Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/229 E. 2021/934 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/229 Esas
KARAR NO: 2021/934
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2020
KARAR TARİHİ: 26/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı yanın, davalı yana kesmiş olduğu —- kısmının ödenmemesi sebebiyle davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı yanın yetki itirazı neticesinde dosyanın —-olarak yenilendiğini, davalı yanın takip dosyasına —- kısmi ödeme yaparak kalan bedele itiraz edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamadıklarını, müvekkil şirket tarafından davalı tarafa teşhis ve hizmet bedeli verildiğini, e- faturaya itiraz edilmediğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin —–asıl alacak üzerinden devamına, davalının; alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacak borç ilişkisine dayanak olarak gösterdiği sözleşmede müvekkil şirketin imzası ve kaşesi bulunmadığını, müvekkil şirketin davacı şirkete karşı bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının her ne kadar — icra takibi başlatmış olsa da şirket cari hesaplarında borç miktarı olarak —- borç miktarı göründüğünü, davacı şirketçe fatura kesilmediğini, davaya konu takibe müvekkil şirket cari hesabında çıkan kısmı kadar ödeme yapıldığını, geriye kalan —-için ise geçerli bir fatura kesilmediğini ve dosyaya böyle bir fatura sunulmadığını tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ——-takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Tarafların —- yılına ilişkin ticari defterlerin süresinde açılış tasdiklerinin yapıldığı, kural ve standartlara uygun tutulduğu, ticari defterlerin birbirlerini teyit ettiği, süresinde kapanış tasdikinin yapıldığı, lehlerine delil niteliğinin bulunduğu, taraflar arası cari hesap farkının — olduğu, bu farkın davalı yan tarafından davacı yana —tarihinde yapılan — tutarlı ödemeni davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, davacı yan tarafından hazırlanan, davalı yanın kaşe imzasını içeren—- tarihli—- muhteviyatlı belge üzerinde yapılan incelemede, davacı yan tarafından davalı yana verilen tedavi hizmetinin bedelinin — olduğu, davalı yanın ticari defterleri ödeme yönünden protokolle örtüştüğü, protokol öncesinde davacı yana —- olmak üzere, davalı yan tarafından davacı yana yapılan toplam ödemenin —- olduğu, takip tarihi itibarıyla ödenmemiş tedavi hizmet bedelin ise— olduğu, davalı yan tarafından icra dosyasına—ödeme yapıldığı, davacı yanın davalı yandan talebi ile bağlı asıl alacağının takip tarihi olan —– tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Davacı taraf, iddiaların ispatı için davalı yanın tarafın imzasını taşıyan ve imza inkarına konu olmayan(her ne kadar davalı vekilince cevap dilekçesinde söz konusu protokolde müvekkili şirketin kaşe ve imzasının bulunmadığı bildirilmiş ise de protokol incelendiğinde imza ve kaşenin mevcut olduğu, imza yahut kaşenin sahteliğine dair açık bir itirazının bulunmadığı görülmüştür.) protokol sunmuş olup protokol uyarınca davalı yanın kaşe imzasını içeren —- tarihli “fiyatlandırma detayı ve ödeme protokolü” muhteviyatlı belge dikkate alındığında davaya konu hizmete bedelinin —- olduğu protokol hükümlerince sabit olmakla davalı yanın aksini yazılı bir belge ile ispat edemediği ve ispat aksinin ispat yükünün davalı üzerende olduğu dikkate alındığında davalı tarafın davacıya davaya konu bakiye —– asıl alacağı bulunduğu kanaatine varılmakla olduğu usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—— asıl alacak üzerinden İPTALİNE,
3-Kabulüne karar verilen asıl alacak miktarı olan %20 ‘si oranda icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar harcı 683,10 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 386,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 296,63 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 386,47 TL peşin harç olmak üzere toplam 440,87 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 972,75 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ————–Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/11/2021