Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/315 E. 2021/685 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/315 Esas
KARAR NO: 2021/685
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/02/2020
KARAR TARİHİ: 14/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı — davalı borçlu — arasında—imzalandığını, davalı borçlunun mezkür sözleşmeyi müşterek borçlu ve — limitli müteselsil kefil olarak imzaladığını, buna bağlı olarak davalı borçlunun kefili ve müşterek borçlusu olduğu şirkete hesap açıldığını, — numaralı —-ı kredili mevduat hesabı kullandırıldığını, davalı borçlu ve dava dış—- sözleşmeyle üzerine düşen yükümlükleri gereği gibi yerine getirmediğini, Davalının kullanımına sunulan kredi hesapları ve dava dosyasına delil olarak sunulacak ekstrelerde de yer aldığı şekilde davalı borçlunun borcunu ödemediğini, süre içerisinde de vadesi gelen borca temerrüt faizi uygulanmaya başladığını, müvekkili banka tarafından davalı borçluya kat ihtarnamesi gönderildiğini, ayrıca borçlunun müvekkili bankaya iade edilmeyen çek yapraklarından dolayı gayri nakdi sorumluluklarının bulunduğunu, alacağın tahsili amacı ile——- sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini, yapılan arabulculuk görüşmelerinde sonuçsuz kaldığını beyanla; davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine açılan dava usule ilişkin eksiklikler içerdiğini, ———birlikte bazı davalarda arabuluculuk görüşmesinin sağlanması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Ticari uyuşmazlıklara ilişkin itirazın iptali davaları da bu kapsamda yer almaktadır. Müvekkilin haberi olmadan gerçekleştirilen arabuluculuk toplantısı anlaşamama şeklinde sonuçlandırıldığını, davacı tarafından arabulucuya bildirilen adres ve telefon numaraları müvekkilimin toplantıya katılmamasını istercesine hatalı olarak verildiğini, müvekkil aleyhine başlatılan icra takibiyle gönderilen ödeme emri bizzat müvekkili tarafından tebliğ alınmadığını, davacı banka tarafından müvekkiline gönderilen——numaralı ihtarnamesinin de müvekkilince bizzat teslim edildiğini, davacı tarafın tüm bu adresleri bilmesine rağmen usulüne uygun ilk toplantı davetinin yapılmasına yönelik bir girişimde bulunmadığını, arabulucuya verilen telefon numaralarının hiçbirinin müvekkiline ait olmadığını, bu sebeple toplantı tutanağı yoklukla hükümsüz olduğu için davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin davacı tarafla imzalamış olduğu kefalet sözleşmesinde şekil şartlarına ilişkin eksiklikler bulunduğunu, müvekkile imzalatılan—–oluşan kredi sözleşmesi müvekkiline tam olarak açıklanmadığını, sözleşmenin sadece ilk ve son sayfaları imzalattırıldığını, —- formunun da müvekkiline imzalatılmadığını, sözleşme imzalama süreci adeta oldu bittiye getirilerek, gerekli bilgiler aktarılmadan imzalattırıldığını, müvekkilinin kredi sözleşmesiyle dava dışı —-şirkete kefil olduğunu, söz konusu şirket de ——- devredildiğini, müvekkilinin kefaleti eski şirket ortağında, yeni şirket ortağının yapacağı borçlandırmalardan haberi olmadığı için iyiniyetli müvekkilinin iyiniyetinin yasalarca korunmalı ve kefalet sözleşmesinin hükümleri müvekkil lehine ortadan kaldırılması gerektiğini beyanla, davanın usulden reddine karar verilmesini, mahkeme usul açısından taleplerini kabul etmez ise müvekkilim aleyhine başlatılmış haksız ve hukuki nedenden yoksun davanın reddine,—— dosyasından başlatılan icra takibinin durdurulmasına karar verilmesine, davacı tarafından açılan haksız davanın neticesi olarak tarafı lehine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, dava harç ve masrafları ile avukatlık ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; “İnceleme konusu belgelerde ——–mevcut bir adet karşılaştırma imzaları arasında yapılan karşılaştırmada; başlangıç hareketlerinde, bitiş hareketlerinde, ara gramalarında benzerlikler görüldüğü, genel kabul görmüş karakteristik tanı unsurlarından; işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istifi, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından değerlendirildiğinde; inceleme konusu belgelerde — adına atfen atılmış imzaların elde mevcut — imzalarına benzerlik gösterdiği, dolayısıyla inceleme konusu belgedeki imzaların —-eli ürünü olduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından verilen ek raporda özetle; ” İnceleme konusu kefalet sözleşmesinde yazılar ve rakamlar ile— bir adet karşılaştırma belgesindeki yazılar ve rakamlar incelendiğinde—- farklılıklar bulunduğu, her iki yazı arasında eğim ve yön farklılıkları olduğu, genel kabul görmüş karakteristik tanı unsurlarından; işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, ist doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar bulunduğu saptanması nedeni ile inceleme konusu belgelerdeki yazıların ve rakamların— ürünü olmadığı ” şeklinde ek rapor sunulmuştur.
6098 Sayılı TBK’nın 583. maddesinde kefalet sözleşmesinin, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini, kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesinin şart olduğu düzenlenmiştir.
Dosya kapsamındaki bilirkişi raporu ile, mahkemece uygulamaya esas imza ve yazı örnekleri ile genel kredi sözleşmesindeki imza ve yazılar karşılaştırıldıktan sonra sözleşmedeki kefil adına atılı imzaların davalıya ait olduğu, ancak kefalet limiti, kefalet türü hanesindeki müteselsil ve kefalet tarihi hanesindeki yazılarının davalının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, bu hali ile kefaletin TBK’nın 583. maddesinde belirlenen şekil şartına uygun olmadığı, ortada geçerli bir kefaletin bulunmadığı, dolayısıyla davacı banka alacağından sorumlu olmadığı—— ile davanın reddi yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Zorunlu unsurları davalının elinden çıkmayan ve bu nedenle geçersiz olan sözleşmeye dayanarak takip başlatmasında davacının haksız ve kötü niyetli olduğu kanaatiyle talep doğrultusunda davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.—
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu kanaatine varılarak ve davalının talebi dikkate alınarak asıl alacak olan 72.674,51 TL’nin %20 si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.039,53 TL harcın mahsubu ile artan 980,23-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 11.482,51-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———-Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2021