini, herhangi bir hesaba yüklü miktarda para transferinin bulunduğu her hal şüpheli işlem sayılamayacağını, dava konusu olay ile ilgili olarak savcılık soruşturması devam etmekte olduğunu, olayın dolandırıcılık suçunu teşkil edip etmediğinin dahi kesinleşmediğini, olayda davacı taraf dolandırılmış olsa bile bankanın olayda sorumluluğunun mevcut olmadığını tüm bu nedenlerle usule ve yasaya aykırı davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, —- tarafından dava dışı —— numaralı hesabına para gönderilmesi ve bu paranın hesaptan çekilmesine dair işlemlerin tüm detayları, işlemin gerçekleşip gerçekleşmediği ve taraflar ile işlem hakkında yapılan tüm yazışmalar, ayrıca dava dışı —– davalı banka nezdindeki hesabının açılış bilgileri, hesap açılışı sırasında imzalanan tüm sözleşme ve belgeler, ilgili hesaba ilişkin tüm —— makbuz ve talimatları, —-davacı şirket ——— numaralı hesabına para gönderilmesi istemine ilişkin işlemin tüm detayları, bu hususta diğer bankalar ile yapılan yazışmaların ve işlemin gerçeleşip gerçekleşmediğine dair tüm belgeler ile gerçekleşmemesi halinde hangi sebeple işlemin yerine getirilmediği yönündeki tüm belgeler istenilmiş,—– kuruluşundan itibaren tüm ticari kayıtları celp edilmiş,——- soruşturma sayılı dosyalar celp edilerek incelenmiş, dosya bankacı bilirkişiye tevdii edilerek, tarafların tüm iddia ve savunmaları dikkate alınarak ön incelemede belirlenen uyuşmazlık konusunda bilirkişiden rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiş ve taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda da hüküm kurmaya ve denetime elverişli ek rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili —- tarihli dilekçesi ile — talebini bilirkişi raporu doğrultusunda —- olarak ıslah etmiş olup, ıslah dilekçesi davalı vekillerine tebliğ edilmiştir.
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıkları mevduatı ve katılım fonlarını sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan kuruluşlardır. Bankalar sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumundadırlar. Bu durum, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirir —— O hâlde, bankalar, ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Ayrıca, bu sorumluluğu kaldırmaya yönelik sözleşmeler de geçerli değildir.——-
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2’nci maddesi gereğince; tacir, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. Nitekim bankaların, tacir olarak bütün işlemlerinde basiretli davranma yükümlülüğü herhangi bir tacirden farklıdır. Bu sebeple bankalardan beklenen basiret ölçüsü ve özen yükümlüğü şüphesiz daha ağırdır. Özellikle birer itimat kurumu olan bankaların, aldıkları mevduatları ve açtıkları çek hesapları ile çek hamillerini sahtecilere karşı özenle koruma yükümlülüğünün daha da arttığının kabul edilmesi gerekmektedir———— kurumu olan bankaların aldıkları mevduatları ve kullandırdıkları kredileri sahtecilere karşı özenle korumak zorundadırlar.
Tüm dosya kapsamı, toplanan ve değerlendirilen tüm deliller ile hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; davalı bankanın —-tarafından ——- adına sıfır bakiyeli —- açıldığı, söz konusu hesaba — para geldiği ve bu paranın bir haftalık zaman zarfında —- tarafından peyderpey davalı banka şubesinden kasadan nakit olarak çekildiği, — bakiye kaldığı, dava dışı —– ait hesap açılış işlemleri esnasında
müşteri tarafından doldurulması gereken başvuru formunda sadece kaşe ve imza bulunduğu ancak müşteriye ait alınması gereken özlük bilgilerinin yer aldığı hiçbir satırın müşteri tarafından doldurulmadığı, bankacılık
hizmetlerinin yürütülmesi için alınması gereken ——- gibi bilgiler dava dışı şirketten alınmadan hesabın açıldığı; davalı bankaca, dosya içeriğinde bulunan pasaport fotokopisinden —- ticari bir faaliyeti olmadığı anlaşılan, diğer bir ifadeyle davaya konu —– tutarda bir iş hacmi, ya da faaliyeti olmadığı sunulan evraklardan kolaylıkla anlaşılan dava dışı şirkete —- meblağın —yoluyla gelmeyeceğini, bunun şüpheli bir işlem olduğunu tespit edebileceği, bankaların objektif özen yükümlülüklerinin gereği olarak bunu tespit edebilecek yeterlilik ve kapasiteye sahip oldukları, asli işlerinin bu olduğu düşünüldüğünde davalı bankanın özen yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğunun söylenemeyeceği, ayrıca —- resmi ikameti bulunan şirketin —- çok uzak bir lokasyonda bulunan davalı bankanın —-açtırdığı hesaba gelen —- paranın kasadan nakden ödenmesinin de olağan bankacılık uygulaması olarak nitelendirilemeyeceği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde şüpheli işlem niteliğinde olduğu, bunun yanında davacı şirketin de yapacağı büyük montanlı yatırım için dava dışı şirketin gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği kısma dair —- tutarında bir parayı gerekli
araştırmaları yapmadan, gerekli teminatları almadan, eldeki mevcut delillerle —— herhangi bir ticari faaliyeti olmadığı anlaşılan, kağıt üzerinde kurulmuş dava dışı
şirkete göndermek suretiyle basiretli bir tacir gibi davranmadığı, kaldı ki aynı işlemi dava dışı —- gerçekleştirme isteğini ilgili bankanın reddetmesine rağmen ısrarla davalı bankadan işlemi gerçekleştirdiği, dava konusu olayda akdi ilişkiye girdiği kişiyi iyi seçmemekte davacının da mütefarik kusurunun bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davalı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik yerinde görülmeyen itirazlarının reddi ile —- hükme esas alınan gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davalı bankanın özen yükümlülüğüne aykırı davranışı nedeniyle davacının dava dışı şirket hesabına — yöntemi ile havale ettiği —- tutarında maddi zarara uğradığı, basiretli bir tacirden beklenmesi gereken davranışa aykırı hareket eden davacının ise takdiren %50 oranında mütefarik kusurlu olduğunun kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile— tarihinden itibaren—- hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-)Alınması gereken — harcın mahsubu ile bakiye— harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan —- yargılama masrafından ibaret toplam —- yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen tazminat yönünden hesap edilen 147.987,94 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-)Mütefarik kusur indirimin takdiri olması nedeniyle ret edilen miktar bakımından davalı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-)Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
8-)Davalı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ————- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2021