Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/337 E. 2020/234 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/337 Esas
KARAR NO : 2020/234

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2020
KARAR TARİHİ : 16/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sabit olan alacağının tahsili için ,İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, muhatap borçlu davalı tarafından borcun tamamına itiraz edildiğini, davalı borçlu şirketin ticari ikametgah adresinin ipsala ilçe sınırında olmasından bahisle yetkiye ilişkin itirazda bulunduğunu, HMK.nun 10. Maddesi gereği sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edildiği yer mahkemesinde açılabileceğini, TBK.nun 89/1 maddesinde borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir hükmünün bulunduğunu, icra takibi konusu alacağın müvekkil ve davalı borçlu şirket arasında bulanan cari hesap dökümü ile sabit olduğunu beyanla Davanın kabulü ile, davalı borçlu şirket icra dosyasındaki takibin iptali ile takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada öncelikle yetki itirazlarının olduğunu, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemelerde açılacağının düzenlendiğini, taraflar arasında —– tarihli sözleşmede münhasır yetki sözleşmesinin mevcut olduğunu, tarafların tacir olduğunu, HMK.nun 17. Maddesi gereği yapmış oldukları sözleşmenin geçerli olduğunu, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında kurulan sözleşme gereği ticari ilişki içerisine girildiğini, sözleşme gereği davacı tarafın müvekkil şirketten ———–karşılığında satın almayı ve bedellerini de çek vermek sureti ile ödemeyi tahhüt ettiğini, davacı tarafın söz konusu sözleşme ile almayı taahhüt ettiği pirin miktarının—– pirinç aldığını ancak sözleşmede taahhhüt altına girmiş olduğu 1.171,860 kg pirinç taahhüdünü yerine getirmediğini ve taahhüt ettiği ürünlerin tamamını almayacağını beyan ettiğini, ayrıca satın alınan pirinçlerin bedeli karşılığı müvekkil şirkete vermiş oldukları çeklerin vadelerinin de ötelenmesini talep ettiklerini doğacak olan vade farkını müvekkil şirkete ödeyeceklerini beyan ettiklerini, müvekkil tarafından çeklerin vadelerinin ötelendiğini, ötemeden doğan vade farklarının davacı şirket yetkilisinin mail adresine gönderildiğini, ayrıca vade farkı faturasının da düzenlenerek muhataba gönderildiğini, müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını aksine davacı taraftan vade farkı kalacağının bulunduğunun ortaya çıkacağını beyanla, usuli itirazları kapsamında mahkemenin huzurdaki davayı yetkili olmaması nedeni ile davanın öncelikle yetkisizlik nedeni ile reddine karar verilmesini, davacının dava açma yetkisinin olmaması nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini davanın esastan reddi ile, davacının alacağının %20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili, davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle davanın kabulünü talep ettiği; davalı vekilinin ise takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, müvekkilinin davalıya borcu olmaması sebebiyle de davanın reddine karar verilmesini istediği görülmüştür.
İtirazın iptali davasının görülebilmesinin koşulları;hukuki yarar bulunması, kesin hüküm bulunmaması, geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması, usulüne uygun bir itirazın bulunması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılması ve icra mahkemesince itirazın kaldırılmamış olması şeklinde belirtilmiştir.
Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması yönünden ise,öncelikle geçerli bir icra takibi yapılması ve yapılan icra takibine itiraz edilmesi dava şartıdır.
Yetki sözleşmesi başlıklı 6100 Sayılı HMK’nun 17.maddesi; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda; taraflar arasında imzalanan 23/08/2016 tarihli satış sözleşmesinin 5. Maddesinde sözleşmeye dayalı uyuşmazlık durumlarında İpsala mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunun bildirildiği, her iki tarafın tacir olması, kesin yetkinin olmaması da nazara alınarak taraflar arasındaki yetki sözleşmesinin geçerli olduğu; davacı tarafından yetkili icra dairesi olan —-dairesinde icra takibi yapılmadığı,davalının süresi içinde yetki itirazında bulunduğu ve yetkili icra dairelerinin İpsala İcra Daireleri olduğunu belirttiği, davada yetkili icra dairesince davalıya ödeme emri gönderilmediği anlaşılmakla dava şartı yokluğundan ( Yargıtay —–. HD. —– Sayılı Kararı ) davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/2. fıkrası gereğince icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2. fıkrası gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.064,11 TL harcın mahsubu ile artan 1.009,71 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli – esaslara göre belirlenen 3400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı İflas masası vekili ile davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.