Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/204 E. 2022/789 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/204 Esas
KARAR NO : 2022/789

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 23/01/2020
KARAR TARİHİ : 17/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– tarihinde davacının personeli ile yapılan inceleme sırasında davalının kesilen elektriği açıp kullandığı tespit edilerek Kaçak Elektrik Tüketimi Tespit Tutanağının tutulduğunu, söz konusu bu döneme ilişkin kaçak elektrik bedeli, yönetmeliğin vermiş olduğu yetki ile davacı şirketin davalının kaçak elektrik kullanım bedelini —-olarak tespit ettiğini, davalının kaçak elektrik bedelini ödememesi nedeniyle ——-dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini ve davalının takibe itiraz ederek durdurduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin davalıya hükmedilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı taraf eldeki davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128. madde hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle,——-icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,———- dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce aldırılan ——- tarihli bilirkişi raporu ile davacı——, davalı—————– icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği bedelin—– olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmek ve ek rapor aldırılmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 08/07/2021 tarihli bilirkişi raporu ile davacı vekilinin itirazları tek tek değerlendirilmiş, davacı —, davalı —-takip tarihi itibariyle talep edebileceği ——- sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı vekilinin itirazı üzerine dosya yeni bir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan —- Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 42.maddesinde, “Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği —- sebep halleri dışında —- kaçak elektrik kullanımı olarak tanımlandığı, Davalı tarafından, EPDK Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 42. maddesinin (ç) – fıkrasında tanımlanan şekilde, kesilen elektriğin, davacı —- dışında açılarak (mühür fekki yapılarak) kaçak elektrik kullanıldığı, davalı şirketin, dava konu adreste elektrik kullanmadığına dair herhangi bir belge sunmadığı, bu nedenle; aksi ispat edilene kadar davaya konu —— tespit tutanağından ve bu tutanağa tahakkuk eden kaçak tüketim bedellerinden sorumlu olacağı, davalı şirketin,davacı elektrik şirketine; —— borçlu olacağı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı tarafından kaçak elektrik kullanımı sebebi ile tahahhuk ettirilen elektrik faturasının ödenmediği, bilirkişi raporu ile de davalının kaçak elektrik kullandığı görülmüştür. Bilirkişi tarafından yapılan teknik inceleme ve hesaplama dosya içeriğine ve hadiseye uygun bulunduğundan mahkememizce de hükme esas kabul edilmiştir. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Eldeki davada alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddi ile davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının ———- Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin 10.632,17 TL asıl alacak 105,90 TL gecikme zammı, 19,06 TL gecikme zammı KDV olmak üzere toplam 10.757,13 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı, talebinin reddine
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 734,82 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan —– mahsubu ile bakiye kalan 574,19 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan —– başvurma harcı, 160,63 TL peşin harç ve 7,80 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 222,83 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 258,90 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.858,90 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %75,28 oranında olmak üzere 1.399,38 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan —— vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan — göre belirlenen——– vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10—— arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 993,70 TL tutarlı kısmının davalıdan, 326,30 TL tutarlı kısmının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı