Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/347 E. 2022/215 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/347 Esas
KARAR NO : 2022/215

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari bir alım’satım ilişkisi kurulduğu; farklı tarihlerde verilen siparişler üzerine davacı şirket tarafından, takibe geçilen faturalara konu gerekli teslimatların yapıldığını, teslim edilen mallara ilişkin bedellerin ödenmemesi üzerine—-17/09/2019 tarihinde icra takibi yapıldığını, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu tüm bu nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen davacının dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,—– takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu———takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Davacı tarafın —— ait ticari defterlerinin tasdik mükellefiyetlerinin TTK 64., HMK 222. ile VUK 182. ve 221. Maddelerine uygun olarak tam ve eksiksiz yerine getirildiği, davalı tarafın inceleme gün ve saatinde hazır bulunmadığı, yerine inceleme talebinin de olmadığı, davacı tarafın—- kayıtlı bu yıllara ilişkin faturalar—- formlarıyla beyan edilmesi gereken sınırın altında kaldığı, fatura satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen—- tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli olmadığı, akdi ilişkiyi ve mal veya hizmet verildiğini ispat yükü faturayı düzenleyen tarafta olduğu, — faturaya ilişkin irsaliyeli faturalar incelemeye sunulmuşsa da irsaliyeli faturaların hiçbirinde teslim alan imzasının bulunmaması nedeniyle faturalar karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmemiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı toplam 65.504,06 TL tutarındaki davalı ödemeleri ve iade faturaları aşağıdaki tabloda sunulmuş olup başka bir ödeme yapılmış ise ispat yükü davalı taraf üzerinde olduğu, davacı tarafın usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu, dava konusu icra takibinin dayanağı hesap —- yıllarındaki faturalar ve ödemelerden oluştuğu, toplam 78.938,46 TL tutarındaki —- adet faturanın, davacı şirket tarafından düzenlendiği ve ticari defterlerine kaydedildiği, toplam 65.504,06 TL tutarındaki davalı ödemeleri ve iade faturalarının davacı tarafın kabulünde olduğu faturalar karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmemiş olması nedeniyle 17/09/2019 takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağının tespit edilemediği hususlarını beyan ve rapor etmiştir
Usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafın —-incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu tespit edilmiştir.
Somut olayda akdi ilişkiyi ve mal veya hizmet verildiğini ispat yükü faturayı düzenleyen tarafta olduğu,—- ilişkin irsaliyeli faturalar incelemeye sunulmuşsa da irsaliyeli faturaların hiçbirinde teslim alan imzasının bulunmaması nedeniyle faturalar karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmemiş olduğu anlaşılmakla, yemin deliline dayanan davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış, davacı tarafından süresi içerisinde yemin metni sunulmuş, yemin metni davalı şirket temsilcisine tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı taraf yemin için hazır bulunmamıştır.. Hal böyle olunca davaya konu iş bu faturalar yönünden davacının mal ve hizmet verildiği yemin delili ile ispatlanmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE,
2-Davalının —- takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar harcı 911,49 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 161,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 750,33‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 161,16 TL peşin harç olmak üzere toplam 215,56 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.001,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — göre belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9—–arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.