Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/335 E. 2022/360 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/335 Esas
KARAR NO: 2022/360
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2018
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketçe güvenliği sağlanan müvekkili şirketçede sigortalı bulunan işyerindeki hırsızlık olayı nedeniyle meydana gelen kaybın müvekkili tarafından ödendiğini, bu ödemenin davalının kusuru nedeniyle meydana gelen olay sebebiyle yapıldığını, bu sebeple yapılan ödeminin davalıdan tahsili için başlatılan ——- sayılı takip dosyasından icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, yapılan arabulculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla; davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;—- hakkında yaptığı ilamsız takibe ilişkin ödeme emrinin müvekkiline —- tarihinde tebliğ edildiğini, Müvekkilinin karşı taraf ———- doğmuş ve doğacak herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirket ile yapılan sözleşmenin danışmanlık ve yönlendirme hizmetleri sözleşmesi olduğunu, davacının iddia ettiği gibi —– müvekkili şirketin — hizmeti vermediğini, —— dava dışı—-tarihinde —– yapıldığını, söz konusu sözleşme incelendiğinde Müvekkili Şirketin yükümlendiği —–hırsızlardan korumak amaçlı bir güvenlik hizmetinin söz konusu olmadığını, olay sonrası ifadesi alınan —– kaynakları müdürü şantiyenin özel güvenlik görevlilerince korunduğunu belirttiğini ancak hangi şirketin —- hizmeti verdiğini belirtmediğini beyanla; Davanın reddine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ——— takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buluduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda özetle; ” Davalı —– adı altında verdiği hizmetin güvenlik hizmeti olduğunu, Dava Dışı ——– varlıkların korunması yönünde, yeterli sayıda personeller ile teknik ve fiziki yönden önlemleri almış olduğu ancak İşveren olarak, özel güvenlik hizmetinin yasal prosedürlerin tamamlanmasından sonra, ——-doğrultusunda özel güvenlik hizmet sözleşmesi yapmadığı yönüyle özensiz davrandığını sonuç olarak; Meydana gelen hırsızlık olayında meydana gelen hasardan davalı firmanın sorumlu olabileceği, davacı sigorta şirketinin ödemesini dayandırdığı sigorta poliçesinin meydana gelen hırsızlık nedeni ile oluşan hasarın teminat altına kaldığı, geçerli bir poliçe olduğu, meydana gelen hasarın, poliçe şartlarına uygun olarak hesap edildiği, Dosyada geçerli bir ödeme belgesi mevcut olmadığından, halefiyetin bu şart yönünden eksik olduğu, Şartları eksik olan halefiyete dayanarak davacının,———- dosya ile başlatılan takibe, davalının vaki itirazının yerinde olacağı; ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Meydana gelen hırsızlıkta oluşan zararın tespiti için bilirkişi heyeti tarafından alınan raporda özetle; “Hırsızlığın meydana geldiği — tarihi itibariyle, çalınan malzemelerin, piyasa rayiç bedelinin —– olduğu,” şeklinde rapor sunulmuştur.
—– tarihli duruşmada davalı tanıkları dinlenmiştir.
Tanık — beyanında özetle; Dava dışı —- müşterisi olduğunu, — bulunmadığını, —– girişte gelen kamyonun plakalarını not etmekte ve yönetime bildirdiğini, yönetimde bu plaka bilgilerine göre hakedişlerin tespit edildiğini, ———- bulunduğunu, personel olarakta iki kişi çalıştığını, birisi satış ofisinde gelenleri karşıladığını, diğerinin de gelen kamyon plakalarını not ettiğini, güvenliği sağlayan hiçbir firma bulunmadığını beyan etmiştir.
Tanık — beyanında; — bulunan —— gözetmen olarak çalıştığını, hırsızlık olayının yaşandığında orada bulunmadığını, güvenlik kameralarına kendisinin baktığını, giren çıkanın kontrolünü de kendilerinin sağladığını, kendisinin —personeli olduğunu, bildiği kadarıyla — güvenlik için ruhsat izni de bulunmadığını,——olarak çalıştıklarını, güvenlik konusunda gündüz ve gece vardiya sistemi ile çalıştıklarını, karşılama işinin de yine kendi üzerlerinde bulunduğunu, şantiyedeki danışma karşılama ve güvenlik —çalışanları olarak kendi sorumluluğunda bulunduğunu, — konusunda kendilerinden başka görevli kimse bulunmadığını, —-yapının kendilerinden istediği hususun bulunduğunu, şantiye alanına giren kamyonların ön plakalarını not etmelerini istediğini, olay gerçekleştiğinde de olay anında görevde bulunan güvenlikten sorumlu iki kişiden birisi plaka yazdığını, diğerinin de plaka okuduğunu, olayın sabaha karşı gerçekleştiğini,—– kendilerine —- itibaren harfiyat kamyonlarının gelebileceğinin söylediğini, güvenliğe ilişkin bir kimlik kartının bulunmadığını, güvenlik olduğuna ilişkin güvenlik kıyafetinin bulunduğunu, güvenlik olduğuna ilişkin herhangi bir yaka kartının bulunmadığını beyan etmiştir.
Yapılan yargılama, iddia-savunma, dosya arasına ibraz olunan bilgi ve belgeler, celbedilen kayıtlar, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğinden; davacı sigorta şirketine inşaat tüm riskler sigorta poliçesi ile dava dışı sigortalı —— tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında sigortalı işyerindeki kablo, projektör ve muhtelif inşaat malzemelerinin çalındığı anlaşılmış, sigortalısına ödemede bulunan davacı, ödediği——– işlemiş faizi sigortalısının halefi olarak davalı güvenlik şirketinden talep etmiştir,
Kişi kurum ve kuruluşların kendi bünyelerin de özel güvenlik birimi oluşturmaları veya herhangi bir özel güvenlik şirketinden hizmet satın almak sureti ile özel güvenlik hizmetlerini sağlayabilmeleri için bulunduğu ilin —————– izni almış olmaları gerektiği,— Kişilere koruma ve ve güvenlik verebilmeleri için —— almaları gerektiği,
Somut olayda; —— tarihli cevabi yazısında davalının özel güvenlik şirketi faaliyet izin belgesinin bulunmadığı, bu itibarla 3. Kişilere —- sağlayabilmesinin — mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı tanığı olarak dinlenen davalı çalışanı ——- beyanın karşılama güvenlik işini yaptıklarını ve vardiya sistemi ile çalıştıklarını, güvenlik konusunda kendilerinden başka kimsenin olmadığını biyen ettiği görülmüştür.
Belirlenen bu olgular tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; sigortalının özel güvenlik faaliyet belgesi olmayan davalı ile şantiyenin güvenliğini karşılama personelleri ile sağlamasının mümkün olmayacağı, bu durumu sözleşmeyi imzalayan tarafların bilmesi gerekeceği, ayrıca davacının özel güvenlik izni, davalı şirketinde özel güvenlik faaliyet iznini bulunmadığı hususları da gözönüne alındığnda, hırsızlık olayının meydana gelmesinde her iki tarafında kusurlu oldukları, davalıya atfedilebilecek kusurun %70, sigortalıya atfedilebilecek kusurun ise %30 olabileceği kanaat ve netiesine varıldığından —-davacının ödediği miktardan kusur indirimi yapıldıktan sonra kalan —– tazminat yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının—— Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin —– asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, işlemiş faiz talebinin ve fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 2.708,51 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 655,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.052,71 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 655,80 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 691,70 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 298,20 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.098,20 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.262,36 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığını,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.947,56 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 963,89 -TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 356,11 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022