Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/318 E. 2021/994 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/318 Esas
KARAR NO: 2021/994
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/02/2020
KARAR TARİHİ: 17/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile borç toplamı —– bedelli çek ile icra takibi başlatıldığını müvekkil firma işbu takip konusunda imzaya itaraz ettiğini——- sayılı kararı ile itirazın süresinde olmaması nedeni ile reddedildiğini, dava konusu çekin müvekkil yetkilileri—— olmadığını, müvekkil firmanın firma yetkililerinden habersiz olarak piyasaya bu şeklide imzaları firma yetkilerine ait olmayan bir çok çeki dağıttığını, müvekkil firmanın yapılan icra takipleri neticesinde firma çeklerini bu şekilde piyasaya dağıldığından haberdar olduğunu tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulü ile müvekkilinin davalı tarafa ———– ya da başkaca herhangi bir borcunun bulunmadığının ve borçlu olmadığının tespitine , müvekkil firma yönünden takibin iptaline, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine müvekkili hakkındaki icra takibinin ve haciz işlemlerinin durdurulması için ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf, çekteki imzanın şirket yetkililerine ait olmadığını iddia ettiğini bu hususun bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını, davacının kötü niyet tazminatı talebinin müvekkil davacıdan sonraki 3. Ciro olduğu için imzanın davacının el ürünün olup olmadığının bilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin çeki ciro ile aldığını, davacı ile müvekkili arasında iki ciranta daha bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığı için müvekkil aleyhine yargılama giderleri ile vekalet ücreti konusunda hüküm kurulmaması gerektiğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; dava konusu———- atfen atılmış keşideci imza ile şirket yetkilisi ——- mevcut karşılaştırma imzaları arasında yapılan karşılaştırmada; başlangıç hareketlerinde, bitiş hareketlerinde, ara gramalarında farklılıklar görüldüğü, genel ——– tanı unsurlarından; ——– bakımından değerlendirildiğinde; inceleme konusu senetteki imzanın —– ürünü olduğunu gösterir nitelikte ve yeterlilikte bulgu saptanmadığı, yine dava konusu çekin —– atılmış keşideci imza ile şirket yetkilisi —– mevcut karşılaştırma imzaları arasında yapılan karşılaştırmada; baştangıç hareketlerinde kısmi benzerlikler, bitiş hareketlerinde ve ara gramalarında farklılıklar görüldüğü, genel kabul görmüş karakteristik tanı unsurlarından; işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından değerlendirildiğinde; inceleme konusu çekteki imzanın —–eli ürünü olmadığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi tarafından —- ait imza, yazı asılları,—– tarihli—–mukayese belgeler,——— bedelli bir adet çekin bilirkişi incelemesinde değerlendirildiği anlaşılmıştır.
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı aleyhine bono dayalı icra takibi yapıldığı, davacının icra takibine konu çekteki imzasının şirket yetkilisine ait olmadığını savunduğu, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu çekin imzanın davacı şirket temsilcilerinin el ürünü çıkmadığı, davacı şirketin davaya konu çekte keşideci, davalının ise ——- konumunda gözüktüğü, davacı şirketin çekteki imzanın sahte olduğunu iddia ettiği, senedin sahte olması senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup mutlak defi niteliğinde olduğu ve her hamile karşı ileri sürülebileceği, bu nedenle davalının iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceği, çekteki imzanın davacı şirket temsilcilerine ait olmadığı tespit edilmekle davaya konu çeke dayalı yapılan icra takibinden dolayı davacı tarafın davalı tarafa borcu olmadığının tespitine, öte yandansa davalının takipte kötü niyetli olduğunu ispat yükü; davacının ——üzerindedir. açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davacının, davalının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. Bu nedenle de davacı tarafın kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davaya konu uyuşmazlık zorunlu arabuluculuğu tabi davalardan olmadığından ; zorunlu yargılama giderin niteliğinde bulunun arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazineye irat yazılması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, ——– bedelli, keşidecesi davacı şirket olan çek nedeniyle başlatılan icra takibinden dolayı davacının davalıya borcu olmadığının tespitine,
2-Koşulları bulunmadığından davacının kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
3-Karar harcı 3.415,50 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,62‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 853,88 TL peşin harç olmak üzere toplam 908,28 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.068,35 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre ———–Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/12/2021