Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/268 Esas
KARAR NO : 2021/450
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 30/01/2020
KARAR TARİHİ : 28/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı —- taşınması hususunda anlaştıklarını, davalıya ait gönderi dava dışı alt taşıyıcı olan —- yapılan gönderi, varma yeri olan —— ulaştırılmış, ancak davalıdan kaynaklanan nedenlerle malların gümrükten geçişi ile ilgili problemler yaşandığını, —-tarafından el konulduğunu, gönderinin gümrük işlemleri için yapılacak masraflar için —- tarafından davalıdan onay alınmış, davalının onay vermesi ile gümrük işlemleri —– tarafından yapılarak gönderi alıcısına teslim edildiğini, davalı adına gümrük işlemlerini gerçekleştiren —- yaptığı masraflara ilişkin faturayı, bu masrafların asıl muhatabı olan gönderici davalı — kesmesi gerekirken bu tutar müvekkil şirkete fatura edildiğini,—-tarafından müvekkil şirkete kesilen — tutarındaki fatura, müvekkil şirket tarafından kabul edilemeyerek, asıl muhatabının davalı — olduğu beyanı ile faturanın aslı —- tarafından bu kez ilgili faturaya istinaden müvekkil şirket aleyhine—- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, İlgili icra takibine ilişkin gönderilen ödeme emri müvekkil şirketin kapalı olduğu bir saatte ilgili posta memuru tarafından muhtara tebliğ edildiğini, müvekkil şirket icra takibinden — tarihindeki haciz sırasında haberdar olduğunu,, usulsüz tebligat nedeni ile —- dava açılmışsa da ilgili mahkeme tarafından davanın reddedilmesi ile icra takibine konu alacak cebri icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalındığını, İcra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınan alacağa ilişkin faturanın asıl sorumlusu olan gönderici-davalı şirkete müracaat edilmiş, ancak olumlu netice alınamaması nedeni davalı şirket aleyhine —-dosyası ile icra takibi başlatıldığını icra takibine davalı tarafın itiraz ettiğini, itirazın iptali için —- Karar sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, mahkemenin bu kararı nedeni ile takipten sonra ve davadan önce ödenen miktar için—- ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, arabuluculuk görüşmelerinde bir netice alınamadığını, davalıya ait gönderinin taşınmasında müvekkil şirket yalnızca taşıyıcı konumunda olup, davalıya ait gönderi için yapılan gümrük masrafları ve diğer ek masraflarla ilgili herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne itirazın iptaline takibin devamına alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu fatura alacağına ilişkin talep hakkı zamanaşımına uğradığını,—–tahtında verilen kararda da açıkça belirtildiği üzere, huzurdaki dava, taşıyıcının göndericiye karşı açmış olduğu rücuen tazminat davası olduğundan zamanaşımı bakımından 6102 sayılı türk ticaret kanunu’nun zamanaşımı ile ilgili hükmü uygulanacağını, davacı tarafından dava konusu faturanın — tarihinde dava konusu faturanın tamamı — için müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını davacı tarafından dava konusu faturanın —- ödendiğini, davacı tarafından — tarihinde müvekkilimiz aleyhine —- dosyası tahtında itirazın iptali davasını ikame edildiğini, anılan itirazın iptali davasında takip tarihinden önce ödenen — kısım için takibin devamına karar verilmiş ancak takipten sonra ödenen —icra takibi haksız bulunduğunu, bu nedenle davacının faturanın— yapmış olduğu ödemeye ilişkin rücu hakkı — yapmış olduğu ödemeye ilişkin rücu hakkı — zamanaşımına uğradığını, müvekkilimiz ile —- arasında akdi bir ilişki bulunmadığını, davacının kendi riziko sahasından kaynaklanan zararlardan sorumlu olduğunu, davacı taşıma sözleşmesi gereği üstlendiği edimi zamanında ifa edemediğini davacı, bu kapsamda kuşkusuz Ttk. md.875 uyarınca teslimdeki gecikmelerden sorumlu olduğunu, müvekkilimiz ile —- doğmasına sebebiyet olan—- arasında akdi bir ilişki bulunmadığından, dava konusu faturaya konu masraflar davacının riziko sahasında meydana geldiğini, tüm bu nedenlerle davacının faturanın ——- olduğu ödemeye ilişkin rücu hakkı — tarihin de, faturanın —– yapmış olduğu ödemeye ilişkin rücu hakkının —– tarihinde zamanaşımına uğramış olması nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine , davacı tarafın alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından — tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın — tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
—- dosyası, —– karar sayılı dosyası, —– mahkememiz dosyası arasına celp edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan raporda; Tasıma esnasında oluşan zarara davalının hatasının neden olduğunun davalı çalışanı tarafından ikrarı ve kesinleşen ——- kararı ile subuta erdiğinden, oluşan zarar kalemi nedeniyle davacı tarafça ödenen bedel konusunda davacının davalıya rûcu hakkının olabileceği, davacının ödemiş olduğu zarardan toplamda —tutarını rücu edebileceği, bunun –kısmının kesinleşen yargı kararı ile tahsilatı gerçekleştiğinden bakiye kalan— kısmını rücuen talep edebileceği sonuç ve görüşlerini beyan ve rapor etmiştir.
—-sayılı kararının, —– kesinleştiği tarih, akabinde davacı tarafça başlatılan arabuluculuk başvuru aşaması ve davaya konu somut olayda TBK ‘nın 158. maddesinin uygulanması neticesinde davacı tarafın iş bu davayı TTK 855/1 maddesi uyarınca belirlenen zamanaşımı süresi içerisinde açmış olduğu anlaşılmaktadır. —— sayılı kararının, —-neticesinde onandığı dikkate alındığında usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak taşıma esnasında oluşan masrafın , davalı tarafın kusurundan kaynaklandığı tespit edilmekle davacının ödemiş olduğu zarardan toplamda — tutarını rücu edebileceği, bunun — kesinleşen yargı kararı ile tahsilatı gerçekleştiğinden bakiye kalan —- kısmını rücuen talep edebileceği kanaatine varılarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen KABULÜ ile kısmen REDDİNE,
1-Davalı takip borçlusunun—–Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile; —– asıl alacak yönünden devamına, kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren kamu bankalarının aynı yabancı para türünden—- mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranı üzerinden faiz uygulanmasına,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Kabulüne karar verilen asıl alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle İİK’nın 67/2.maddesi uyarınca, kabulune karar verilen asıl alacağın takip tarihindeki —- cinsinden karşılığı takdiren %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine takip tarihindeki —- cinsinden karşılığı,
4- Karar harcı 1.083,21 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 189,06 TL harcın mahsubu ile bakiye 894,15 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 189,06 TL peşin harç olmak üzere toplam 243,46 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.653,75 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.294,60 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL maktu/ nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.033,33 TL’nin davalıdan, 286,67 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/05/2021