Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/360 E. 2021/305 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/360 Esas
KARAR NO : 2021/305
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/02/2020
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından davacı şirkete herhangi bir ödemenin yapılmamış olduğunu, icra takibinde sehven borç miktarından fazla bir tutar icra takibine konu edilmiş olup dilekçe ekindekindeki —– yılı cari ekstresinden anlaşılacağını, asıl borç miktarının —– olduğunu bildirdiğinden bahisle —– Esas sayılı takip dosyası üzerinden borçlunun talep edilen —- asıl alacak ve işlenmiş — faiz olmak üzere toplam ———- kısmına isabet eden itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile davalı şirket arasında ————- imzalandığını, davacının üstlenmiş olduğu görevleri yerine getirmiş olsaydı karşılığını alacağını, taahhüdünü ihale dökümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmediğini, davacının eksik bırakmış olduğu işleri başka firmalara yaptırıldığı, davalı şirket tarafından — tarihinde ihtarname göndermiş olduğunu, davacı tarafın bu ihtarnameye —— tarihindeki ihtarı ile “davalı şirket ile aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı, bu nedenle yaptırılan işlerin rücu edemeyeceği” gerekçesiyle iade etmiş olduğunu, ——–tarihli ihtarname ile davacıya gönderilen faturaların kesilmiş olduğunu, davacının söz konusu yansıtma faturalarını iade etmiş olduğunu, davacının ihtarname ile ticari ilişkinin bulunmadığını beyan ettiği ve buna karşılık icra takibini başlattığını davacı tarafın icra takibinde yanlışlık yapmış olduğunu beyanla ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
——– sayılı dosyası, dosyamız arasına alınmış, tetkik edilmiştir.
İcra dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine toplam —- toplam alacak üzerinden ilamsız icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun —– tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiği, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle; takibin —- üzerinden devamı ile davalının mütemerrit olduğu nazara alınmak suretiyle —– takip tarihinden itibaren davacı asıl alacağı —- davacı talebi doğrultusunda TTK 1530/7 kapsamında —-tarafından belirlenen gecikme faiz oranları ————- üzerinden faiz tahakkukunun uygun olacağı, davacının TTK 1530/7 talebini u yugun bulmaması halinde ise davalı tarafın TBK. m 117 uyarınca mütemerrit olması gerektiği ancak dosya içeriğinde davalının ———— temerrüdüne ilişkin herhangi bir vesaikin bulunmadığı nazara alındığında davalının ——- Takip tarihi itibari ile mütemerrit olacağı, Bu itibarla işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmayacağı, takip öncesi temerrüt oluşmadığı kanaatine ulaşması halinde ise davacının takip tarihi itibari ile iş bu davda talep ettiği —– faiz talebinin reddedilmesi gerektiği, davalının davacı tarafa —– tarihinde tanzim ettiği yansıtma faturalarının içeriğinin Sayın Mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde söz konusu faturaların toplam —— kısmının davacının hesaplanan alacağından mahsup edilmesi gerekeceği, davalının iş bu davaya konu icra takibinden sonra ——-Sayılı dosyasına davacı adına yaptığını iddia ettiği —— ödeme ile ilgili hususun ise icra müdürlüğü tarafından yapılacak kapak hesabında dikkate alınması gerektiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava: taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince oluşan bakiye alacağın tahsili için girişilen takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından dosyamız mali müşavir bilirkişi ve inşaat bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor aldırılmış bilirkişi ——— havale tarihli raporunda: dava dosyası ile tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde, taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan fatura ile muhteviyatındaki malların davalı şirkete teslim edildiği, tarafların ticari defterleri ve dava dosyası kapsamına göre, dava konusu alacağın dayanağı olan fatura bedeline istinaden takip tarihi itibariyle davacı şirketin ———–tutarında davalı şirketten asıl alacağının olduğu hususunda kanaat bildirmiştir.
Taraflar arasında anlaşmanın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde eser sözleşmesi ile ilgili hükümleri düzenlenmiştir. Eser sözleşmelerinde, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek (TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1). Kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır.
Davacı taraf işi tamamlayıp teslim ettiğini, taraflarına ödenmesi gereken ödemelerin ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı ise sözleşme varlığını kabul etmekle birlikte davacının işleri yarım bıraktığını iddia etmiştir.
Davacı defterlerine göre davalıdan cari hesap alacağının —- olduğu, davalı defterlerine göre ise davacı adına ———-faturası düzenlenerek davacı tarafa ihtarnamenin çekildiği taraf defterleri arasındaki mutabakatsızlığın bu iki faturadan kaynaklandığı görülmüştür.
Davacı tarafından cari hesaba dayanak oluşturulan faturaların davalıya ulaştığı, davalı şirketin ticari defterlerine hiçbir ihtirazı kayıtta bulunulmadan kaydedildiği ve bu faturalar ile faturanın içeriğine sekiz gün içinde itiraz ya da iade edilmediği anlaşılmaktadır.
———–sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. ——- Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zaman aşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Bu yasal düzenleme ve içtihat karşısında da faturayı aldığını kabul eden davalının sekiz gün içinde itiraz ya da iade etmediği sabit olduğundan fatura muhteviyatı hizmeti almadığını ispat külfetini üzerine almış olmaktadır.
Bunun yanında ——– eser sözleşmesi fesih ya da başka bir nedenle ortadan kaldırılmadıkça, sözleşme imzalandıktan sonra, sözleşme kapsamında yapılan işlerin yüklenici tarafından yapıldığı karine olarak kabul edilir. Ancak bu karinenin aksi savunulup ispat edilebilir.
Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle davalının işin yarım bırakıldığı savunması irdelenmiştir. Sözleşme konusu işin tamamlandığı ihtilaf konusu olmadığından yerinde bilirkişi marifetiyle yapılan incelemelerin bu iddia bakımından değerlendirilemeyeceği anlaşılmıştır. Davalı işveren işlerin yarım bırakıldığını ileri sürmüş ise de işin hangi tarihte bırakıldığı açıklanmadığı gibi bırakıldığı zamanda herhangi bir tespit yaptırıldığı, nama ifaya izinle ilgili talepte bulunduğu ya da ihtar gönderildiği de iddia edilmemiştir. Eksik işlere ilişkin bir rapor ya da tutanak ibraz edilmemiştir. Davalı tarafından davacı tarafından düzenlenen faturaları kendi defterine kaydettikten —- sonra yansıtma faturasının —– tarihinde düzenlediği, —— tarihinde ihtarnamenin çekildiği bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır. Davacı yüklenici tarafından düzenlenen faturalar da kabul edilmiş olup bu faturalara da sekiz günlük süre içinde itiraz edilmediğinden karine olarak, sözleşme konusu işin davacı tarafından yapıldığının kabulü gerekmektedir. Davalı taraf cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmamış olup davalı tarafın savunmasını kanıtlayamadığı anlaşılmıştır.——–
Yukarıda açıklanan tüm nedenler karşısında davacının icra takibine konu ettiği cari hesap ekstresi bedelinden ——– alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafın takipte ayrıca işlemiş faiz isteminin bulunduğu görülmüştür. Bu istemin davaya konu sözleşmede ödeme zamanı ile ilgili özel bir düzenleme yapılmadığından ve davalının dava tarihinden önce temerrüte düşürülmediğinden bu yöndeki talep reddedilmiştir.
Dava ve takibe dayanak alacak cari hesaptan kaynaklı alacak olup talebe konu alacak her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, cari hesap alacağı faturaya dayalı ve likit olduğundan, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş ve açıklanan tüm nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
2-Davalı borçlunun —– sayılı takip dosyasındaki borca yönelik itirazının KISMEN İPTALİ ile takibin —— asıl alacak üzerinden ve takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte DEVAMINA
Dava tarihinden sonra yapılan—– tutarındaki ödemenin infaz aşamasında değerlendirilmesine,
3-Davacının işlemiş faize ilişkin isteminin reddine,
4-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen asıl alacak miktarı olan 119.716,97-TL üzerinden %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 8.177,87 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 541,65 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 3.431,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 541,65 TL peşin harç ve 7,80 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 603,85 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 86,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.686,00 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %96,79 oranında olmak üzere 1.631,88 TL’ sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 15.323,11 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 3.972,80 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
11-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
12-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/03/2021