Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/35 E. 2022/594 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/35 Esas
KARAR NO: 2022/594
DAVA: Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/01/2020
KARAR TARİHİ: 20/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında—- imzalandığını, sözleşmeye göre proje bedelinin ödenmesine müteakip tasarıma dair tüm hakların iş sahibi müvekkiline geçeceğini, müvekkilin işin bedeli olarak karşı tarafa —- ödeme yaptığını, sözleşmenin ödeme ile birlikte uygulama alanı bulduğunu, davalı tarafın sözleşme kapsamında, müvekkilinin iş yerindeki paslanmaz bira borularının uygulamasını yaptığını, davalı tarafından yapılan tasarımın başka yerlerde de kullanılmasının, müvekkilinin ayırt edici özelliğini ortadan kaldırdığını, davalı tarafın sözleşmeye aykırı hareket ederek, davacıya özgü olan paslanmaz boruların içerisinden biranın geçirilmesi fikrini, başka uygulamalarda da kullandığını ifade ederek sözleşme bedeli olan —–tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiz ile birlikte tahsilini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıya — adresinde yer alan mekanın iç mimari tasarımının yapılması ve çizimlerinin yapılarak davacıya teslim edilmesi karşılığı davacı taraf ile —-olarak anlaştıklarını, süreç devam ederken çizimi yapılmış projenin uygulama teklifinin davacı tarafa sunulduğunu, fakat davacı tarafın uygulama teklifini kabul etmediğini, davacı şirketin müvekkili şirkete ödemesi gereken—– proje ücretini ödemediğini, davacı şirketin sözleşme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkili şirketin sözleşme tarihinden sonra hiçbir projede, davacının projesinde yer alan tasarım ile aynı veya bütünü ile karıştırmaya yol açacak kadar benzer bir proje yapmadığını, davacının iddiasının aksine kullanılan bira borularının, davacının mekânından önce farklı mekanlarda zaten kullanıldığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında kurulan eser sözleşmesi kapsamında oluşan alacağın tahsili amacı ile açılan davadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan Mahkememizce mahalinde keşif yapılmak sureti ile bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda özetle; ” Davacı taraf için tasarlanmış olunan içeceğin boru ile bar bölümüne taşınarak, borunun ucuna takılan bira musluğu ile servis edilmesi tasarımının, —- adresinde bulunan —- işyerinde de aynı olduğu, davacı taraf için tasarlanmış olunan içeceğin —–sevk edilerek servis edilmesi tasarımının —– adresinde bulunan —— isimli işyerinde de aynı olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 6/a-b maddesine göre, davalı tarafın, —– bedeli davalı tarafa ödenmesinden sonra, —— içinde kullanılan ve fikir mülkiyet niteliğindeki unsurları, sözleşmeye konu konsept ve fikir tasarımı ile aynı veya bütünü ile karıştırmaya yol açacak kadar benzer —- işverenden izin almadan kullanmayacağı ifade edilmiş olmasına rağmen, davalı —- bulunan—–işyerinde de davacı tarafa tasarladığı sistemin aynısını tasarlayarak sözleşmeyi ihlal ettiği, ancak davalı tarafça başka mekanlarda kullanılan tasarımla ilgili davacı tarafça alınmış bir —— alınmadığı, ürünün sadece kendi kullanımında olduğuna yönelik tescillenmiş bir hakkı olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir belgenin yer almadığı, iş bu dava ölçeğinde taraflar arasında yapılan sözleşmenin bağlayıcı olduğu değerlendirilmesi sonucunda davacının davalıdan —- dava tarihi itibariyle — asıl alacak ve —– tutarınca avans faiz isteminin mümkün bulunduğu, davalı tarafın, taraflar arasındaki sözleşmeyi ihlal etmiş olmasından dolayı, sözleşme bedeli ve avans faizi iade şartlarındaki nihai karar ve takdirin Mahkemeye ait olacağı, davalı taraf iddiası olan —- mekanın——yapılarak çizimlerinin davacıya teslim edilmesi karşılığında —-, taşınmazda yapılacak uygulamanın taraflarına yapılması durumunda ise tasarım hizmetlerinin indirimli olarak —– bedelle yapılacağı konusunda anlaşma sağlanmış olmasına rağmen taşınmazdaki imalat uygulamalarının farklı firmalara yaptırıldığı, buna rağmen sözleşmeye göre taraflarına ödenmesi gereken ———proje bedelinin ödenmeyerek sözleşmeye aykırı davranıldığının beyan edildiği, heyetçe dosya kapsamı bir bütün olarak ele alındığında, tarafların sözleşme yükümlülüklerini karşılıklı olarak ihlal ettikleri değerlendirilmekle beraber bu hususundaki nihai karar ve takdirin Mahkemeye ait olacağı,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen ek raporda özetle; ” Taraflar arasında eser sözleşmesi olduğu, borçlar hukuku bakış açışım ile değerlendirme yapıldığında davalının sözleşmedeki yapmama borcuna aykırı davranmış olduğu, sözleşmeye aykırılık nedeniyle davacının ispatlaması koşulu ile uğradığı zararı talep edebileceği, yoksa ödenmiş sözleşme bedelinin iadesinin talep edilmesinin mümkün olmadığı, davacının uğradığını iddia ettiği zararının ispata muhtaç olduğu, davacının aynı zamanda sözleşme bedelinin tamamını ödememiş olduğu, bu durumda davalının sözleşmeye aykırı davranışından söz edilmeyeceği,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davacı yan davalının—– işyerinde de davacı tarafa tasarladığı sistemin aynısını tasarlayarak sözlemeyi ihlal ettiği iddiasında bulunduğundan, ——- Asliye Ticaret Mahkemesinden Talimat yolu ile mahalinde keşif yapılmak sureti ile bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Talimat Mahkemesince tanzim edilen Bilirkişi heyeti tarafından raporda özetle; ” Davacı tarafından sunulan ——içerisindeki fotoğraflarda yer alan tasarımlar ile—– yer alan tasarımlardan, bira musluklarının takılı olduğu paslanmaz boru sisteminin benzerlik gösterdiği, ancak aynı uygulama olmadığı—– kullanılan bira doldurmak için kullanılan muslukların birbiri ile benzer nitelikte ——- yer aldığı, kullanılan malzeme konusunda net bir bilgiye dosya içinde rastlanmadığı, —— kullanılan paslanmaz boruların krom malzemeden olduğu tespit edildiği,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Talimat Dosyasından mahalinde keşif yapılmak sureti ile alının ek raporda özetle; —- adresindeki iş yerinde yapılan incelemede; —- olarak belirtilen,—- yer alan işyerinin, isminin değişikliğe uğradığı —- isimli bir işyeri olduğu, ancak kepenk-panjurunun kapalı olduğu görülmüştür. bina görevlisi beyanı ile —–olarak işletilen iş yerinin isim değişikliği ile—– dönüştüğü, iki işletmenin de aynı kişi tarafından işletildiği ifade edildiği, bina görevlisince açılan —– sonrası içeride tespit yapılabildiği, içeride yapılan tespitte; iş yerinin içinin talan edilmiş, kullanılabilir sağlam bir malzemeye rastlanmamış olup, dava konusu imalatlara ilişkin bir bulguya rastlanmadığı ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma gün ve saatinin —– tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından —- tarihinde usulsüz tebligata ilişkin itirazı ile birlikte cevap dilekçesi sunduğu cevap dilekçesinin süresinden sonra sunulduğu görülmüştür.
Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir..” hükmü
Muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak; maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir.Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün tespiti halinde ise Yönetmeliğin 30.maddesinin 2., 3., 4., 5. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır.
Buna göre, olayda davalıya dava dilekçesinin tebliği sırasında muhatabın çarşıya gitmesi nedeniyle adreste olmadığının —- beyanı ile tespit edildiği, —- imzasının imzadan çekinme durumunun da belirlendiği görülmektedir. Diğer işlemlerin de gerçekleştirildiği tespit edilebilmektedir.—– tarihinde yargıda sürelerle ilgili alınmış bir kararın olmadığı, davalının evden çalışma halinin tebligatı usulsüz hale getirmeyeceği, davalının kapıya —– nolu fişin kapıya yapıştırılmadığı iddiasının soyut beyandan ibaret olduğu anlaşılmakla bu hali ile tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Kanunun 21/1. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30.maddesi hükümlerine uygun yapıldığının kabulü gerekmiştir. Dolayısıyla davalının cevap dilekçesinin süresinden sonra sunulduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafın —— işyerinde keşif talebi de usulüne uygun cevap ve delil listesi bulunmadığından kabul görmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Eser sözleşmesi taraflara karşılıklı haklar ve borçlar yükleyen bir iş görme akdidir. Yüklenici yapımını üstlendiği eseri sözleşmeye teknik ve sanatsal kurallara ve amaca uygun olarak imal edip iş sahibine teslim etmekle, iş sahibi de kararlaştırılan bedeli ödemekle mükelleftir. Eser yüklenicinin sanat ve beceriyi gerektiren emek sarfıyla gerçekleştirdiği bir sonuçtur. Eser sözleşmelerinde; yüklenici sadakat ve özen borcu gereği eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek zorundadır.
Türk Borçlar Kanununun 113. Maddesinde; “Yapma borcu, borçlu tarafından ifa edilmediği takdirde alacaklı, masrafı borçluya ait olmak üzere edimin kendisi veya başkası tarafından ifasına izin verilmesini isteyebilir; her türlü giderim isteme hakkı saklıdır.
Yapmama borcuna aykırı davranan borçlu, bu aykırı davranışının doğurduğu zararı gidermekle yükümlüdür.
Alacaklı, ayrıca borca aykırı durumun ortadan kaldırılmasını veya bu konuda masrafı borçluya ait olmak üzere kendisinin yetkili kılınmasını isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Eldeki davada taraflar arasında ——–tarihinde davacıya ait iş yerinde tasarım yapılmak üzere eser sözleşmesi imzalanmıştır. Yapılan keşif, dosya kapsamı ve taraf beyanları ile davacının iş sahibi, davalının ise yüklenici olduğu, yüklenicinin sözleşme kapsamındaki tasarımları yaparak eser sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüğünü yerine getirdiği noktasında bir ihtilaf yoktur. Taraflar arasındaki sözleşmenin Fikri Mülkiyet Hakları başlıklı 6. Maddesinde davacının iş yerine yapılacak tasarımların davacının yazılı onayı olmadan işlenemeyeceği, çoğaltılamayacağı, yayılamayacağı, temsil suretiyle faydalanılamayacağı, işaret, ses ve görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletilemeyeceği, kopyalanamayacağı, iş sahibinin kendisi veya üçüncü bir kişi tarafından tasarımlara dayanılarak vücuda getirilemeyeceği hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm ile davalı yüklenici sözleşme ile bir yapmama borcu altına girmiştir. Yapmama borcunun ihlali halinde sözleşme kapsamında düzenlenmiş bir cezai şart bulunmamaktadır. Her ne kadar teknik bilirkişi raporları ile davacının iş yerinde davalı tarafından uygulanan tasarımların davalı tarafından dava dışı ——-da uygulanması suretiyle ihlal edildiği tespit edilmiş ise de yapmama borcunun yüklenici tarafından ihlali halinde sözleşme bedelinin iş verene iade edileceğine dair bir düzenleme bulunmaması, sözleşmeden dönülmesi halinde sözleşme bedelinin iadesinin istenebileceği, davaçının sözleşmeden dönmesinin bulunmaması sebebiyle davacının sözleşme bedelinin iadesi talebinin kabulü mümkün görülmemiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede yapmama borcunun ihlali halinde özel bir düzenleme bulunmaması sebebiyle TBK’nun 113. Maddesinde yer alan genel hükümler dikkate alındığında da yapmama borcununa aykırı davranılması halinde bu aykırı davranışın doğurduğu zararları borçlu gidermekle yükümlü kılınmışsa da davacı tarafın yapmama borcunun ihlaliyle doğmuş zararlarını somut delillerle ispat edemediği görüldüğünden davanın reddine verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur .
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 906,82 TL harcın mahsubu ile artan 826,12-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———— Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022