Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/232 E. 2022/747 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/232
KARAR NO : 2022/747

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARŞI DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 27/01/2020
KARŞI DAVA TARİHİ : 16/07/2020
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2020
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; taraflarınca müvekkilinin Davalıdan (Borçlu) olan alacağının tahsili için 18.09.2019 tarihinde ——–esas sayılı dosya ile takibe başlandığını, iş bu takibe konu ödeme emri davalıya (Borçluya) 23.09.2019 tarihinde tebliğ edildiğini ve davalının da 26.09.2019 tarihinde icra takibine haksız ve yersiz olarak itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, daha sonrasında ise 25.10.2019 tarihinde—— Bürosunun——- başvuru numarası ile arabulucuya gidildiğini ancak; taraflar arasında anlaşma sağlanamadığından “15.11.2019 tarihli anlaşamama belgesi ” düzenlendiğini ve iş bu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, müvekkili ile davalı ——Ortaklığı ile olan iş ilişkilerine bakıldığında 26.08.2015 tarihi itibariyle ——- bünyesinde yapılmış olan ——İhale Kayıt Numaralı, ——- firmasının alt yüklenici firması olarak, “——- ile mücadele işi için personel ve ekipmanları hizmet Alımı İşinde “ ekte sunulan fatura ve ekstre ile bir sonraki aydan başlanarak aylık düzenli olarak faturalandırılarak ve karşılıklı —– işe ait teminat mektubu komisyonları ve muhasebe ücretleri faturalı mahsuplaştırılarak düzenli bir şekilde işbirlikleri devam ederken, 01.04.2018 tarihinde 20.11.2017 tarihli ve 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 127.maddesiyle 27.06.1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 23 ve geçici 24 üncü maddelerinde belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarında 04.01.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve diğer mevzuat hükümleri uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından çalıştırılanların sürekli işçi kadrolarına işçi statüsüne geçirilmesine ilişkin yasal düzenleme ile hizmet alımında çalışan personellerin——- geçtiğini, ilgili düzenlemeden sonra hizmet işi kuruma geçmesi sebebi ile sadece işe ait olan yazılım kısmı faturalandırıldığını, 26.08.2019 tarihinde bahse konu hizmet alımı iş sona erdiğini, davalı (Borçlu) tarafından cari de ödenmeyen tutarlar alacak oluşturduğunu, iş için toplam da——- çalışan personel sayısı 1 kişi, Müvekkili şirket—— bünyesinde çalışan personel sayısı ise 406 kişi olduğunu, personellerte ilgili tüm harcamaların, Maaş Ödemelerinin, ——- ödemelerinin, iş hekimi, iş sağlığı ve güvenliği, ilk yardım eğitimleri,——-uygulayıcı eğitimleri, tazminat ödemeleri, Kılık Kıyafet, Malzeme, Teçhizat, Müşavirlik hizmetleri yine müvekkili şirket ——- Makine tarafından yapıldığını, kısmi ödemelerin değişik tarihlerde yapıldığını, ödemesi yapılmayan cari tutarlar açısından da iş bu davaya konu takip taraflarınca başlatıldığını, tüm bu nedenlerle davalı (Borçlunun) haksız ve yersiz olarak yaptığı——- Esas sayılı dosyasından yaptığı itirazın iptaliyle takibin devamına, davalının (borçlunun) %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafça yapılan takibin dayanaksız ve haksız olduğunu, müvekkili şirketlerin davacı – karşı davalıya yaptıkları ödemeler dolayısı ile borçlu olmayıp tersine aralarında mevcut sözleşme hükümlerinin uygulanması ile alacaklı durumda olduğunu, dava dilekçesinde de belirtildiği gibi davacı ile müvekkili şirketler arasında 24.08.2015 tarihinde imzalanmış “ALT YÜKLENİCİ SÖZLEŞMESİ” mevcut olduğunu, bu sözleşmeye göre müvekkili şirketler iş ortaklığı yaparak ——- —— sınırları dahilinde——- ile mücadele hizmet alım işini” aldıklarını, davacı ile yapılan “Alt Yüklenici sözleşmesi” ile de bu işin taşeronu davacı-karşı davalı olduğunu, davacı ile ticari ilişkinin 24.08.2015 tarihli sözleşme ile başladığını, davacıya ait ilk faturanın ise 19.09.2015 tarihinde cari hesabına alacak olarak kaydedildiğini, taraflar arasındaki borç alacak ilişkisinin, Alt Yüklenici Sözleşmesi’nin kanuni dayanağı olan Kanun Hükmünde Kararname’nin değiştirilerek, alt yüklenici sözleşmesinin konusu olan hizmetlerin bizzat ilgili belediyelerce yerine getirileceği tarzındaki yeni düzenleme ile sona erdiğini, bu tarihe kadar her iki taraf arasında cari hesap ilişkisi sürdüğünü, davacı-karşı davalı sözleşme gereği hak ettiğini düşündüğü alacak miktarını “ÖZEL” fatura ile müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin, işin devamını ve bitimini hedeflediğinden, gönderilen faturanın mahiyeti ve içerdiği unsurların tetkikini atiye bıraktığını, taraflar arasında olması gereken karşılıklı güven nedeniyle, sorumlu olunan bir ihalenin sağlıklı olarak ve zamanında bitirilmesi öncelikli hedef olduğunu, dolayısıyla birbirlerinden, verdikleri hizmet ve mal ile aldıkları paralar hususunda kılı kırk yaran bir hesap yapma gereğini duymadıklarını, özellikle müvekkillerin, ——- karşı taahhüt ettikleri işin tam ve noksansız bitirilmesini başat hedef saydıklarını, zira müvekkillerinin ihale makamı olan ——-karşı ihale konusu işin mali -hukuki ve sair mesuliyetini taşımakta olduğunu, bu sorumluluk Teminat mektubu verilerek perçinlendiğini, bu yüzden, ihale konusu hizmetin alt yüklenici olan davalı taşeron ile ilişkinin problemsiz yürütülmesi gerekli ve lüzumlu olduğunu, kaldı ki ilişkiyi düzenleyen temel olgunun müvekkillerince davacı arasında var olan Alt yüklenici sözleşmesinin olduğu kuşkusuz olduğunu, faturaların doğal olarak borcun belirlenmesinde ikinci planda kalmakta olduğunu, sözleşmeye aykırı olması halinde düzeltilmesi her zaman mümkün olduğunu, bu yüzden alt yüklenicinin aldığı işi bitirmesini sağlamak ana hedef olunca diğer usuli işlemler teferruat olarak mütalaa edildiğini,bahsi geçen Kanun Hükmünde Kararname’de yapılan düzenleme ile 36 ayda bitecek olan işin fiili süresi 32. ayda sona erdikten sonra taraflar kendilerine göre alacak ve borçlarını hesaplama işine giriştiklerini, bu arada iade faturaları kesildiğini, faturaların iade edildiğini, karşılıklı dekontlar teati edildiğini, müvekkillerinin ——- davacı-karşı davalı ile mevcut ALT YÜKLENİCİ sözleşmesi esas alınarak hak edişlerinin tespiti ile sair borç ve alacak kalemleri de dahil edilerek kesin hesapların yapılmasını istediğini, mali müşavirden rapor alındığını, rapora göre müvekkillerinin oluşturduğu iş ortaklığı davacı-karşı davalı’dan 11.364.751,56 TL alacaklı olduğunu, dolayısıyla, davacı-karşı davalının iddia ettiği gibi müvekkil şirketlerin bir borcu bulunmamakta olduğunu tüm bu nedenlerle davacının tüm talep ve davasının reddine, karşı davann kabulü ile, şimdilik 3.000.000,00 TL alacaklarının davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada, davacı vekili birleşen davadaki dava dilekçesinde özetle; Müvekkili, davalıdan (borçlu) olan alacağının tahsili için 18/09/2019 tarihinde ——- sayılı dosya ile takibe başlandığını, 26/08/2015 tarihi itibariyle ——– bünyesinde yapılmış olan —— İhale Kayıt Numaralı,——alanında kent zararlıları ile mücadele işinde 04/01/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve diğer mevzuat hükümleri uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından çalıştırılanların sürekli işçi kadrolarına işçi statüsüne geçirilmesine ilişkin yasal düzenleme ile hizmet alımında çalışan personellerin ——-geçtiğini, 26/08/2019 tarihinde davalı tarafından cari de ödenmeyen tutarların alacak oluşturduğu için çalışmanın sona erdiğini, toplamda——personelin çalıştırıldığını, takibe konu faturalarda 2018 yılında ——adet fatura ile ilgili firmaya——- yapıldığını, kısmi ödemelerin değişik tarihlerde yapıldığını beyan ederek, davalının %20 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine masraf ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili şirketler arasında 24/08/2015 tarihinde imzalanmış Alt Yüklenici Sözleşmesinin mevcut olduğunu, davacı ile ticari ilişkinin 24/08/2015 tarihli sözleşme ile başladığını, davacıya ait ilk fatura ise 19/09/2015 tarihinde cari hesabına alacak olarak kaydedildiğini davacı şirketin sözleşme gereği hak ettiğini düşündüğünü alacak miktarının özel fatura ile müvekkile bildirdiğini, Kanun Hükmünde Kararnamede yapılan düzenleme ile 36 ayda bitecek olan işin fiil süresi 32 ayda sona erdikten sonra tarafların kendilerine göre alacak ve borçlarını hesaplama işine giriştiklerini, bu zaman zarfında faturaların kesildiğini, davacı tarafından aynı sözleşme ilişkine dayanılarak——-Esas sayılı dosyasının başka bir takipte bulunulması ve ve o takibe karşı itiraz edilmesi üzerine——Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davasının açıldığını, davacı şirketin müvekkil şirketlerden herhangi bir alacağının olmadığını beyan ederek her iki dava dosyaları arasında fiili ve hukuki irtibat bulunması nedeniyle dava dosyasının ——– Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce; ilgili Ticaret Sicil Müdürlüklerinden tarafların ticaret sicil kayıtları, İlgili Vergi Dairesi Müdürlüklerinden tarafların 2015-2019 yılları arası ——-formları celp edilerek incelenmiş, davacı/karşı davalı ve birleşen dosya davacısı şirketin adresinin —— olması nedeniyle ——- Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmış, davalı/karşı davacı ve birleşen dosya davalısı şirketlerin defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişilerce rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiş ve tarafların itirazları doğrultusunda mahkememizce dosyanın kök raporu düzenleyen mali müşavir bilirkişi ile birlikte Kamu İhaleleri konusunda uzmanlığı bulunan nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
——-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——- esas sayılı dosyası mahkememizin ——– esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
Asıl dava, —— İcra Müdürlüğünün ——–Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali, karşı dava alacak, birleşen dava ise ——- Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir eda (alacak) davasıdır. Yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Takip alacaklısı tarafından takip borçlusuna karşı açılır. Borçlu bu davaya karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Borçlu cevap dilekçesinde itiraz ederken bildirmiş olup olmadığına da bakmaksızın bütün savunma sebeplerini bildirmelidir. Alacaklı bu davada alacağının varlığını 6100 sayılı HMK’ ya göre caiz olan her türlü delille ispat edebilir.Mahkememizce ——- Esas sayılı dosyası celp edilerek, dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler ayrı ayrı incelenmiştir. ——-Esas sayılı icra dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine 18/09/2019 tarihinde icra takibine girişildiği, davacı-alacaklı tarafından toplam 1.181.250,58 TL alacağının davalı-borçlulardan tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin davalı-borçlulara 23/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği,, davalı-borçlular vekilinin de yasal itiraz süresi içerisinde 26/09/2019 tarihinde borca itiraz dilekçesi verdiği, buna bağlı olarak icra müdürlüğünce icra takibinin durdurulduğu, takibin durdurulması kararının davacı/alacaklıya tebliğ edilmediği, davacının yasal süre içerisinde asıl davayı açtığı; birleşen dosya dava konusu——- Esas sayılı icra dosyasında ise birleşen dosya davacısı tarafından birleşen dosya davalısı aleyhine 18/09/2019 tarihinde icra takibine girişildiği, davacı-alacaklı tarafından toplam 116.570,99 TL alacağının davalı-borçludan tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin davalı-borçluya 25/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği,, davalı-borçlunun da yasal itiraz süresi içerisinde 26/09/2019 tarihinde borca itiraz dilekçesi verdiği, buna bağlı olarak icra müdürlüğünce icra takibinin durdurulduğu, takibin durdurulması kararının davacı/alacaklıya tebliğ edilmediği, davacının yasal süre içerisinde birleşen dosya davasını açtığı;anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarındaki tespitler uyarınca,—— – (İdare) ile —— Ortaklığı (Yüklenici) arasında ——İhale kayıt numaralı “——– ilişkin 25.08.2015 tarihli hizmet alımına ait sözleşme imzalandığı, sözleşme konusu işin ifası hususunda yüklenici ile davacı ——–(Alt Yüklenici) arasında 24.08.2015 tarihli alt yüklenici sözleşmesi akdedildiği, davacı şirketin söz konusu alt yüklenici sözlemesi kapsamında yaptığı giderler karşılığında faturaya dayalı cari hesap bakiye alacağının ödenmemesi üzerine davacı şirketin ödenmeyen toplam 1.037.181,77 TL fatura alacağı ve 144.068,81 TL işlemiş faiz tutarının tahsili amacıyla——– Esas sayılı dosyası ile icra takibine giriştiği, davalı borçlular vekilinin yasal süre içerisinde takibe itiraz ettiği ve davacı vekilinin de yine yasal süresi içerisinde mahkememizde itirazın iptali talepli işbu asıl davayı açtığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip konusu faturalar ve cari hesap nedeniyle davalıların davacıya borçlu bulunup bulunmadığına ilişkin olup, davalılar vekili ise süresinde açtığı karşı dava ile davacı tarafa sözleşmeye aykırı fatura kesildiği iddiasıyla sehven fazla ödenen bedelin iadesini talep ettiği, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için mahkememizce defter incelemesine karar verildiği, davacı tarafın ve davalı tarafın ayrı ayrı ticari defterlerini bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz ettikleri, hem davacı şirket defterlerini talimat yoluyla inceleyen—— bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, hem de davalı şirketlerin defterlerini inceleyen ——bilirkişisi tarafından nazırlanan raporda, davacı ve davalı tarafın incelenen ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, usülune uygun tutulan davacı ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının karşı davalıdan 907.436,70 TL alacaklı olduğu, usülune uygun tutulan davalı adi ortaklık ticari defter kayıtlarına göre ise takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı/karşı davacı şirketlerden 907.439,29 TL alacaklı olduğu, ancak mahkememizce hükme esas alınan ve——- bilirkişinin de dahil olduğu heyetten alınan 31/05/2022 ve 01/09/2022 tarihli ek raporlara göre davacı şirketçe davalı/karşı davacı şirketlere yapılan işler karşılığında düzenlenmiş ve ticari defterlere kavdedilmis bulunan 38 adet hakediş faturası incelendiğinde, düzenlenmesi gereken faturaların, toplam tutarının KDV Hariç 38.078.871,96 TL olacağı hesaplanmış olup, davacı şirketçe davalı adi ortaklık adına düzenlenen 38 Adet Faturanın KDV Hariç Toplam 42.292.038,19 TL olarak düzenlendiği, bu durumda davacı Şirketçe davalı adi ortaklık adına düzenlenen hakediş faturalarının toplamda KDV hariç (42.292.038,19 TL – 38.078.871,23-) 4.213.166,23 TL fazla tutarlı düzenlendiğinin belirlendiği, davacının fazladan düzenlemiş olduğu KDV hariç 4.213.166,23 TL fatura tutarından ticari defterlere göre davacı alacağı olarak tespit edilen 907.436,20 TL tenzil edildiğinde, davalı/karşı davacı şirketin 3.305.730,03 TL alacaklı olduğu sonucuna varıldığı, dolayısıyla ——- Esas sayılı dosyası nedeniyle davacının davalı/ karşı davacıdan alacağı olmadığı, karşı dava açan davalıların ise bilirkişi raporu doğrultusunda davacı/karşı davalıdan 3.305.730,03 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla asıl davanın reddi ve taleple bağlılık ilkesi nazara alınarak karşı davanın kabulü ile 3.000.000 TL alacağın davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dosya davası yönünden yapılan değerlendirmede ise; tüm dosya kapsamı ve incelenen her iki taraf ticari defter kayıtları uyarınca takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 102.352,76 TL TL alacaklı olduğu, anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile birleşen dosya davacısı borçlunun ——-esas sayılı icra takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 102.353,65 TL asıl alacak üzerinden davamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine dair karar verilmiştir. Dosya kapsamında davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtar bulunmamaktadır. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için davalının TBK. 117 (eski TBK. 101) maddesi uyarınca temerrüt ihtarnamesi ile temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) şarttır. Takibe kadar işlemiş faize yönelik davalı itirazının haklı olduğu değerlendirilerek takibe kadar işlemiş faiz tutarı bakımından davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacağın likit olduğu anlaşılmakla kabulüne karar verilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Asıl dava dosyasında açılan karşı davanın KABULÜ ile 3.000.000 TL alacağın davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
3-Birleşen dosya davasının kısmen kabulü ile birleşen dosya davacısı borçlunun——- esas sayılı icra takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 102.353,65 TL asıl alacak üzerinden davamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Alacak likit olduğundan hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının birleşen dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına ödenmesine,
5- ASIL DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
a-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin yatırılan toplam 14.226,56 TL hacın mahsubu ile arta kalan 14.145,86 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa ödenmesine,
b-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-)Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan —— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
d-)Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
e-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——-bütçesinden ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretin davacı karşı davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-KARŞI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN
a-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 204.930,00 TL nisbi harçtan başlangıçta alınan peşin harcın mahsubu ile bakiye 153.346,90 TL harcın davacı-karşı davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
b-)Davacı tarafından yapılan 51.583,10 TL karşı dava açılış masrafının davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacılara verilmesine,
c-)Davalı-karşı davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden davalı karşı davacılar lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan——-vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacılara ödenmesine,
d-)Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-BİRLEŞEN DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN
a-) Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 6.991,78 TL nisbi harçtan başlangıçta alınan peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.583,88 TL harcın birleşen dosya davalısından alınarak hazineye irad kaydına,
b-) Birleşen dosya davacısı tarafından yapılan 1.470,40 TL dava açılış masrafı ve 142,00 TL yargılama masrafından ibaret toplam 1.612,40 TL yargılama giderinden kabul ve redde göre hesap olunan 1.415,75 TL’sinin birleşen dosya davalısından alınarak davacıya verilmesine, kalanın birleşen dosya davacısı üzerinde bırakılmasına,
c-) Birleşen dosya davacısı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ——- nisbi vekalet ücretinin birleşen dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine,
d-) Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
e-) Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden kabul ve red oranına göre hesap olunan 1.159,01 TL’sinin birleşen dosya davalısından, 160,99 TL’sinin birleşen dosya davacısından alınarak hazineye gelir kaydına,Dair; davacı karşı davalı vekilleri ile davalı karşı davacı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.