Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/261 E. 2023/129 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/261 Esas
KARAR NO: 2023/129
DAVA: Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/01/2020
KARAR TARİHİ: 07/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri ile davalı şirket arasında —- adresinde bulunan tapunun —– tüm —– işlerinin yapılması için — tarihinde anahtar teslim ahşap işleri eser sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre işin bedelinin KDV hariç 760.000,00.- TL. olduğunu, sözleşmenin — maddesine göre işin bedeline karşı—— adresinde bulunan tapunun —- ada 14 parsel de kayıtlı —- Normal kat —- no.lu daire 700.000,00.- TL. olarak kabul edilerek tescilimin yapılmasının kararlaştırıldığını, bakiye kalan iş bedelinin ise davalı şirkete nakten ödemesinin kararlaştırıldığını, neticede bu bedeller alacaklı olduğunu iddia eden tarafa ödendiğini, davalı şirket tarafından şirket yetkilisi aracılığı ile bu taşınmazın aidatlarının —–ayına kadar ödendiğini, işin eksik de olsa yapılmasından sonra davalı şirkete sözleşme ile kararlaştırılan dairenin adına tescili için e- posta üzerinden ve —— yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, bu ihtara davalı tarafından —— yevmiye nolu ihtarnamesi ile olumsuz cevap verildiğini, davalı şirket tarafından davacıdan nakit ödeme alabilmek için önce —– Ticaret Mahkemelerine başvuruda bulunduğunu, iki mahkemeden ret cevabı alınca —– Mahkemelerini yetkili kılmak adına hile ile —– ikametgahı bulunan tanıdıkları bir kişiyi borçlu gibi göstererek ——- sayılı ilamı ile davacılar aleyhine son derece kötü niyetli ve haksız olarak sahte düzmece beyan ve evraklar ile ihtiyati haciz kararı aldıklarını, davalı tarafından —–dosyası yapılan başvurunun ret edildiği, bu defa —– dosyası ile başvuru yapıldığını ve reddedildiğini, davalılar evrakları çıkartıp sahte isimler ekleyerek mahkemeyi yanıltacak beyanlar ile ——– Asliye Ticaret Mahkemesinde davacıların ticari hayatının mahfına sebep olacak şekilde haksız ihtiyati haciz kararı aldıklarını, davalı şirket tarafından borçlu olarak gösterilen —- isimli kişinin ——Asliye Ticaret Mahkemesini yetkili kılmak için dilekçede borçlu olarak gösterildiğini, bu kişinin sözleşme ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, haksız ihtiyati haciz kararının ——-Sayılı dosyası ile işleme konularak davacıların tüm mal varlıkları ile banka hesaplarının haczedildiğini, davacıların ticari hayatında telafisi imkansız yaralar açtığını, bu nedenle 100.000,00.- TL. Manevi tazminata karar verilmesi gerektiğini, davacıların banka hesaplarına haciz gönderilmesi sebebiyle bankalardaki kredi notunun negatife döndüğünü, davacılar tarafından 3. Kişiler kefil alınmak sureti ile —–teminat mektubu alınarak, bankanın teminat vermediği kısım için nakdi teminat bulunarak haksız ihtiyati haczin kaldırılması için ——Sayılı dosyasına İİK 226. Maddesi gereğince alınan karar ile 904.361,14.- TL. teminat mektubu ve 53.116,47.- TL. nakit olmak üzere toplam 957.477,61.- TL. ödendiğini, yapılan bu işlemler için komisyon ücreti ve faiz ödenmek zorunda kalındığını, bu sebeple fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00.- TL. maddi tazminata hüküm kurulması gerektiğini, davalı şirket tarafından mahkemenin ——- dosyasına yatırılan teminatın iş bu dava sebebiyle iade edilmemesi gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğunu, beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00.- TL. maddi, 100.000,00.- TL. manevi zararın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı ——ortaklık ile ———– ve —- işlerinin yapımı hususunda anlaştıklarını, işin öngörülen şekil ve sürede bitirildiğini ve faturalandırıldığını, —- tarihinde faturanın davacı şirkete tebliğ edildiğini, davacıların yasal sürede itirazda bulunmadıklarını, taraflar arasında —- tarihinde düzenlenen tutanak düzenlenerek davalının yükümlülüklerinin yerine getirildiğinin imza altına alındığını, miktar ve hakkediş konusunda mutabık kalınan —- Fatura bedelinin şifahi taleplere rağmen ödenmediğini, 29.08.2019 tarihinde davacılara keşide edilen ihtarnameye rağmen bedelin ödenmediğini, şirketlerinin gereken ücreti alamadığını,——– dosyası yapılan başvurunun mevcut alacağın tam ve kesin olarak bilinememesi sebebiyle reddedildiğini, bu defa —– dosyası ile başvuru yapıldığını, davacının dayandığı faturanın sevk irsaliyelerinin teslim alan kısmında imzanın bulunmadığı, teslim alan imzası olarak ——- kim olduğunun bilinmediği, ürün teslimine yetkili olup olmadığının belirlenemediği gerekçesi ile reddedildiğini, adi ortaklığın ortağı olduğu bildirilen kişi eklenerek ——- Asliye Ticaret Mahkemesinden ihtiyati haciz talep edildiğini, bu kişi yönünden talep ret edilerek davacılar yönünden ihtiyati haciz kararı verildiğini, davalı şirketin maddi ve manevi zarardan sorumlu olmadığını, olacağı varsayılsa bile manevi zarar talebinin fahiş olduğunu, davacıların —– dosyasında bulunan teminatın iade edilmemesi yönündeki taleplerinin hukuki dayanağının bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, tatbik edilen ihtiyati haciz kararı nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın tazminine yönelik olarak tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda özetle; “Davacı ihtiyati haciz nedeniyle dosyaya teminat sunmak için kredi kullandığını iddia etse de dosya içerisinde herhangi bir kredi sözleşmesine rastlanmadığından deliller kapsamında hesaplama yapıldığı, ayrıca yapılan haciz neticesinde ticari itibar kaybına ilişkin maddi bir zarara ilişkin dosya kapsamında bir delile rastlanılmadığı, dolayısı ile davacının maddi zararı haczi kaldırmak için yatırmış olduğu teminat mektubu için yapmış olduğu masraf ile bloke edilen teminat ve nakit tutarı değerlendirememesinden kaynaklanan zarar olabileceği, —— yazısı uyarınca —- seri nolu —— tutarındaki teminat mektubu için —— komisyon ödendiğinin belirtildiği, Kararda haczin kesinleşmesi ile teminatın iade alınacağı belirtildiğinden hesaplamanın bu husus göz önüne alınarak yapıldığı, Mahkemece ihtiyati haczin haksız olduğuna kanaat getirildiği takdirde; Davacının maddi zararının 14.885,74 TL olabileceği, Manevi tazminata ilişkin taleplerin mahkemenin takdirinde olduğu” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından verilen ek raporda özetle; “Mahkemece ihtiyati haczin haksız olduğuna kanaat getirildiği takdirde; Davacının maddi zararının 29.883,24 TL olabileceği, bu bedele dava tarihi itibariyle(29.01.2020) yasal faiz uygulanabileceği(taleple bağlılık ilkesi gereği), manevi tazminata ilişkin taleplerin mahkemenin takdirinde olduğu” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından verilen 2. Ek raporda özetle; Davacının maddi zararının 24.505,74 TL olabileceği, bu bedele dava tarihi itibariyle(29.01.2020) yasal faiz uygulanabileceğiltaleple bağlılık ilkesi gereği), manevi tazminata ilişkin taleplerin mahkemenin takdirinde olduğu” şeklinde rapor sunulmuştur.
H.M.K’nın 399/I. madde hükmüne göre (1) Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür.
(2) Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır.
(3) Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” Yani tedbir talebi bulunan taraf talep tarihinde haksız olacak veya tedbirin gerekleri süresinde yerine getirilmediğinden kendiliğinden kalkmış olacak ya da tedbir itiraz üzerine kaldırılmış olacaktır.
İcra İflas Kanununun 259. maddesine göre ihtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun uğrayacağı bütün zararlardan sorumludur. Alacaklı kusurlu olmasa dahi zarar gören borçluya maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Alacaklının bu kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerlidir. ———
Somut olayda davalı taraf davacı ile aralarındaki eser sözleşmesi sebebiyle doğduğunu iddia ettiği alacağının tahsili için ——- Değişik iş dosyasından ihtiyati haciz talebinde bulunmuş mahkemece ” alacak iddiası ve tutarı yargılamayı gerektirdiğinden ve mal kaçırma iddiasına ilişkin delil de sunulmadığından” talebin reddine karar verilmiş olup aynı alacak iddiası için daha sonra ——Değişik iş dosyası ile başvurmuş bu talep bakımından da ” talep bakımından yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından talebin” reddine karar verilmiş, yine aynı talep için eldeki davaya konu olan ihtiyati haciz talebi —- Asliye Ticaret Mahkemesinden talep edilmiş, —— D. İş sayılı dosyasında davacı yönünden talebin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafın ihtiyati haciz kararına itiraz ettiği, mahkemece 12/12/2019 tarihinde yetki itirazının kabulüne karar vererek ihtiyati haczi kaldırdığı görülmüştür.
Davacı taraf tatbik edilen ihtiyati hacizlerin kaldırılması için bankadan teminat mektubu alınması sebebiyle komisyon ve faiz ödendiğini, vadeli hesabını bozdurduğunu, kar payından mahrum kaldığını iddia ederek maddi tazminat talebinde bulunmuştur. —- yazı cevabında davacının teminat mektubu alabilmek için —— faiz ödediğinin, 3 adet vadeli hesabının bozdurularak bir kısım kardan vazgeçtiğinin belirtildiği görülmüştür.
Davalı taraf —— Asliye Ticaret Mahkemelerince alacağının yaklaşık olarak ispat edilmemesi ve yargılamayı gerektirmesi sebebiyle ihtiyati haciz talebi reddedilmesine rağmen —- Asliye Ticaret Mahkemesinden ihtiyati haciz kararı alıp ihtiyati haczi uygulamıştır. ——– Asliye Ticaret Mahkemesince ihtiyati haciz yetki itirazı sebebiyle kaldırılmıştır. Alacaklı ihtiyati hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun zararlarını ödemek zorundadır. İhtiyati haciz dosyalarına sunulan deliller incelendiğinde ihtiyati haczin şartlarının oluşmadığı, yaklaşık ispatın gerçekleşmediği görülmektedir. Davalı taraf iki ayrı mahkemeden ihtiyati haciz talebinin reddine rağmen yetkisiz ——-asliye Ticaret Mahkemesinden ihtiyati haciz kararı almakta haksızdır. Hal böyle olunca davacının zararlarını karşılamakla mükelleftir. Davacının ihtiyati hacizleri durdurmak için aldığı teminat mektubunun komisyon ve faiz giderine davalı taraf katlanmak zorundadır. Her ne kadar davacı taraf teminat mektubu almak için vadeli hesaplarını bozdurmak zorunda kalıp kardan vazgeçtiğini iddia etmiş ise de mahkememizce ——- vadeli hesapların teminat mektubu alabilmek için bozdurulup bozdurulmadığı açıkça sorulmuş olup bankaca davacının hangi saikle vadeli hesaplarını bozdurduğunu bilmedikleri yönünde cevap verildiği anlaşıldığından davacının vadeli hesaplarını teminat mektubu almak için bozdurduğu hususu ispat edilemediğinden sadece teminat mektubu faiz ve komisyon bedeli yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Haksız ihtiyati haciz sebebiyle kabulün karar verilen tazminatlara haksız ihtiyati haciz tarihinden itibaren faiz işletilebilecektir. Ancak davacı taraf haksız ihtiyati haczin uygulandığı tarihten itibaren faiz uygulanmasını talep ettiğinden talep bağlı kalınarak haksız ihtiyati haczin uygulandığı tarihten itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir ———-
Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının haksız hacizde kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Buna göre;
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. ——-, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa’nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Olayların gelişimi dikkate alındığında haciz işleminin salt davacıya manevi yönden zarar vermek amacıyla yapıldığı, davacının manevi yönden zarara uğradığı söylenemeyeceğinden ve davacının manevi yönden zarara uğradığı ispat edilemediğinden manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 14.885,74 TL maddi tazminatın 29/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- Davacının şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 1.016,84 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.793,14 TL harcı ile 430,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile artan 1.206,30 TL harcın Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.016,84 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 1.071,24 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 148,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 948,10 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 108,66 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın maddi tazminat yönünden reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı manevi tazminat talebi yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 10-3. maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
11-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.360-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 155,87-TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 1.204,13 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —– Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/03/2023