Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/362 E. 2021/543 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/362 Esas
KARAR NO : 2021/543

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ——ve — kapsamında faaliyet gösterdiğini, —— araçlarının satış ve servis hizmetini verdiğini, taraflar arasında 08/03/2019 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşme ile ——- kopyalanması, hazırlanması ve yapılması, — özelliklerin belirlenmesi ve davalı tarafından 12 ay boyunca —- verilmesi hususlarının düzenlendiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede web sitelerinin ana sayfalarında meydana gelen sorunların giderileceğine dair hükmün davalı tarafından taahhüt edilmesine karşın sözleşme —— uygun olacak şekilde ———-olarak yerine getirilmediğini, bunun üzerine işbu sözleşmenin müvekkili tarafından feshedildiğini, davalı tarafa ödenen bedelin iadesinin davalıdan talep edildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçtiklerini, borçlu davalının itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkememiz ve İcra Dairesinin—- yetkisine itiraz ettiklerini, davacı tarafın iddia ettiği gibi bir ayıp bulunması halinde dahi ayıp bildirim sürelerine uyulmadığını ve taleplerinin zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İstanbul Anadolu ——– İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu —. Sulh Hukuk Mahkemesinin — Değişik İş sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, tetkik edilmiştir.
İcra dosyasının tetkikinde; davacı tarafın davalı aleyhine 05/11/2019 havale tarihli ödeme emri ile 21.240,00 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı görülmüştür.
Dosya mahkememizce bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda davalının —- ile ilgili herhangi bir kusurunun bulunmadığını rapor etmişlerdir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında imzalanmış —- sözleşmesi kapsamındaki hizmetin ayıplı olup olmadığı, davacının sözleşmeyi feshi ile ödediği bedelin iadesini talepte haklı olup olmadığı, buna yönelik takibe itirazın iptali ile icra inkar tazminatı isteminin yerinde olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dava konusu sözleşmede belirtilen şekilde hizmetinin verilip verilmediği ve sözleşmeye aykırı, ayıplı sayılacak nitelikte olup olmadığı, dolayısıyla davalının, bu savunmalarına bağlı olarak sözleşmeyi feshetmesinin ve ödediği bedelin iadesi talebinde haklı ve kabul edilebilir olup olmadığı hususlarında ————raporlarında gerekçelerini açıkladığı üzere sonuç olarak; eser sözleşmesinin konusunu——— ayıplı olmadığını, —– davacının iddia ettiği hususlarda ayıp olmadığını belirtmişlerdir.
Taraflar arasında eser sözleşmesinin bulunduğu ve TBK’nın 474. maddesi hükümlerine göre iş sahibi açık ayıplarda eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (makul süre içerisinde) eseri muayene ve açık ayıpları ihbar etmek zorunda olduğu, BK’nun 362 son ve TBK’nın 472/son maddesi hükümleri gereğince ayıbın gizli olup sonradan ortaya çıkması halinde gecikmeksizin ——-ayıbı yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı hükümleri mevcuttur. Bu hükümler gereğince gerek açık gerek gizli ayıplarda iş sahibinin ihbar zorunluluğu bulunmaktadır.
Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere taraflar arasındaki hizmete konu olan —–ayıplı olmadığı, kaldı ki —— ayıplı olsa dahi Borçlar Kanunu’nda öngörülen ayıp ihbar sürelerine uyulmaması sebebiyle ayıptan doğan hakların kullanamayacaktır.
Davalının ——— hizmetini gerçekleştirmiş olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Davacı her ne kadar — sunulmadığını iddia etmiş ise de buna ilişkin delil sunmamış olup 17/09/2019 tarihli ihtarnamede verilmesi istenen — sitesinin — ilişkin olup sözleşmede taahhüt edilen edimlere ilişkindir. Davacı tarafın 17/09/2019 tarihli ihtarnamedeki talepleri mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile irdelenmiş olup bu hususlar ayıp olarak kabul edilse bile ilk kullanımda derhal tespit edilebilir derecede açık ayıp olarak nitelendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf sadece —- tarihli ihtarnamede —– verilmediği ifade edilmiş ve akabinde 21/10/2019 tarihinde çekilen ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğinin davalı tarafa ihtar edildiği anlaşılmıştır. Davalının sözleşmede öngörülen şekilde —-tamamlanmadığından bahisle davacının, davalıyı temerrüde düşürmediği gibi sözleşmeyi de feshetmediği, davacının fesih beyanını 21/10/2019 tarihinde notere bildirdiği, bu tarihe kadar fesih beyanında bulunmadığı gibi sözleşme ilişkisinin kabulünü gösterecek şekilde 17/09/2019 tarihli ihtarnameden anlaşılacağı üzere davalıdan talepte bulunmaya devam ettiği, sözleşmede kararlaştırılan — hizmetine ilişkin şartların olup olmadığı hususunda sözleşmenin imzalandığı 08/03/2019 tarihinden 17/09/2019 tarihine kadar davacının ayıp ve Borçlar Kanununun genel hükümleri kapsamında sözleşmenin kötü ifasına ilişkin olarak hiçbir girişimde bulunmadığı, Borçlar Kanununda öngörülen ayıp ihbar sürelerine uyulmaması sebebiyle ayıptan doğan hakların kullanılamayacağı, bu durumda davacının— –mevcut haliyle kabul ettiği, dolayısıyla tartışmasız olan iş bedeli bakiyesi– ile ve faizinin davalıdan iadesi talebinde haksız olduğu kanaati ile davanın reddine, davacı takipte haksız ise de kötüniyetli olduğu ispatlanmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin yerinde görülmemesi sebebiyle REDDİNE,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 256,53 TL harçtan karşılanarak bakiye 197,23 TL harcın davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6——ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan—– göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı