Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/247 E. 2021/553 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/247 Esas
KARAR NO: 2021/553
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2020
KARAR TARİHİ: 21/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle: Davalı —— müvekkil şirket arasında bir ticari ilişki ve bu ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalının bu cari ilişki nedeniyle müvekkile olan borcunu ödememesi üzerine, davalı hakkında ———– sayılı dosyasıyla genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, davalı itiraz ederek takibi durdurduğunu, tüm bu nedenlerle borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen yasal faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, HMK 329/2. Maddesi gereğince, dava açılmasına sebebiyet veren kötü niyetli davalının —– disiplin para cezasına çarptırılmasına ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
SAVUNMA
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——- icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,——- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından —– tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın ——tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Davacı şirket tarafından davalı şirket adına toplam — olan —– irsaliyeli fatura düzenlendiği, irsaliyeli fatura içeriği mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiğini gösteren herhangi bir kaşe, isim ve imza bulunmadığı, taraflar kendi vergi dairelerine gönderdikleri BS/BA formları ile mal ve hizmet sattıklarını veya satın aldıklarına ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadığı, davacı şirketin davalı şirket satışlarının —-hariç tutarının —- altında bulunduğundan —- yılında kendi vergi dairesine bildirmemiş olduğunu, davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre, davacı şirketin —-itibariyle davalı şirketten —- alacaklı durumda bulunduğu, davacı şirket tarafından ibraz edilmeyen irsaliyeli fatura dikkate alındığında, davacı şirketin —- tarihi ve icra takip tarihi olan —– itibariyle davalı şirketten ——alacaklı olduğunu, davacı şirketin davalı şirketi icra takip tarihinden önceki bir tarihte temerrüde düşürdüğünü gösteren somut bir belge sunulmadığından davacı şirketin işlemiş yasal faizi talebinin yerinde olmayacağı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Duruşmada dinlenilen davalı şirket yetkilileri —– tutarında borcumuzun olmadığına ve davaya konu——- Tutarlı faturalarda yer alan malzemeleri şahsen teslim almadığını kendisinin veya şirketi adına hareket eden kişi veya kişilerce teslim alınmadığını, ve bu faturalarda yazılı borçtan sorumlu olmadığını beyan ve yemin etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: Davaya konu irsaliyeli fatura içeriği mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiğini gösteren herhangi bir kaşe, isim ve imza bulunmadığı, bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davalının faturalara konu malları teslim aldığına dair davacı tarafça dosyaya bir delil sunulmadığı, davalı tarafça borç inkar edildiğine göre ispat yükünün davacıya düştüğü, davacının da faturalara konu malların davalıya teslim edildiği hususunu ispat edemediği ve ayrıca davalı şirket yetkilisinin davaya konu malları teslim almadığına ilişkin beyan ve yemin ettiği anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE
2-Karar harcı 59,30 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 158,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 98,83 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Suçüstü ödeneğinden karşılanan —— arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı şirket temsilcilerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2021