Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/207 E. 2021/755 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/207 Esas
KARAR NO: 2021/755
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/01/2020
KARAR TARİHİ: 01/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin davacıdan —- aldığı ve davalı tarafa—-verildiğini, hizmetlerin karşılığında davalıya faturalar düzenlenerek tebliğ edildiğini, hizmetin verilmesine rağmen karşılığı olan bedelin tahsil edilemediğini, bunun üzerine—– ile takip başlatıldığı ancak davalının itirazı ile takibin durduğunu tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne,—— sözleşmenin haksız feshinden dolayı uğradığı/ uğrayacağı zararın tespit edilerek şimdilik toplam —– sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen davacının dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —- icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın —- gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—–düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini —— sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış ——yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —-dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından— tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın —- tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle ” Dosya içeriğinde taraflar arasında yapılmış olan herhangi bir sözleşme yer almadığı, davacı tarafından verildiği iddia edilen hizmetin —olduğu, davacı tarafından — yasal defterleri ibraz edildiği, yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri yasal süresinde yapılmış olup sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu , davacı yan yasal defterlerinde davalı şirket takip tarihi olan — tarihinde davacı yan yasal defterlerinde davalı — borçlu olduğu ve fakat davacı tarafından bu bakiyenin sadece —- kısmı için takip başlattığı, davaya konu edilen hizmetin verildiğine dair davalının da kaşe ve imzasına havi herhangi bir belge ya da —- verenlerin tutmakla mükellef oldukları defterleri davalıya teslim ettiklerini belirterek ibraz edemediği, davaya konu edilen satış faturalarını teslim ve tebliğine ilişkin belge ibraz edilmediği, yönleri ile davacının iddialarının ispata muhtaç olduğu, ancak, icra takibine itiraz eden davalının herhangi bir ödeme dekontu sunmadığı ve söz konusu hizmeti almadığını belirtmediği hususlarını beyan ve rapor etmiştir
—- Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup —-maddesinde ise bu düzenlemeye paralel olarak “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” hükmünü içermektedir.
İddianın delillendirilmesi için davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, taraflar arasındaki sağlık ve danışmanlık hizmetleri kapsamında davacının, davalıdan alacağının kalıp kalmadığı, yapılan tahsilatların ne kadar olduğu hususunun denetime elverişli şekilde açıklayıp göstermesi hususunda birikişi raporu alınmış , bilirkişi raporunda ticari ilişkinin bulunduğu davacı tarafın—- defter kayıtlarının açılış, kapanış tasdiklerinin yapıldığı, ancak davaya konu edilen hizmetin verildiğine dair davalının da kaşe ve imzasına havi herhangi bir belge ya da —-verenlerin tutmakla mükellef oldukları defterleri davalıya teslim ettiklerini belirterek ibraz edemedikleri ve davacının iddialarının ispata muhtaç olduğu anlaşılmakla denetime ve hüküm kurmaya el verişli bilirkişi hükme esas alınarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN REDDİNE;
1- Karar harcı —peşin harçtan mahsubu ile artan —- harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-) —– arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/10/2021